37.BÖLÜM

6K 446 40
                                    

Melek

  " Senn!?" Bunun ne işi var burda.

   " Naber Melek. "

  " Senin ne işin var burda? Çabuk git burdan. "

  " Aaa...çok ayıp ama Melek. Ben buraya seni teprik etmek için gelmiştim oysaki. "

  " Hemen burdan git Kenan. Senin hiçbir şeyin lazım değil bana."

  " O kadar emin olma küçük hanım. " İçeri girmeye yeltendi. Ama ben durdurdum.

  " Sakın Kenan. İçeri girmene müsaade edeceğimi düşünmüyorsun herhalde. Defol git burdan. " İyice sinirlerim tepeme çıkmıştı. Ne yapmaya çalışıyordu bu.

  " Gideceğim merak etme. Ama yanlız değil. "

  " Ne saçmalıyorsun sen. " Korkmaya başlamıştım. Bunun niyeti bozuktu belli. Allah'ım sen yardım et. Yusuf nerdesin ne olur çabuk gel.

  " Benim geliyorsun küçük hanım. " Kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Ondan kurtulmaya çalışıyordum ama nafile. Ayaklarım tutmuyordu. Çırpınışlarım bir işe yaramıyordu. Bağırmaya başladım.

  " İMDAAAAAT! YARDIM EDİN.İMDAAAAT!!!" Sesimi duyan yokmu yardım edin Allah rızası için. Beni kucağına aliverdi. Ellerimle kafasına vuruyordum. İşlemiyordu. Kollarımdan başka işler bir yanım yoktu. O da yetmiyordu. Beni arabasına bindirdi. Doğrulamaya çalışıyordum olmuyordu. Allah'ım sen beni bu caninin elinden kurtar.

  Yusuf

  Meleğimi görmek için bahaneler bulmaya devam ediyordum. Anahtarın çok da önemi yoktu aslında. Allah'ın işi ya orda düşürmüşüm. 

  " Hadi gidelim artık Yusuf geç oldu. "

  " Çıkalım çıkmasına da ben önce Melek'in yanına uğrayacağım."

  " Allah'tan bir hafta kaldı evlenmenize. Sürekli oraya gitmezsin sonuçta yanında olacak. Korkarım sen Melek'i bırakıp şirkete de gelmezsin. "

  " Çok konuşma istersen. Hadi ben çıktım. " Ceketimi alıp çıktım odadan.

    Çok az kalmıştı. Acaba babamlar eve döndüler mi? Geldilerse içeri geçer otururum. Çok da geç değil zaten. Gelmedilerse kapıdan konuşuruz Meleğimle. Onu görmek bile yeter bana. Yarında bütün gün beraber oluruz. Meleğime gelinlik de çok yakışacak. Canım içi gelinlik içinde adı gibi Melek olacak. Allah'ım sen beni Melek'in yokluğuyla sınama. Beni onsuz bırakma.

  Meleklerin sokağına girmiştim. Köşeyi döndükten sonra beklemediğim birşeyler olmuştu.  Kenan Melek'i kaçırıyordu.

  "Ne oluyor orda. Melek... Kenan... " Kenan Melek'i kucağına almış arabasına doğru götürüyordu. Melek'i onun kucağında çırpındığını gördüğümde nevrim döndü. Gaza daha da yüklendim. Şerefsiz Melek'i arabaya koydu ve kendide bindi ve uzaklaşmaya başladı. Yetişemedim. Takip etmeye başladım.

  " Seni bu kez elimden kimse alamaz. Bu kez seni geberteceğim. Sen nasıl Meleğimi kaçırırsın. Seni mahvedeceğim lan şerefsiz." Kenana sövmekle birlikte yüklendim gaza, yetişmek üzereydim. Daha hızlı olmam lazımdı. Hızlı olup önünü kesmeliydim. O şerefsizin elinden Melek'i kurtarmam gerekiyordu. Benim nişanlımı kaçırmak neymiş ona göstereceğim. Çok yaklaşmıştım. Yaklaşmıştım yaklaşmasına ama şerefsiz hızlanmaya başladı. Beni fark etmiş olmalı.' Daha da hızlan Yusuf. ' hata yapma lüksüm yoktu. En küçük bir hata da Melek'i kaybedebilirdim. Hızlandım. Evet az kalmıştı. Ve sonunda önünü geçmiştim. Geçince biraz ilerledim ve onun geçemeyeceği şekilde arabayı durdurdum. O da yavaşladı ve durdu. Hemen arabadan indim. O benle birlikte indi. Aramızda yaklaşık on metre vardı. Arabadan iner inmez oraya doğru ilerledim. Melek'i onun elinden kurtarmalıdım. Ben daha Melek'in yanına varmadan arkasından silah çıkarıp bana doğrultu.

  " Orda dur bakalım Yusuf efendi. "

  " Kenan... Seni bu kez öldüreceğim şerefsiz..."

  " Hahhaaa... Çok komiksin. Şaşırdın herhalde. Şu an ölümle burun buruna olan sensin ben değil. Asıl ben seni bu kez öldüreceğim. Doğrusunu söylemek gerekirse senin bu kadar çabuk geleceğini düşünmüyordum. İyi oldu aslında. Bir taşla iki kuş. Hem Melek'i alıp gideceğim hem de seni ortadan kaldıracağım. Ayak bağı olursun sen bana. Bu fırsatı değerlendirmek lazım değil mi ama. "

  " Melek'i alıp gitmene asla izin vermem. Yolun sonunda ölüm bile olsa Melek'i sana bırakmam. "

  " Zaten birazdan öleceksin. Ve ben de Melek'i alıp gideceğim. Sen de artık diğer taraftan seyredersin. Melek'in nasıl mutlu olduğunu da göreceksin. "

  " Melek seni sevmiyor, sevmeyecekte. Seninle asla mutlu olamaz. "

  " Yanılıyorsun Yusuf efendi. Melek beni seviyor. Sadece bana biraz kırgın. Bana inat olsun diye seninle nişanlandı. Canımı acıtmak istedi aklınca. "

  " Bana bak..." Üstüne doğru yürümeye başladım. Ama iki adım atabilmiştim. Silahıyla durmamı işaret edince durmak zorunda kaldım.
  " Sakııınn...Daha fazla yaklaşma. Yani tamam seni öldüreceğim ama bu kadar sabırsız olma. " Neyi bekliyorsun Yusuf kafa göz dal şu ite. Olan olsun artık. Melek'i o adamın ellerine bırakamam.

  " Melek seni sevmiyor anla bunu artık. Melek beni seviyor. O sırf sana inat olsun diye benim duygularımla oynayacak kadar karaktersiz değil. Melek'i kendinle karıştırma. Seni sevseydi eğer senin ona yaşattıklarına rağmen seni affederdi. Ayrıca seninde Melek'i sevdiğine inanmıyorum. Sen yediremedin tabii Melek'in benimle olmasını. "

   Bir taraftan Kenan ile konuşurken bir taraftan Melek'e bakıyordum. Zar zor görebiliyordum. Sesi geliyordu ama ne dediğini anlayamıyordum. Onun oradaki çırpınışları, ağlayışı içimi parçalıyordu. Ama ben hiçbir şey yapamıyorum. Bir korkak gibi burda durmuş onu izliyordum. Allah'ım sen yardım et.

  " Senin bütün bu yaptıkların sevginden değil Kenan , hırsından yapıyorsun. "

  " Yeter artık çok konuştun. Sen kendini kandır dur. Melek beni seviyor. Ben de Melek'i seviyorum. Seni öldürdükten sonra onu alıp buralardan gideceğim. "

  " Buna asla izin vermem. Melek'i benden alamazsın."

  " Birazdan seni öldüreceğim diyorum, sen hala onu benden alamazsın diyorsun. Şaka gibisin. O benim kadınım olacak...."

  " Laaaannn..." Duramaz hala gelmiştim artık. Onun o son söylediği söz beni deliye çevirmişti. Üstüne yürüdüm. Hiçbir durduramazdı beni. O anda ne olduğunu anlamadan art arda üç el silah sesi geldi. Olduğum yerde kaldım. Hareket etmeye çalıştım. Sanki bütün vücudum uyuşmuştu. Adım atacak gücüm yoktu. Göğsümde ağrı hissetmeye başladım. Ilık ılık birşeyler akıyordu. Sonra anladım ki vurulmuştum. Bacaklarım titremeye başladı. Kendimi yerde buldum bir anda. Gözlerime ağırlık çökmeye başlamıştı. Nefes alamaz hala gelmiştim. Allah'ım öleceksem bile sen Meleğime o adama bırakama. Sen ona yardım et.

  Melek'in sesi geldi kulağıma bağırıyordu.

  "YUSUUUFF...! YUSUUUFF..!"

  Gözlerimi kapatmamak için zorladım kendimi ama olmadı. Ve belki de bir daha açmamak üzere kapattım.


YUSUF'UN MELEĞİNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ