YP 2 / BÖLÜM / 28

Start from the beginning
                                    

Kadın kafasını kapıdan içeriye uzatıp sağa sola baktıktan sonra evinin kapısını kapattı ve üç basamaklı merdivenden bir adım daha aşağıya indi.

"Buyurun polis hanım nasıl yardımcı olabilirim."

"Şu evde yaşayanları biliyor musunuz?"

"Aylin ablanın evidir orası."dedi hafif köylü aksağınıyla.

İsim kombini yapmışlardı ailecek anlaşılan.

"Bana o aileyle ilgili bilgi vermenizi istiyorum."

"Neden ki?"dedi kaşlarını çatarak.

"Size çok fazla bilgi veremeyeceğim sadece kızlarıyla ilgili polis bir araştırma yapıyor. Bir suça karışmış, bir adam kaçırmış."

"Hangisidir? Büyük kızı mıdır suç işleyen?"

Kafamı onaylarcasına salladım.

Kadın bir eve bir de bana baktıktan sonra anlatıp anlatmamak arasında kararsız kalmıştı. Sonunda konuşmaya karar verdi.

"Öyle bir şey yapacağını tahmin ediyordum zaten o kızın polis hanım kızım. Annesi küçüklüğünden beri çok çekti ondan."dedi.

Sonra derin bir nefes alıp ah çekti.

"Babaları bunları bırakıp gittiğinde çocukları bacak kadardı. Ayça büyüdükçe ev de kavgalar çoğalırdı. Bazen annesini dövdüğü bile olurdu hanım kızım."

Nasıl bir kadındı bu. Hamile kadını öldürmeye kalkışıyor, annesini dövüyordu. Normal bir insan değildi o karar vermiştim artık.

"Annesi en son evlatlıktan reddetti onu. Çoktandır görmüyoruz büyük kızı hanım kızım."

Demek ki Ayla doğru söylüyordu. Ama benim şüphelerim yersiz olamazdı. Ona güvenmiyordum, bütün o öz güvensiz hareketlerin hepsi kesinlikle yalan söylediğine işaretti.

"Peki küçük kız kardeşiyle araları nasıl ablam."

"Valla benden duymuş olma ama hanım kızım onlar sık sık görüşürmüş hatta küçük kız kazandığı paranın yarısını ona verirmiş bazıları. Ama bunu duyalı aylar oluyor hanım kızım. Belki de konuşmayı kesmişlerdir."

Kafamı sağa doğru çevirip düşündüm. Şüphelerimde yersiz değildim.

"Teşekkür ederim ablacım. Eğer bir ihtiyacım olursa yine sana geleceğim. Şimdilik bu sorgulamadan kimseye bahsetme sen ablacım. Köy yeri nasıl bir yerdir bilirim çok fazla dedikoducudur kimsenin ağzında bakla ıslanmaz. Ama bir adamın hayatı söz konusu ablacım. Eşine bile bahsetme yoksa o adama herhangi bir zarar gelebilir. Emi benim güzel ablam?"

Kafasında ki şalı çekiştirip konuştu.

"Merak etme hanım kızım. Umarım aradığınızı bulursunuz."

"İnşallah be ablacım inşallah."

...

Telefonumun şarjı bitmek üzereydi ve kesinlikle çekimin ç'si bile yoktu bu köyde. Cihat'a ulaşmalıydım lakin Ayla bu bilgiden sonra Ayça'yla buluşmak isterse diye bir kaç saat daha beklemek istiyordum fakat gece on ikiye geliyordu artık. Tabi arama ihtimali de vardı ama benim için burada beklemek ve tahminlerimi sağlama almak daha önemliydi.

Bir an önce Cihat'a gitmeliydim belki de işe yarar bilgiler elde etmiştir.

Tüm bu düşüncelerin arasından bir kapı gıcırtısıyla sıyrıldım. Bulduğum bir duvarın arkasına geçtim ve eve yaklaşık elli metre geride bakmaya devam ettim.

Ellerinde ayakkabı üzerinde ilkbahara uygun ince kabanıyla birlikte parmak uçlarında dışarıya çıkıyordu Ayla.

İşte bu tam da şüpheli bir hareketti. Şahsen ben evden kaçıp ailemin istemediği birisiyle buluşacak olsam tam da böyle hareket ederdim.

Ayla yavaş yavaş benim aksi yönümde hareket etmeye başladı.

Attığı bir kaç adımdan sonra yarım saat önce çağırdığını tahmin ettiğim taksiye bindi. Hemen arabaya atlayıp takip etmeliydim ama nasıl. Burada ki yollar bu saatte ıssız olurdu, eminim takip ettiğimi anlardı.

Daha fazla çıkar yol düşünmeye başlarsam onları kaçıracaktım, en iyisi bir yerlerden devam etmeliydim. Arabaya bindim ve içine saklandım. Taksinin yanımdan geçip gittiğini hissettikten beş dakika sonra arkamdan gelen arabayla birlikte sevindim.

Hiç değilse belirli bir yere kadar bu arabanın arkasında kamufle olabilirdim.

...

Kırk beş dakikalık bir yolculuğun ardından taksi bir orman kenarında durmuştu. Telefonumu çıkartıp bakmıştım. Ama kahretsin ki hala çekim yoktu.

Heran her şey olabilirdi. Belki de bu Aras'ı bulmam için bir şanstı bana.

Arabadan inip Ayla'yı takip etmeden önce polisi aramak istedim. Tek başıma yapamazdım. Acil telefonlar listesinden polisin numarasını çevirdim.

"Alo, polis. Ben Ayza Kılınç. Amir Osman beyle görüşmek istiyorum."

"Bir dakika hanımefendi hemen bağlıyorum."

"Lütfen acele edin şarjım çok az ve bilgi önemli."

Konuşmamın arkasından gelen bir kaç dıt sesinden sonra Amir Osman açtı.

"Buyurun Ayza hanım."

"Osman amirim çok önemli bir gelişme var şu anda Aras'a bile gidiyor olabilirim. Lütfen hemen yardıma gelebilir misiniz?"

"Adresinizi hemen..."

"Alo, alo... Alo Osman amirim."


Telefonu kulağımdan çekip baktığımda şarjımın bittiğini ve kaderin beni yine bu açlık oyununa yalnız gönderdiğini anlamıştım.


YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now