Derin

Bölüm 8 *

Derin'den

"Berk!" Bağırarak uyanmıştım. Berkin gerçekten beni görmeye geldiğini sanmıştım. Çok gerçekçi duruyordu aslında. Emin olmak için serumumu elime alıp hastanenin koridoruna çıktım. Kimse yoktu. Hadi be yine mi gol değil?
Rüya görmekten nefret ediyordum. Ayrıca neden Daryl Dixon değilde Berk? Şanssız olduğum her halimden belli rüyalarımda bile.
Odama geri girdim ve yatağıma yattım. Karnım açıkmıştı. Guruldadığını duyabiliyordum.
Rafın üstünde duran telefonumu elime aldım.

15 Cevapsız Çağrı
Birileri beni merak ediyormuş demekki.
Kimlerin aradığına bakmak için kilidi açtım. 5 kere Merve, 2 kere Annem, 3 kere Çağan, 4 kere Bade, 1 kere Berk.
Demek Berkte merak etmiş. 1 neya? Küfür gibi.

Merveye haber vermeliydim. Hemen aradım. Daha çalmadan açmıştı. Benim aramamı mı bekliyordu bu kız?
"Derin! Neredesin kızım sen?"
Tam cevap vericekken susmadı ve devam etti.
"Şii cevap versene hem Berk seni sordu."
"Hastanedeyim ben"
"Ne hastane mi, ne oldu kızım?"
"Ateşlendim."
"Ateşli kız senii"

"Şimdi şuracığa bayılırım sus ne olur sus."
"Ee ne zaman çıkacaksın? Gelmemi ister misin?"
"Hayır gelmene gerek yok. Giyinip çıkmayı düşünüyorum çok sıkıldım"
"Tamam eve gidince ara azıcık gıybet yapalım"
"Tamam"
Telefonu kapattım ve pikenin içine girdim. Kapı çaldı ve içeri hemşire girdi. Kolumdaki bitmiş serumu çıkartmak için koluma yaklaştı.
"Ben artık gidebilirmiyim?"
"Tabii ki. İyisin dimi?"
"Hemde çok"

Gülümsedi ve serumun iğnesini kolumdan çıkardı. Hemşire odadan çıktığında yataktan kalktım ve Füsun ablanın yanıma hazırladığı çantanın içini karıştırdım. Toka bile koymuştu. Saçımı topuz yaptım ve çantamı sırtıma atıp odadan çıktım.
Vize'den çıkışımı aldığım gibi kendimi hastaneden dışarı attım. Hastane kokusu diye bi illet varki, hiç sevmem.

Hastenin karşısındaki Burger King'e damladım. Açlıktan ölüyordum.

Kendime geldiğimde tepsimdeki herşeyi silip süpürmüştüm.

Telefonum çalıyordu. Elimi montumun cebine daldırdım.
Merve Arıyor...
"Efendiim"
"Nerdesin?"
"Burger King'deyim sen?"
"Eve geldim şimdi"
"Eve gidince arayacağım" dedim ve kapattım.
Babamı arayıp çıktığımı haber verdim.

Eve geldiğime bu kadar sevineceğimi hiç düşünmemiştim. Kapıyı anahtarla açtım ve sessizce merdivenlere yöneldim. Arkamdan gelen cırlamayla irkildim.
"Deriin kızım nasıl oldun?"
Annem benim eve gelmemimi bekliyordu?
"İyiyim iyi, sakin"
Bana yaklaştı ve sıkıca sarıldı. Uzun süredir annemle bu kadar yakın olmamıştım. Her zaman mesafeliydik.
Kollarıyla sardığı vücudumdan ayrıldı "aç mısın?"
"Tıka basa yedim"
"O zaman git dinlen bebeğim"
Kafamı salladım ve odama çıktım. Yatmaktan ve oturmaktan kıçım uyuşmuştu. Yeterince dinlenmiştim.
Dışarı çıkabilirdim.
Merveyi aradım ve sahile inebileceğimizi söyledim.

Sahile indiğimde iskelede duran Merveyi gördüm yanlız değildi. Yanında Kaan vardı.
Yanlarına gittiğimde Merve üstüme atladı ve sarıldı bende karşılık verdim.
Kaan da oturduğu banktan kalktı ve bana sarıldı.
Ne oluyor? Ben ölücemde haberim mi yok. Ne bu ilgi alaka ?

"Neler oluyor?" Dediğimde Kaan kollarını gevşetti ve banka geri oturdu.

Sahilde turlarken mervenin kulağına yaklaştım "Kaandan hoşlanıyorsun dimi"
Heyecanla bana döndü ve gözlerini açtı. "Şiiişşt duyucaaak!"
Anlaşıldı. Hoşlanıyordu.

Kaana baktığımda harıl harıl mesaj yazdığını gördüm.

Merve ''yoruldum. Bi cafeye geçelim'' dedi. Kaan kafasıyla onayladı. Sahildeki en yakın cafeye girdik ve oturduk. Bir süre sonra Berk'in cafeden içeri girdiğini gördüm, yanında bir kız vardı.
Bizi yeni fark etmiş gibi hareketler yaptı ve Kaana sarıldı. Sonra bana döndü ve elini uzattı.
"Naber asi kız?"
"İyi." Eline karşılık vermediğimi fark edince elini indirdi ve Merveyede selam verdi.
Kaanın harıl harıl kime yazdığı belli oldu.
Kaanın yanındaki sandalyeyi çekip oturdu.
Kızda Berkin yanına kuruldu ve sandalyesini Berkin dibine soktu.
Kaanla berkin arasındaki sohbet bitince Berk kafasını bana çevirdi saçlarını düzeltti;

"Derin"
"Efendim?"
"Neden okula gelmedin?"
"Canım istemedi."
"Demek canın istemedi öyle mi?"
"Evet"
"Aradım açmadın?"
"Onuda canım istemedi"
"Canın ne ister peki?"
"Kalkıp gitmeni mesela?"
Sırıttı. Yüzsüz. İnsan kalkar gider.

"Hadi Merve gidelim bence."
"Olur"
Mervenin peşinden kapıya ilerledim.
Berk arkamızdan yetişti ve kolumu kavradı "Ben sizi bırakırım."
"Gerek yok"
"Derin geç oldu kızım!"
"Yani?"

Mervenin koluna girdim ve cafeden çıktık biraz ilerlediğimizde Berk beni kolumdan çekti.
"Ne oluyor be!"
Sırıttı "sizi böyle göndereceğime inanmadınız dimi?"
"Taksiyle gideceğiz."
"Ya taksici de niyeti bozarsa?"
"Sen herkesi kendinle karıştırıyorsun sanırım?"
Sırıtması genişledi.
"Hadi gelin" deyip kolumdan çekiştirdi.
Tam azımı açıp birşey diyecektim ki Merve sessizce " Bence sus yoksa omzunda getirir arabaya kadar."
Haklıydı. Bunu göze alamazdım tabikide.

"Tamam kolumu acıtıyorsun bırak!"
Dediğimde kolumu bıraktı ve bana döndü "hadi o zaman düşün önüme."

Eve girdiğimde sinirden köpürüyordum.
Madem oyun istiyordu bizde oynarız.
Yatağıma girip gözlerimi yumdum yarın için sabırsızlanıyordum.
Madem beni erkek olarak görüyordu. Gösteririm ben ona.

Alarmım çaldığında yattığım yerde doğruldum ve alarmı kapattım.
Sabahın köründe kalkmıştım hazırlanmak için diğer kızlar hergün böyle mi yapardı?
Hızlıca duşa girdim.

Üstümü giyinip kafamdaki havluyu çıkardım ıslak saçlarımı tarayıp kuruttum. Sonra çekmeceden düşleştiricimi aldım ve saçlarımı düzleştirdim.
Üstüme dar siyah tsörtümü altımada yüksek bel dar kot rengindeki pantolonumu giymiştim. Çok sade makyaj yapıp nemlendirici ruj sürdüm. Fazla abartmaya gerek yoktu.

Kahvaltımı edip üstüme siyah kısa deri ceketimi geçirdim. Kalın kısa topuklu botlarımıda giyip evden çıktım. Annemin arabasını almak için dün izin almıştım.

Arabaya bindim ve okula sürdüm. Bahçeye park edip arabadan indiğimde tüm gözleri üzerimde hissediyordum. Aldırış etmeden çantamı arka koltuktan aldım ve kapıyı kitledim.

Dün akşam Merveyi arayıp planlarımı anlattığım için Meeve beni bahçede bekliyordu.
Beni görünce yanıma geldi.

"Oha kızım bu ne hal sen Derin misin?"
"Tabi kızım bir günlük böyleyim fazla alışma."
"Hadi be" diyip koluma girdi birlikte okula doğru ilerledik.

Okula girdiğimizde koridordaki dolaplara sırtını yaslamış karşısındaki kızla gülüşen Berk'i gördüm. Saçlarından tanımıştım. Sırtı bana dönüktü. Kızın yanağından makas aldığında kız gülerken gözlerini bana dikti. Berk'de çok geçmeden döndüğünde gözlerini büyüttü ve bana baktı.