Bölüm 26 - Son gün

35.8K 1.1K 23
                                    

Berk arabayı denizin kenarına çekti. İskele olduğu için kum yoktu. Arabadan inip denizin kenarına yürüdüm yüzüme vuran rüzgarı içime çektim uzun uzun ve yavaşça bıraktım. Belimde hissettiğim ellerle irkildim, elleri göbeğimde birleşti ve sarıldı kafasını boynuma gömdü ve kısa bir öpücük bırakıp kulağıma yaklaştı "Burası benim cennetim" ifadesiz yüzüm yerini gülümsemeye bıraktı. Bu adam nasıl içimi bu kadar ısıtabiliyordu anlamıyorum? Kafamı omzuna yasladım ve gökyüzüne baktım. Gülümsedi. Gözlerimi gökyüzünden ayırıp Berk'in gözlerine baktım. "Sen gülünce gecenin en orta yerinde güneş çıkıyor, bilesin." Kafasını eğip omzumdan öptü tekrardan. Sıcacık dudaklarını vücudumla her buluşturduğunda irkiliyordum. Bizim tek şahidimiz şuan deniz ve gökyüzüydü. Hayatımın en mutlu anı'nın imzasını attım şahitlerimizin huzurunda. Berk kendini ve beni geriye çekerek arabasına oturur pozisyonda yaslandı. Bende ona yaslandım. Sıcaklığını tüm vücudumda hissedebiliyordum. Sahiplenici tutuşu ısıtıyordu tüm bedenimi. Hep böyle ısınmaya ihtiyacım vardı belkide. İç çekip sırtımı Berkin vücudundan ayırdım ve ona doğru döndüm. Yüzünü ellerimin arasına aldım. Ben nasıl utangaçlığımı bir kenara bırakıp ona hiç tereddüt etmeden dokunabiliyordum anlamıyorum. Kalbim ona her dokunduğumda nasıl bu kadar hızlı atıyordu? Yüzüne yaklaşıp elmacık kemiklerinden öptüm. Ellerini tekrar belime sardı ve kafamı eliyle destek vererek boynuna yasladı. Kokusu burnuma doldu. Gözlerimi kapatıp sarıldım. Dışarı doğru bakan kafamı boynuna çevirdim. Her nefesimde kokusunu içimde hissetmek istiyordum. Hatta kokusu üstüme sinsin. Gözümden süzülen göz yaşı dudaklarıma kadar indi. Dudağımdan düştü ve Berk'in boynuyla buluştu. Beni kendinden ayırarak yüzüme baktı "Neden ağlıyorsun" tek eliyle yanağımdan süzülen göz yaşını sildi. "Bilmiyorum" gülümsedi ve suratımı kendine çekerek gözümün biraz altından öptü. Gözümden akan yaşlar yanaklarımıda ıslattığı için dudaklarıda ıslandı. "Ağlama güzelim" kafamı sallayıp burnumu çektim. Elini uzattı, elini tutup yanına oturdum. Elimi ellerinin arasına alıp bana döndü
" Ellerin üşümüş" gülümsedim "Bir şey olmaz" sırıttı "Gidelim mi?" Kafamla onayladım kapıya yöneldim. Kapımı açıp oturdum. Oda oturdu ve kapısını kapattı. Neden bilmiyorum ama şuan deli gibi ağlamak istiyordum. Sulu göz olmak benim suçum degildi. Ve kendimi zor tutuyordum. Ağlayamadığım için kalbim sızlamasına engel olamıyordum. Bir insan neden mutluluktan ağlar? İç çekip kafamı cama yasladım. Herzamanki gibi bacağında duran elini saçlarıma daldırdı ve kafamı okşadı. Keyifle sırıtıp kafamı eline yasladım ve elimle kafamdaki elini tuttum. elini çekti ve elimi tuttu. Arabayı durdurdu ve elimi kendisine çekip avucumun içine öpücük kondurdu. "Birdaha sakın ağlama, seni ağlarken gördüğümde kalbim acıyor" gözlerimin dolduğunu hissedince kafamı başka yere çevirdim ve onaylamış gibi salladım. Arabayı çalıştırdı ve sürmeye devam etti. Boşta kalan eliyle elimi tuttu.
..................
Sitenin otoparkına arabayı park etti ve indi. Bende indiğimde bana doğru geldiğini gördüm. Elini uzattı gülümseyip elini tuttum. Sitenin yolunda yürümeye başladık. Site çok kalabalıktı ve bugün son gün olduğu için herkes siteye çıkmıştı. Kaan bizi görünce el kol yapıp yanına çağırdı. Berk gözlerini devirip ilerledi beni çekiştirerek. Bankta oturmuş cips yiyorlardı. Çağatay elindeki cipsi önce bana sonra Berke uzattı. İkimizde kafamızı sallayıp reddedince bizi soru bombardımanına tuttu.

"Neredeydiniz?" Beyza Çağatayın koluna vurdu "Sanane!" Çağatay kıkırdayıp kolunu Beyzanın omzuna attı ve kendine çekti. Gülümsedim. Herkes bir uyum içindeydi. Merveye döndüm ve sırıttım. Oda bana sırıttı "Otursanıza" Gözlerimi Berk'e çevirdim "Derin rahat bir şeyler giysin gelicez" kolumdan tutup beni eve çekiştirdi. Kaşlarımı çattım "Yavaş Berk!"  Gözlerini devirdi ve yavaşladı "Kucağıma alayım mı?" Kafamı salladım "Ne gerek var?" Sırıttı "Zor yürüdüğün şeyleri neden giyiyorsun?" Kıkırdadım "Susta yürü" kafasını eğdi ve ilerlemeye devam etti. Villanın önüne gelince durdu ve kapıyı açmam için bana kaş göz yaptı.

Çantamdan anahtarları çıkarttım ve kapıyı açtım. Eve benden önce girdi ve salondaki koltuğa kendini atıp bacaklarını sehbaya uzattı. Gözlerimi devirdim "Sakın yukarı çıkma" gülümsedi "Nedenmiş" dudaklarımı büzdüm sinirle "Giyineceğim Berk!" Gülümsemesi genişledi "Tamam çıkmam" Berk'e 'inanmadım' bakışları atıp merdivenleri çıktım. Odama girip kapımı kapattım ve kilitledim. Önlem almak her zaman iyidir. Dolabımdan siyah taytımı üstümede gri bol tsortumu giydim. Dalgalı saçlarımı at kuyruğu yapıp aşağı indim. Beni görünce süzdü ve oturduğu yerden kalktı " Böyle daha iyi" kıkırdadım ve üstüme montumu geçirdim. yanıma geldi kapıyı açıp çıkmamı bekledi. Yanağından makas alıp çıktım.Oda arkamdan çıkıp kapıyı kapattı. Arkamdan yetişip elimi tuttu. Bizimkilerin yanına gidip hemen yanlarındaki boş banka oturduk.

Bu sefer Berkin dizine ben yattım.Hep o yatacak değildi ya. Keyifle sırıttı ve saçımı okşadı. Kaan'ın bize baktığını görünce sırıttım ''Ne oldu'' gülümsedi ve Merve'ye döndü ''Sende yat dizime aşkım'' Berk sesli bir şekilde güldü ''Özenti piç'' Merve kıkırdayıp kafasını Kaan'ın kucağına koydu. Kaan'da Berk'in bana yaptığı gibi yapıp ellerini Merve'nin saçına daldırdı. Berk gözlerini devirdi. Kaan'a kaşlarını çattı ''Bakma lan hatunumu öpücem'' Kaan gülümsedi ve gözlerini kaçırdı. Utançtan kızarmıştım. Bana hatunum demişti. Yüzüme yaklaştı ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurup kafasını kaldırdı. Kokusuna o kadar alışmıştım ki. Bir gün bile o güzel kokusu burnuma dolmasa özleyecekmişim gibi.

DerinWhere stories live. Discover now