Bölüm 46- Çaylak

15.9K 632 26
                                    

Uzun süreli bir koşudan sonra ara verdik, herkes yemek saati olduğu için yemekhaneye yöneldi. Bende kızların peşinden ilerledim. Yemekhanenin nerede olduğunu bilmiyordum. Tek çarem onlara ayak uydurmaktı.

Büyük, uzun, koyu yeşil bir çadırın önüne geldik. Kapısı azına kadar açıktı. Kızların peşinden içeri girdim. Kapının hemen sağ tarafında büfe kısmı vardı. Herkes tepsisini alıp sıraya geçiyor ve yemeklerini alıyordu. Kapının hemen karşısında ise masalar ve sandalyeler vardı. Erkek ve kızlar karışık halde oturuyordu.

Birinin beni yemekhanenin içine itmesiyle gözlerimi arkama çevirdim. Kolları baştan sona dövme ile kaplı kız sırıttı "Kapıyı kapatıyorsun çaylak" yutkundum ve büfeye ilerledim. Tepsimi alıp sıraya geçtim. Çaylak ne anlama geliyordu ki? Burada gerçekten nasıl dayanacağım bilmiyorum.

Sıra bana gelince tepsimi uzattım, baştan aşağı bembeyaz giyinmiş kadın tepsimi doldururken bir yandanda kafasındaki boneyi düzeltti. Kafasını oynatıp ilerlememi söyledi. Biraz daha ilerleyip çatal ve kaşık aldım.

Arkamı dönüp oturacak yer baktım. Ama masaların çoğu birleşik olduğu için hiç bir yer bana göre değildi. Burada yanına oturabileceğim düzgün birinin olduğundan bile emin değilim.

Masaların arasından dolaşırken biri bana el sallamaya başladı. Olduğum yerde durup bana salladığından emin olmak için arkama bakındım. Ama kimse yoktu. Elin sallandığı yöne ilerledim, sırada yanına geçtiğim siyah saçlı minyon tipli kız oturmam için elini yanındaki boş sandalyeye vurdu. Tepsimi bırakıp sandalyeyi geri çektim oturmak için hareketlendiğimde sandalyemin altımdan çekildiğini anladım ve arkamı döndüm.

Erkeklerden oluşan bir grup sandalyemi önlerinde tutuyor ve gülüyorlardı "Gelde al sandalyeni çaylak!" Onlara doğru yöneldiğimde bi el beni gögsümün üstünden arkaya itip önüme geçti "Kızla uğraşmayı bırakın çocuklar"
Çocuklar ellerindeki sandalyeyi bırakıp gözlerini devirdiler ve dağıldılar bir tanesi dönüp "Her seferinde bunu yapmak zorunda değilsin, eğlencemizi bölüyorsun" dedi.
Adını bilmediğim çocuk sandalyemi bana çevirip yaklaştırdı.
"Git oyuncak bebeklerinle oyna Ahren"

Sandalyeme uzanıp çektim ve oturdum "Teşekkür ederim" kafasını sallayıp yanımdaki sandalyesini çekti ve oturdu. Bardağını kaldırıp azına getirdi ve bir yudum aldı.  Kahverengi saçları neredeyse benim saçlarımla aynı boydaydı. Bu hiç adil değil.
Gözlerimi ondan ayırıp yanımdaki kıza döndüm "Şu çocuğun adı ne?" Kafasını sallayıp çatalını masaya bıraktı. "Bilmiyorum"

Kafamı tekrar çocuğa çevirdim "Adın ne?" Bardağını masanın üstüne bırakıp bakışlarını bana yöneltti "Alric" kafamı sallayıp gülümsedim. Kafasını tekrar önüne çevirip çatalını eline aldı ve tabağındaki bezelyelerle oynamaya başladı. Nefesimi dışarı verdim "Bende Derin. Sormadın ama olsun" Hiç bir tepki vermeden bezelyeleriyle oynamaya devam etti, "Onlara eziyet ediyorsun" çatalını sertçe masanın üstüne bırakıp ayağa kalktı ve önüme eğildi "Çok konuşuyorsun" gözlerimi gözlerinden ayırıp başımı eğdim. Doğruldu ve yemekhanenin kapısına ilerledi.

Yanımdaki minyon kız kolumu dürtüp gülümsedi "Herkese böyle, alışırsın" gülümsedim.  Elini uzattı "Ben Ailna" bana uzattığı elini sıktım "Bende Derin" gülümsemesi genişledi "Yemeğini bitirdiysen sana etrafı gezdirebilirim" kafamı tepsime çevirip soğumuş olan çorbama baktım ve tepsiyi ileri ittim "Bitti" sıradan kalkıp kalkmamı bekledi. Ağzımı peçeteye silip kalktım. Kapıya ilerledik.

Uzun süre boyunca etrafı gezdikten sonra yatakhaneye ilerledik. Kızlar ve erkekler ayrı bölmelerde yatıyordu.
Yataklar altlı üstlüydü. Çantamı ve kişisel eşyalarımı kapının yanına koymuşlardı. Onları alıp kendime boş bir yatak aradım. Ailna beni yanına çağırıp kendi yatağının üstündeki yatağı işaret etti "Buraya yatabilirsin" kafamı sallayıp yatağın yanındaki dolaba yöneldim ve çantamdakileri dolaba yerleştirdim.

"O kadarda zor değilmiş, John burada herkesin çok uzun süre dayanamadığını söylemişti" kaşlarını kaldırıp bana baktı "Sen daha hiç bir şey görmedin, yarın antrenman var." Kaşlarımı çattım "Çokta zor değildir ya, Dimi?"
Kendini yatağı atıp kafasını iki yana salladı "Tabiii canım"

Merhaba Arkadaşlar. Videolu röportaj yapmayı düşünüyorum. Sorularınızı mesaj atarak yada yorum yaparak sorabilirsiniz.

DerinWhere stories live. Discover now