21.BÖLÜM( senden asla vazgeçmem)

6.9K 539 8
                                    


Melek

  Benim gitmem gerekiyordu. Terlemeye başlamıştım. Yusuf'un söylediklerine inanamıyordum. Beni sevdiğini söylüyordu. Ve hatta evlenme teklifi ediyordu. Ona hayır demek istiyordum ama neden bunu yüzüne söyleyemiyordum. Benim güvenim kırılmıştı. Bir daha aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum. Daralmaya başladım. Bir an önce gitsem iyi olacaktı. Kafamı kaldırıp Yusuf'a baktım o da bana bakıyormuş.
  " Yusuf benim gitmem gerek." Konuşmam biter bitmez hemen sandalyeyi çevirip kapıya yöneldim. Kapının kolundan tutup açmaya çalıştım. Açılmıyordu. Niye açılmıyor bu ya. Açıl ya açıl. Açılsana. Ellerimin titrediğini fark ettim. O anda geriye çekildim. Bütün vücudumu titrememe tuttu. Karnıma kramp girdi. Yusuf bırak beni, gitmek istiyorum ben. Ne oluyor ya. Yusuf beni bırakıp kapıyı açtı. Ben de fırsattan istifade dışarı çıkmak için hareketlendim. Tam kapıdan çıktım derken sandalye hareket etmez oldu. Niye gitmiyor bu. Arkamı dönüp bakacakken kulağımın dibinde Yusuf belirdi. Kalbim duracak sandım. Ne yapıyorsun Yusuf sen. Oyun mu oynuyorsun benimle. Eğildikten sonra kulağıma birşeyler fısıldadı.

  " Benden uzakta olmanın ne önemi var ki. Ay da Güneş de benden çok uzakta. Ama onlarsız bir günüm dahi geçmiyor. "

  Ne demek istedi şimdi bu. Konuşmasını bitirdikten sonra doğrulup ellerini sandalyeden çekti. Hiçbirşey demeden çıktım odadan. Ben ona niye cevabını vermiyorum ki. Olmaz de, istemiyorum seni Yusuf de. Bunları söylemek bu kadar mı zor?

  Kapıdan çıktın sonra Zeynep'i gördüm. Köşe de bizi bekliyordu. Beni görünce yanıma doğru geldi. Kaşlarını çattı.

  " Ne oldu abla? Yüzün bembeyaz olmuş. Birşey mi oldu? "

  " Zeynep...b-b-ben aşağı inmek istiyorum. Lütfen beni aşağı indirir misin?"

  " Ablacığım neler oluyor anlatır mısın?"

  " Sonra Zeynep. Lütfen beni aşağı indir. "

  " Tamam hadi gel ablacığım. " Zeynep beni de alıp asansörün yanına gittik. Asansöre binip aşağı indik. Annemlerin yanına varıp gitmek istediğimi söyledim.

  " Babacığım gidelim mi artık. Yoruldum biraz. "

  " Tamam kızım. " Bizimkiler ayaklandı. O sıra da Yusuf da yanımıza geldi.

  " Hayırdır Ömer amca. "

  " Biz kalkalım artık oğlum. Melek de yoruldu." Yusuf'un gözlerinin üstünde olduğunu hissedebiliyorum. Bense ona bakmaya çekemiyorum. Zeynep yanıma gelip sarıldı.

  " Herşey yolunda mı abla?"

  " Evet canım. Merak etme."

  " İyi bakalım." Zeynep beni kapıya kadar getirdi. Bir ara yanlız kaldım. Bir dakika bile sürmedi bu yalnızlık. Yusuf bu fırsattan istifade yanıma gelip sessizce konuştu.

  " Cevabını bekliyorum. Cevabın hayır da olsu yine bekleyeceğim."

  Benim konuşmama kalmadan babam geldi yanıma.

  " Gidelim hadi kızım. " Babam beni arabaya bindirdi ve uzaklaştık evden.

  Eve gelmiştik. Yatağa yattım ama bir türlü uykum gelmiyordu. Yusuf aklımdan çıkmıyordu. Daha doğrusu onun söyledikleri çıkmıyordu. Daha Kenan'dan ayrılalı beş ay felan olmuştu. Benim güvenim kalmamıştı kimseye. Ben nasıl evet derdim Yusuf'a. Ama kendisi beni bu şekilde sevdiğini söylüyor. Belki de gerçekten seviyordur. Belki de onun ki gerçek aşktır. 'Ne gerçek aşkı Melek. Saçma saçma konuşma. Sana gerçekten aşık olabileceğine inanıyor musun? Yusuf'u düşünmekten de vazgeç artık. Seni bu halinle kimse sevmez.' Haklıydım, kim kabul eder ki beni. Gözlerimi kapadım. Uyumak istiyordum. Ve sonunda uykuya dalmayı başarmıştım.

YUSUF'UN MELEĞİUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum