YP 2 / BÖLÜM / 15

Start from the beginning
                                    

Çalan kapı ile birlikte irkildim sanırım Aras gelmişti. Boğazıma hafifçe yokladım ve "Girin."dedim.

Kucağında bir çiçek dolusu içeriye giren vücut pek de Aras'a benzemiyordu.

" Cihat. "dedim sevinçten inleyerek.

" Ayza Hanım bu çiçekleri sevdiğinizi biliyorum bu çiçekler size çocuklarınızdan. "dedi gülümseyerek.

Ne yani çocuklarım şimdi gelmeyecek miydi?Peki ya az önce Tufan abinin söyledikleri neydi?

Peki ya Aras? O da ortalıkta yoktu. Sadece Cihat mı gelmişti?

" Bu çiçek çocuklarımdansa neden onlar ortalıkta yok Cihat onlar gelmeyecek mi? "

" Aslında Aras Bey biraz inat etti. "

Yani Aras gelmeyecekti. Yine yapacağını yaptı ve önce bana heves verip sonra mutluluğumu elimden aldı. Henüz çocuklarıma bile görmemiştim.

Nasıl bir çağda yaşıyoruz, çocuklarımı doğruyorum ama onları göremiyorum bu nasıl bir insafsızlıktır?

Cihat düşen yüzümü görünce konuşmaya devam etti.

" Yani çocukların ikisini de kucağında getirmek konusunda inat etti ve şimdi yavaş yavaş geliyor. Biliyorsunuz çocuk konusunda çok hassastır. Evden dışarıya çıkarken iki çocuğu da kucağımda getirdiğim için bana nasıl azar verdi bilemezsiniz. Bazen çok çekilmez ve inatçı birisi olabiliyor bunu sizden başka kimseyi iyi bilemez en iyi onu siz tanıyorsunuz. "

Doğum yaptığım güne kadar ben de öyle sanıyordum...

"Ne demezsin..."

Çiçekleri yanıma getirip yavaşça yatağın köşesine oturdu ve gözlerime bir şey konuşacakmış gibi baktı.

" Hadi ama uğraşacak halim yok. Ne yumurtlayacaksan söyle de bitsin."

" Çiçeklerin üstündeki notu okurmusunuz Ayza Hanım? "

Elime verdiği çiçeği yavaşça aldım ve üzerindeki kağıdı açıp okumaya başladım.

Bunlar, bunlar...

" Bunları nereden buldun? " dedim kaşlarımı çalarak.

Hafifçe tebessüm edip konuştu.

" Doğum korkunuz vardı ve yarı baygındınız. Size sırrınızın ben de güvende olduğunu söylemiştim. Hatırladınız mı Ayza Hanım? "

Bir şeyleri silik bir şekilde hatırlıyordum. Evet evet bunları söylemişti hatırladım.

"Peki ya Aras onun bundan haberi var mı?" dedim yutkunarak.

Kafasını olumsuzca salladı. Bu onun Aras'a bir şey söylemediğini işarettir. Yani anlayacağınız iyiye işarettir.

" Bir sorum olacak Ayza Hanım. Neden bu olanları Aras Bey'den saklıyorsunuz? "

Alayla gülümsedim Cihat'a karşı.

" Ne sanıyorsun Aras da bu olanlara inanacak mıydı? Canım Ayza'm deyip beni kucaklayarak mıydı? Az önce dediğin gibi Aras'ı kimse benden iyi tanıyamaz. Eğer inanırsa büyük ihtimalle beni ya odaya kilitlerdi ya da çocukları doğurduktan sonra dışarı atardı. Hatta belki bu olanları benim dikkat çekmek için yaptığımı düşünürdü. "

" Siz Aras Beyi çok yanlış tanımışsınız. "

" Ha ha evet bunu ondan da duydum. " dedim gözlerine anlamlı bir şekilde bakarak.

Kapının ani açılışı ile birlikte elimdeki not kağıdını buruşturup arkama koydum ve elimde arkamda öylece kaldı.

İki çocuğumuzuda inatla kucağında taşıyan ve yorgunluktan bayılacakmış gibi duran Aras içeriye girdiğinde elimi arkadan hala kurtarmaya çalışıyordum.

Cihat'ın iki adımıyla Aras'la aralarındaki mesafeyi kapatıp çocukları kucağına alması bir oldu.

Aras yüzeme bakmak için döndüğünde önce kaşları çatıldı sonra ise Cihat'a dönüp konuştu.

"Çocukları dışarıya çıkart ve ben çağırana kadar getirme."dedi.

"Ama çocuklarım..."diye şikayenlenmek üzereyken Aras'ın bir bakışları beni susturdu.

Cihat çocuklarla birlikte dışarıya çıktığında Aras da giydiği siyah gömleğin kollarını yukarıya doğru katlayarak üzerime geliyordu. O üzerime gelirken bende elimi arkamdan çıkarmaya zorluyor, ama bir türlü başarılı olamıyordum.

Ne yani en azından çocuklarının annesiydim beni öldürmezdi değil mi? Yani en azından şimdilik, malum sütüme ihtiyacı var.

Yatağımın yanına geldiğinde ellerini beline koyup kafasını hafif sağa sola çevirerek adeta boks maçına hazırlanan bir ramboyu hatırlattı.

"Bana söyleyecek misin yoksa savaşalım mı?"

"Ne, neyi?"dedim bilmemezlikten gelerek.

Kaşlarını çatıp arkamdaki elimi işaret etti.

"Ne saklıyorsun benden? Doğumdan öncede elin arkandaydı ve görüyorum ki hala kıçında bir şeyler saklıyorsun. Çıkart o elini arkandan!"

"Bir kere sen bana ne hakla hesap sorarsın, sen kimsin ki!"

"Ben senin..."dedi yüksek sesle ama zorlanarak.

"E sen benim?"dedim alaycı bir tonla.

"Ben senin kocanım ve çocuklarının babası."dedi sinirle.

İşte bu sinir bozucuydu hatta o kadar çok sinir bozucuydu ki sinirdem gülmeye başlamıştım.

"Benim kocam olduğun yeni mi aklına geldi veya çocukların bana ait olduğu. Geçti o tren Aras Bey! İki yüzlü bir pislikten başka bir şey değilsin!"

"Laflarına dikkat et!"dedi bir adım daha bana yaklaşarak.

"Etmezsem nolur, canımı mı alırsın? Merak etme doğumdan sonra aldın. Hemde üç canımı birden!"dediğimde sesini kesmişti.

Bir kaç saniye sessizlikten sonra kolumu tutup çekiştirmeye başladı.

"Ne yapıyorsun sen? Bırak kolumu, bırak dedim!"

Açılan kapıyla birlikte iki bebeklerin huzur dolu ağlamaları doldu kulağıma. Çocuklarımın sesiydi bunlar.

"Aras bey susturamıyorum."dedi ana kucaklarındaki çocukları işaret ederek.

Kolumu bırakıp Cihat'a odaklanan Aras mırıldandı.

"Acıktılar."

YENİ PATRONUM 2Where stories live. Discover now