YP 2 / BÖLÜM / 29

Start from the beginning
                                    

Orman rüzgarı bünyesinden def etmiş ve ağaçların kendi aralarında fısıldaşmaları son bulmuştu. Sonunda rüzgarın rahat bıraktığı ağaçlar sabit durmayı başarmış ve ay ışığı kendini yer yüzüne bırakabilmişti.

Uyandığımı gören Ayla, tırnaklarını kemirerek konuşmayı bırakmış ve bana doğru yönelmişti.

"Ne diyordunuz az önce küçük hanım?"dedi sinirle.

Daha yeni kendime gelebiliyor ve olanları anlamlandırabiliyordum. Yerde ellerim bağlı yatıyordum. Bana da artistlenmesinin sebebi buydu. Bağlı ellerime güveniyordu.

Kapişonlu adam yüzünü eğerek yavaşça yanımdan geçip arkama geldi.

Bir kaç saniye sonra alnımda keskin bir soğukluk hissettim.

"Öldürelim mi lan şimdi seni?"dedi Ayla elliyle beni tehdit edercesine.

Kafamı umutsuzca sallayıp kaşımın birini havaya kaldırdım.

"Sende ablan gibi psikopat ve korkaksın."

"Öyle mi?"dedi bir adım daha yanıma yaklaşıp.

Elini havaya kaldırdı. Tokat yüzümle aramda bir milim oluşturacak şekilde durdu. Arkamdaki kapişonlu elini tuttu.

"Ayça hanım bunları emir etmedi."dedi tok sesiyle.

"Hey sen arkamdaki. Yüzünü gösteremeyecek kadar korkak mısın? Yoksa kimliğinin öğrenilmesinden korkan gizemli suçlulardan mısın? Bunun için maskeler var. Arrow gibi kapişonun altına saklanmana gerek yok."

"Kapat çeneni."dedi Ayla yüksek bir sesle.

"Nasıl buldun bizi?"diye devam etti.

Alaycı bir gülümseme takındım.

"Sen kendini çok mu akıllı sanıyorsun Ayla. Tabiki seni takip ettim."

Sinirle kaşlarını çattı ve bana bir şey yapmak istediğini belli edercesine arkamdaki adama sinirli bir bakış fırlattı.

Adamdan onay almadığını tahmin ettiğim Ayla sinirle arkasını döndü.

"Ne yapacağız şimdi ona. Ablam ne emir verdi."

"Aras bey şartları kabul etmiş. Adil bir anlaşma olması için Ayza hanımın serbest kalmasını istiyor."

Duyduğum Aras kelimesiyle irkildim.

Bir şeyler düşünmeliydim. Şu anda ona çok yakındım. Onlara çok yakındım.

"Bakın, benim Ayça'ya veya size karşı bir alıp veremediğim yok. Ayça'ya karşı var ama size yemin ederim Aras'ı ve Sibel'i bulursam hiç bir şekilde size bir şey yapmayacağım."

"Hah, bir şey yapmayacakmış. Kimsin lan sen?!"

Sinirlendirmeyi başarmıştı.

"Bana bak sonradan bozma Ayça kılıklı Ayla, az önce elimde odunlayken böyle ötseydin ya. Noldu da artistlendin birden, arkamdaki bağlı ellerime mi güveniyorsun sen? Her şeyi açıklayabilirim diye titrek sesini unuttum mu sanıyorsun? Bu eller çözülünce sana neler yapabileceğimi tahmin edebiliyor musun? Seni zevk ala ala döveceğim."

"Bana bak Ay..."

Lafını bölen şey bir kaç köpek havlaması ve yakındaki fener ışıklarıydı.

Bunlar polisti, bana ulaşabilmişlerdi. Öyle bir nefes alıp bıraktım ki, rahatlığımın tarifi yoktu.

"Bunlar da kim?"dedi tok sesiyle arkamdaki kapişonlu.

"Polis olmalı. Bu köpek polise haber vermiş olmalı."

"Ah şu ellerimdeki iplerin çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Ellerim bağlıyken aldığın her nefesi zevk ala ala arka tarafından sana tekrar aldıracağım. Ama zevk alan tek taraf ben olacağım emin olabilirsin."

Polisin korkusuyla tehditime sadece korkarak baktı.

"Bırak, bırak hemen kaçalım."dedi tok sesli adam.

"Biz gider gitmez bağıracaktır."

"E ne yapacağız?"

Adamın elinden silahı alıp bana baktı.

"Orasını bana bırak!"

"Beni öldürmen büyük hata ol..."

...

"Ayza hanım, Ayza hanım uyanın."

Gözlerimi hafif araladığımda karşımdaki tanıdık tavanla bir kaç saniye kesiştik.

"İyi misin Ayza hanım."

Yavaşça elimi kafama götürüp oturur pozisyon aldım. Cevap alamayan hemşire konuşmaya devam etti.

"Kafanızdan bir darbe almışsınız."

"Bir değil iki."dedim başımın inanılmaz ağrısından gözlerimi sıkarak.

Ayla silahla kafama vurmuş ve beni bayıltmıştı.

"Polis nerede?"

"Bir kaç polis ifadenizi almak için kapıda bekliyorlar. Aralarında amir de varmış."

Kafamın ağrısına aldırış etmeden kapıya doğru ilerleyip hızla kapıyı açtım.

"Osman bey."dedim kapıyı açar açmaz.

Kapının yanındaki koltukta elinde bir kaç kağıt ve kulağında kulaklıkla bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.

"Ayza hanım, uyanmışsınız."

"Lütfen bana onları yakaladığınızı söyleyin."

"Ayza hanım önce bir şöyle oturun iyi görünmüyorsunuz."dedi kolumu tutup beni kalktığı koltuğa doğru iteleyerek. Kolumu ondan kurtarıp gözlerine baktım.

"Bana yakaladık deyin."

"Ayza hanım, orada buluşma kararı aldıklarına göre ormanı avuçlarının içleri gibi biliyor olsa gerekler, kısa sürede izlerini kaybettirdiler."

"Lanet olsun."deyip kollarımı duvara yaslayarak kollarımın üzerine kafamı koydum.

Her defasında yeni bir engel çıkıyordu karşıma, tam ulaştım derken yeniden giriyordum bir çıkmaza.

"Osman bey, Aras'ın bir anlaşma kabul ettiğinden ve bu anlaşma sayesinde beni bağışladıklarından bahsettiler."

"Bunlardan önce sizden almam gereken başka bilgiler var. Mesela kaç kişiydiler yüzlerini gördünüz mü?"

"İki kişiydiler. Biri Ayla'ydı diğeri ise bir türlü yüzünü göstermek istemeyen kapişonlu birisi."

Kafasını anladığını belli edercesine salladıktan sonra bana döndü.

"En iyisi siz gidin eve dinlenin, müsait olduğunuz bir zaman bize gelir ifade verirsiniz. Bulmaya çok yaklaştık Ayza hanım, asla pes etmeyin."


"Ben çoktan pes ettim Osman bey, beni sürekli onlara yaklaştıran Aras'la aramdaki bağ. O pes etmiyor..."

YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now