34.BÖLÜM

5.9K 478 21
                                    

Yusuf

On yıl önce.......

 

   Yine her ay olduğu gibi dedemden kalma dağ evine gitmiştik.Ev çok eski bir evdi. Babam bu dağ evini çok severdi. O yüzden ayda bir kez gideriz. Babama kalsa hep orda kalmak isterdi ama işlerden dolayı olmuyor. Şehre çok uzak bir yer.

  O gün Zeynep ile beraber puzzle oynuyorduk. Zeynep çok severdi puzzle oynamasının. Babam her zamanki gibi tv izliyor annem de elinde meyve tabağı bize meyve soyup veriyordu. Babam Zeynep'e seslendi.

  " Kızım.."

  " Efendim baba. "

  " Bu puzzle de bitmek üzere sanırım. "

  " Evet babacığım. "

  " Bunu tamamladıktan sonra başka bir tane daha alırız. Ne dersin?"

  " Olur derim tabii ki babacığım. Canım babam teşekkür ederim. "

  Keyfimiz yerindeydi. Taki o ana kadar. Bir an da silah sesleri duyuldu. Üstümüze kurşun yağıyordu. Babam yanında oturan annemi kollarının arasına alarak Zeynep ve benim üzerime atladı. Kendini bizim için kalkan etti. Silah sesleri çoktu. Çok fazlaydı.... Bir insanın babası olması ne kadar güzel birşey. Kendi canı pahasına çocuklarını koruyor.

  Sonunda silah sesleri kesilmişti. Babam hala üstümüzdeydi. Annem babama seslendi ama babamdan ses gelmedi. Annem yukarı doğru kalktı. O an da babam yere düştü. Babam hareketsiz yerde yatıyordu. Evet babam vurulmuştu. Annem babamın ellerinden tuttu.

  " Yunus....Yunus aç gözlerini." Annem hıçkırıklara boğuldu. Zeynep benim kollarımın arasında kafasını göğsüme gömmüş ağlıyordu. Babam zar zor gözlerini açtı. Elini annemin yanağına götürdü.Ve konuşmaya çalıştı.

  " S.S.Sedef.... çocukları al... götür burdan. " Babamın son söylediği söz bu oldu. Babamın eli yere düştü. Zeynep'i çığlığı hala kulaklarımda...

  " Babaaaa....Babaaaa...Babaaaa..." Annem babamın cansız bedenine baka kalmıştı. Bir taraftan Zeynep'i sakinleştirmeye çalışıyorum bir taraftan ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.

  Silah seslerinin susmasının gelecek olan bir başka felaketin habercisi olduğunu sonradan anladık. Her yer duman olmuştu. Evimizi ateşe vermişlerdi. Annem farkında bile değildi. Artık içeride durulacağı kalmamıştı. Her yerin alev alması an meselesiydi. Zeynep'i kucağıma aldım. Annemide kolundan tutarak çekiştirdim. Zor da olsan kendine gelseni başarmıştım. Koşarak kapıya vardık. Annem açmaya çalıştı ama açılmıyordu. Zeynep'i kucağımdan indirip ben de denedim. Olmadı. Kapı kilitliydi. Hemen hemen her yeri alev almıştı. Dumandan dolayı güçlükle nefes alıyorduk. Tekrardan Zeynep'i kucağıma alıp çıkabileceğimiz bir yer bulmaya çalıştım. Acele etmemiz gerekiyordu. Ev çökebilirdi. Eski bir evdi çünkü. Mutfağa gelip pencereyi açmaya çalıştık olmadı. Hemen masanın yanındaki sandalyeyi alıp cama fırlattım. Zeynep'i alıp pencereden aşağı inmesine yardım ettim. Cam kırıkları her ne kadar ayaklarına batsada umursamadı. Sıra annemdeydi.

  " Hadi çık anne. Çabuk ol.."

  " Önce sen çık oğlum. " O sıra bir gürültü oldu. Ev çökmeye başlamıştı. Annem beni ittirmeye başladı.

YUSUF'UN MELEĞİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن