3. Bölüm

16.6K 1.4K 372
                                    


Selamunaleykum canlar. ❤

Güzel Okumalar... ❤❤❤


Beklemek güzeldir,

ama doğru durakta.

Can Yücel

***

Tam 1 ay oldu Leyla'yı görmeyeli . Otuz gün. Yedi yüz otuz saat. Epeyce uzun bir vakit.

Evet, bazen kendi kendime kaldığımda durumu çok abartıyorum. Google'dan bir ayın kaç saate denk geldiğini soracak kadar.

Ki, bu soruyu ondan başka soracak kimsem de yok. Üniversiteyi kazanan dahi arkadaşlarım da yoktu. Bendekiler gayet normal akla sahip insanlar. E otuz günü kendi kafama göre hesaplayacak halimde yoktu. Öğretmeniz dedik de okul öncesi öğretmeniyiz, matematik değil.

Hani genelde öyle bir algı vardır ya. "Sen öğretmensin evladım gelip bizim oğlanı çalıştırır mısın? Vallahi normalde olsa sormazdım ama bizimki bir türlü anlamıyor bu konuyu." Çalıştırmam gereken ders de Biyoloji arkadaşlar. Lise de annemin börekleri ile zor bela geçtiğim ders. Börek deyip geçmeyin. Çok makbule geçen, sınıf geçirten birşeydir kendisi. Bazen karnenizde "iki" rakamını görmenize sebep olup sizi dünyanın en mutlu adamı yapabiliyor.

Ne demiştik?

İlk görüşte kafamı karman çorman pazar yerine döndüren, evde ikizler tarafından evlendiğime dair dedikodular çıkarılıp annemin kolonyayla sakinleşmesine sebep olan Leyla ortalarda yok.

Annem çok Türk dizisi etkisinde kaldı onu biliyorum. Kolonya koklamadan sakinleşemiyor. Geçen gün sakinleşsin diye gül kolanyası koklatalım dedik, éBu olmaz bana limon kolanyası getirin," dedi.

Kadınlar. Cidden ilginçler.

Okuldan bir kere yeğenini almaya gelince insan az da olsa umutlanıyor. Bir daha almaya gelir falan. Belki bir daha görürüm diye. Ama işte hayatın gerçekleri, fazla umut epey bir göz çıkarıyor. Çocuklar sınıfta oyuncaklarla oynarken gözümü çıkarmayı başaramadı ancak Leyla bu gidişle gözümü asfalt yollarda bırakacak.

"Söyleyemem kimseye derdimi," şarkısında Zeki Müren'e eşlik etmek geliyordu elden. Zaten daha söylemeden ortada binlerce dedikodu ve spekülasyonlar dolanmaya başlamıştı bile. Bir kere bizim evde ikizlerin hakkında birşey konuşulduğu görülmemiştir. Bizim ruhu olan evde ikiziniz yoksa işiniz epey bir zordur. İkizi olan ikizini kollar. Bu hep böyle süregelmiştir. Adeta yazılmamış bir kanundur. Sanki ben emmioğlunun karşı köyden akrabası falanım. İlla üçüncünüz mü olmam gerekiyor? Ya da ikizlik derdinden muzdarip mi olmalıyım?

Ne yapsın bu çocuk?

Bu saatten sonra ikiz mi bulsun kendine?

Öğretmen insanız. Çocuklara küçük yaşta mantık öğretmeye çalışıyoruz, mantıksız mantıksız konuşturuyorlar burada.

Konu beynimde bininci kez dallanıp budaklandıktan sonra kendime gelmek için şekersiz kahvemi içmeye odaklandım. Öğretmenler odasında bulunduğum nadir anları iyi değerlendirmek gerek diyerek yeni alınan kahve makinası ile tanıştım. Okuldaki bayan öğretmenler, yani ben hariç her öğretmen bu odada sıklıkla vakit geçiriyor ve devletin onlara sağladığı bu güzel imkanları kullanabiliyorlardı. Bana özel ufak bir oda olsaydı güzel olurdu. Eskiden süpürge odası olan bir oda bile olabilirdi. Sabahları ve ders bitimlerinde kendi kendime takılabilirdim. Kahve makinası olmasa da olurdu. Sallama çaylar ve kahveler ne güne duruyor değil mi?

Bir Leyla HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin