Bölüm 33 - Mega Zeka

26K 942 29
                                    

Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın.
5K olmuşuuuz 🎉
Sizi seviyorum 💕

Gözlerimi açıp elimle ovuşturdum, yatakta doğrulup kolumdaki saate baktım 10:00 örtüyü üstümden çekip ayağa kalktım. Berk üstüme abartı derecede büyük ve bol bi kazak giydirmişti. Ve dizimin iki parmak kadar üstündeki eteği bile kapatıyordu. Dün olan herşeyi hatırlıyordum, hatırladıkçada sinirlerim bozuluyordu.

Odadan çıkıp lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım, göz kapaklarım şişmişti. Yüzümü duruladıktan sonra saçımı topuz yaptım ve aşağı indim. Berk salondaki koltukta uyuyordu. Televizyon açık kalmıştı, kumandada elindeydi. Sırıtıp yanına ilerledim ve kumandayı yavaşça elinden alıp sehbanın üzerine koydum. Dağılan saçlarını elimle arkaya doğru attım, suratı şuan daha net gözüküyordu. Nasıl bu kadar çekici olabiliyordu?
Filmlerideki yakışıklı erkekler gibi sarışın, mavi gözlü de değil oysaki. Siyah saçları ve koyu kahverengi gözleri var. Ama bana çok yakışıklı ve çekici geliyor.Yanağından yavaşça öpüp mutfağa ilerledim. Rafın üstünde dusa çantamdan telefonumu çıkartıp Annemi aradım.

"Efendim"
"An-" ben daha konuşmadan lafımı kesti ve devam etti.
"Kızım akşam neden gelmedin diyeceksin biliyorum, teyzen hastalanmış onun yanına ankaraya geldim. Sana haber verecektim, ama teyzenle ilgilenirken unutmuşum, sende hiç aramamışsın beni"

Annem akşam eve gelmediğine göre eve gitmediğimide bilmiyor.
"Önemi yok Anne, bende geç gelip hemen uyumuşum zaten, ne zaman geleceksin?"
"Yarın akşam dönerim, kendinize dikkat edin"
"Tamam, teyzemede geçmiş olsun dediğimi söylersin öpüyorum"
"Bende"

Annem kapatınca rehbere girip Beyzayı aradım. Uzun süre çaldıktan sonra açtı.
"Kuziiiş, naber?"
"İyi senden naber?"
"İyi, Berklerdesin dimi?"
"Evet, sen nerdesin"
"Mervelerdeyiz hepimiz, gelsenize"
"Tamam uğrarız"
Telefonu kapatıp çantama geri attım. Buzdolabından iki tane yumurta alıp kasenin içine kırdım ve karıştırmaya başladım. Dolapları karıştırıp tava aradım ama bulamadım. Erkek evi işte ne beklersin? Karman çorman.

Masanın yanındaki sandalyeye oturup gözlerimi etrafta gezdirdim.
Sessiz bir şekilde "Tava yok anasını satayım"

"Var"
Kafamı çevirip kapıya yaslanmış sırıtan Berke baktım. Beni mi izliyordu?
"Hani, Nerede?"
Kapıya yasladığı vücudunu çekip dolaplara ilerledi. En yukarıdaki dolabın kapağını açıp bir tava aldı ve tezgahın üstüne koydu.
"Oraya tava konurmu mega zeka."
Sırıttı "Ben koyarım, benim evim değilmi? İstersem odama bile koyarım, herkesin işine kimse karışamaz yavrum" gözlerimi devirip kalktım.
Buzdolabından katı yağı alıp birazını tencerenin içine koydum ve ocağı açtım. Yağ tavada eridikten sonra kasedeki yumurtayı tavaya döktüm.
"İyi bari yumurta kırabiliyorsun"
Kafamı çevirip Berk'e baktım "Kafada kırabiliyorum ister misin?" Sırıttı ve masanın yanındaki sandalyeye oturdu.

Yumurta kızarınca diğer tarafını çevirdim ve Berke doğru döndüm "Gülçini öldüreceğim biliyorsun dimi?" Gözlerini devirdi "Bende seni havuza iten çocuğu öldüreceğim" sırıttım "Aynı koğuşa düşer miyiz sence?" Gülümsedi ve kafasını kaşıdı "Kız, erkek ayrı koğuşlarda olur, ama ben senin için kızda olurum" sırıttım "Öylesin zaten" oturduğu yerden kalkıp bana doğru ilerledi, sırıtmam yok olurken onun gülümsemesi genişledi. Tam dibimde durdu "Bu durumda sende lez oluyorsun" kollarını arkama attı. Utanıp gözlerimi kapadım. Bir süre sonra gözlerimi açtım. Tava elinde bana bakıyordu "Yanmasın diye çevirdim, sende tam önünde durmuşsun" gözlerimi devirdim.

...............

Evden çıkıp arabaya yöneldik. Arabaya bindiğim gibi Merve'yi aradım.
"Efendim cano"
"Cano ne Merve?"
"Yeni türettim. Neyse ne oldu?"
"Alışveriş merkezine gidiyoruz biz sonra uğrarız CANO"
"Tamam CANO"
Telefonu kapatıp çantama attım. Berk tek kaşını kaldırmış beni izliyordu "Ne?" Sırıttı ve arabayı çalıştırdı "Ne kadar güzel anlaşıyorsunuz siz" gülümsedim "Tabi"

Otoparkta uzun süre park yeri aradıktan sonra sonunda yer bulmuştuk. Berk sinirden arabayı yolun ortasına bırakacaktı ama zorda olsa onu ikna etmeyi başarmıştım. Arabadan inip Berkin yanına ilerledim. Elini tutup onu alışveriş merkezine çekiştirdim. Otoparkın köşesindeki Go Kartı görünce durup sırıttım. Berk gülümsedi "Çocuklara sakıncalı" sırıtmam genişledi, önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım "Yenilince ağlarsın sen şimdi" kaşlarını kaldırdı "Görelim bakalım küçük hanım, kim ağlayacakmış" gülümsedim ve Go Karta ilerledim.

Bileti kestirip sıramızı beklemek için pistin hemen yanındaki masalara oturduk. Berk benim ne kadar iyi olduğumu daha bilmiyordu. Eski okulumdan arkadaşlarımla neredeyse her gün Go Karta gelirdik. Ve hep ben kazanırdım. Drift atmayı çok seviyordum ve bunu Go Kartta yapmak ayrı bir zevk veriyordu. Masalarda oturan herkes yarışanları izliyor ve tezahürat yapıyorlardı. Sıra bize gelince kasadaki adam 'Berk Bey' diye seslenerek bizi çağırdı. Kalkıp piste ilerledik.

En öndekine ben,hemen arkamdaki araca ise Berk bindi. Saçımı bileğimdeki tokayla topladım ve adamın bana uzattığı bone'yi kafama taktım. Kaskıda kafama geçirip arkamı döndüm "Hazır mısın yakışıklı?" Kaskı kafasına taktı ve sırıttı "Hazırım Güzellik" önüme döndüm, ayaklarımı gaza ve frene yerleştirdim. Çocuk yanıma gelip Go kartı çalıştırdı. Sonra Berkin aracını çalıştırıp yanıma geldi "Bayrak salladıktan sonra pistten çıkıp buraya geri girin" kafamla onaylayıp piste çıktım, Berkte hemen arkamdan çıktı. Gaza basıp hızlandım. Uzun bi düz yoldan sonra keskin bir dönüş vardı. Daha çok hızlandım, tam dönüşe gelince ayağımı gazdan çektim. Biraz dönünce tekrar gaza abandım ve dönüşü tamamladım. Berkte fena sayılmazdı hemen arkamdaydı. Dönüşleri aynı taktiklerle tamamlayıp tekrar o uzun düz yola geldim. Berk bi hamle yapıp önüme geçmeye çalışınca daha çok hızlandım ve önüme geçmesini zorlaştırdım.
.............

Her hamlesi başarısızlık ile sonuçlanan Berke dönüp sırıttım "Ağlarken göz yaşını silmek için peçete ister misin?" Kafasındaki kaskı çıkartıp adama uzattı "Tebrikler" gülümsedim "Eyvallah"

Alışveriş merkezine girip yürüyen merdivenlere bindik "Burada Buz Patenide var" gülümsedi "Kıçını falan kıracaksın, hiç gerek yok" sırıttım. Kırabilirdim evet, başıma gelmişti çünkü. Kırmasamda oturamamıştım bir kaç gün.

Bershka'dan Berke ve bana siyahlı beyazlı tsort alıp çıktık. Mağazalar çok kalabalıktı, kasanın başında 1 saat beklemiştik neredeyse. Yürüyen merdivenin hemen yanında duran iki tane masaj koltuğunu görünce birbirimize bakıp sırıttık "Sende benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?" Gülümsedim ve kafamı salladım. Masaj koltuklarına kapılmaması umuduyla koşar adımlarla ilerleyip oturduk.
Para atıp uzandık ve gözlerimizi kapattık.
Masaj koltukları güzel hoşda dışarıdan komik duruyor. Özellikle gögüs kısmı.

Masaj koltuğu durunca gözlerimi açıp Berki izledim "Yarın sinemaya gelelim mi?" Koltuğunda doğruldu "Bu sana aşığım deme şeklin mi?" Gözlerimi devirdim "Neyse Serkanlarla gelirim" koltuktan kalkıp elini uzattı "Arkadaşlarını hastanelik mi etmek istiyorsun?" Elini tutup kalktım "Kaçta geliyoruz?" Kolundaki saate baktı ve sırıttı "Bu saatlerde olabilir, istediğin filmi mesaj at. İnternetten alırım" kafamla onaylayıp parmak ucuma kalktım ve yanağına öpücük kondurdum. Sırıttı "Hep böyle öpeceksen hergün sinemaya gidebiliriz"

Ygs dolayısı ile geç bölüm yayınlıyorum. Ygs'den sonra daha seri atacağım. Hepinizi seviyorum.

DerinWhere stories live. Discover now