Bölüm 58 - DERİN

18.8K 550 27
                                    

Yüzüme vuran rüzgar ve kar tanecikleri yanaklarımı uyuşturuyordu. Atkımı yüzüme siper edip adımlarımı Berk' e yetişmek umudu ile hızlandırdım. Kendinden emin ve kararlı adımları karda ayak izlerini bırakıyordu. Yeri yarmak istercesine basıyordu kar'a. Ne kadar inanmasa da, yada pardon. Ne kadar inanmak istemese de kafasından hiç atamadığı düşünceleri onu bu hale getirmeye yetiyordu. Soğuktan gözümden bir damla yaş aktığında olduğum yerde durdum.
"Berk, buna emin misin?"
Aniden durdu, ama arkasına dönmedi; "Bunu sorman hata"
Yavaş adımlar ile yanına yaklaştım,
"Ama Berk-"
Omzunun üstünden bana bir bakış attı
"Gelmek zorunda değilsin"
Gözlerimi gözlerine diktim, "Yo, hayır hayır. Ben hep senin yanındayım."
Bana Acı dolu ufak bir gülümseme armağan ettikten sonra önüne döndü ve yürümeye devam etti.
Çok kötü görünüyordu. Sanırım onu rahatlatacak tek şey gerçeği öğrenmekti.
Parkın önüne geldiğimizde kafasını çevirip bana baktı, gözleri acı doluydu. Kaşlarımı çattım "Alric' i neden yanında istemedin"
Nefesini uzunca içine çekip soğuk havayı ciğerlerine doldurdu. "Gerek yok"
Yanına bir adım atıp gözlerimi etrafta gezdirdim "Küçükken hep buraya mı gelirdin?"
"Genelde, evet" gözlerimi yüzüne çevirdim. Dişlerini oldukça sıkmışa benziyordu. Zaten kemikli olan çenesi kaslarını da ortaya çıkartmıştı. Küçük bir gülümseme yolladım. Her hali çekiciydi.
Elini cebine daldırıp sigara paketini çıkarttı, paketten bir dal alıp dudaklarının arasına usulca sıkıştırdı.
Bana kaçamak bir bakış attığında gözlerimi kaçırdım.
"Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun?"
Gözlerimi kırpıştırdım "Hiç, hiç sadece bu rahatlık nereden onu merak ettim"
Metal rengindeki zipposunu sigarasına yaklaştırdı ve gülümsedi.
Gerçekten ilginç bir çocuktu.
Sigarasından uzun bir duman alıp, parmaklarının arasına sıkıştırdı ve gözlerini kapatıp dumanı nefesi eşliğinde dışarı verdi. "Şimdi gidebiliriz"
Kaşlarımı kaldırdım. Beni gerçekten şaşırtıyordu.
Elini kapıdan içeri doğru uzattı "Önden buyrun,"

Adımlarımı kaydırakların önünde bulunan banklara yönelttim, omzumun üstünden arkamdan usulca ilerleyen Berke baktım. Gözleri sürekli etrafta geziniyordu.

Ben de bir şeyler görebilmek umudu ile gözlerimi etrafta gezdirdim, ama sisten dolayı hiç bir şeyi seçemiyordum. Ağaçları bile.
Berk adımlarını hızlandırıp kolumdan çekti, "Burada durabiliriz"
Kafamı onaylarcasına salladım.
Parmaklarının arasındaki sigaradan son dumanını çekip yere attı ve ayağının ucuyla ezdi.
Beni omzumdan yakalayıp aşağıya doğru bastırdı "Otur, yorulmuşsundur"
Başımı eğip altımdaki bank'ı yokladım ve oturdum.
"Bence gelmeyecek" kafasını eğip bana baktı "Gelecek, bundan eminim"
Nefesimi üfleyip elinden yakaladım ve ayağa kalktım "Berk, lütfen gidelim. Kimsenin geleceği y-" elini ağzıma bastırıp beni susturdu.
"Sen de duydun mu?"
Gözlerimi büyütüp kafamı 'hayır' anlamında salladım "Biri geliyor"
Endişeli nefesimin eline çarptığını hissettiğinde, elini çekti ve beni arkasına ittirdi.
"Sakin ol"

Bakışlarını sabit bir yere kitlemişti, ben ise sürekli etrafıma bakınıyordum.

"Gelmeyeceğinizi düşünmüştüm" gözlerimi sesin geldiği yöne çevirdim.
Berk gerilip dikeldi " Yanlış düşünmüşsün"
Sislerin arasından görüş açıma giren vücud bize yaklaştıkça belirginleşiyordu. Yeteri kadar yaklaştığında gözlerimi üstünde gezdirdim. Üstüne giydiği takım elbisesi tüm vücud hatlarını ortaya çıkarmıştı. Berki andıran çene yapısı ve burnu çekti dikkatimi. Gözlerimi Berk'e çevirdim. "Derdin ne senin?"
Daha adını bile bilmediğim, fakat Berk'in abisi olduğunu iddaa eden adam bana yaklaşıp dudağını gülümser gibi yana doğru büktü "Hadi ama, izin verin de kendimi tanıtayım. Ben Kenan"
Berk gözlerini devirdi "Kim olduğun umrumda mı sanıyorsun?"
Kenan adımlarını çevirip Berk'in tam karşısında durdu "Bence umrunda olmalı küçük adam"
Berk'in solukları hızlanmaya başlamıştı.
"Ne oldu, küçük adam dediğim için sinirlendin mi yoksa?"

DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin