18.Bölüm - Aly? ‧✕‧

3.8K 348 33
                                    

İçinde yaşadığım anın bir rüya olmasını istedim. Çok istedim. Gözlerimi kapattım, açtım. Kapattım, açtım. Bu hareketi kaç kez tekrarladım hatırlamıyordum fakat bildiğim bir şey vardı. Şu an, yaşadığımız an bir ateş kadar gerçekti. Tenimi yakıyor, canımı acıtıyordu. Ama korkmuyordum. Tenimin yanmasından da canımın acımasından da korkmuyordum Dustin'e bir şey olmasından korktuğum kadar. Benim yüzümden bu haldeydi. Adrian benimle uğraşıyordu. Mandy'den sonra sıra Dustin'de miydi? Sakin ve soğukkanlı olmaya çalıştım. İçim öyle olmasa da dışımdan öyle gözükmeliydim. Çünkü her zayıf anımda, duruşumda daha da zevk alıyordu karaltılar. Alacaklardı da. Onlara bu tadı yaşatmaya niyetim yoktu.

Azcık daha sıksam dişlerim kırılacaktı. Gözlerimi Adrian'a diktim. "Ne istiyorsun?" Ellerini cebine soktu. Rahat bir tavır sergilemeye çalışıyordu. "Muna, seninle bunun hakkında daha önce de konuşmuştuk." Gözlerimi onun üzerinden çekmedim, hiçbir hareketinde. Bana doğru adım atmaya başladı. Tam önümde durdu. "İğrenç kokun midemi bulandırıyor." Gülümsedi. Kokusu aksine güzel dişleri vardı. "Bak şu işe yeni parfüm sıkmıştım oysa ki." Dudaklarını büzdü. "Üzüldüm şimdi, herhalde terledim." Kaşlarımı çattım. "Kapa çeneni." Eliyle havada bir işaret yaptı. Birden Dustin'in çığlığı yükseldi. Boğazıma bir şey oturdu. Ona bakmaya çalıştım. "Dustin?" "O kadar başı ağrıyordur ki, seni duyamaz." Dizlerimde güç bulamadım. Ellerim titremeye başladı. Onu öyle gördükçe kötü oluyordum. Sonra kulağıma bir fısıltı yerleşti. "Ben iyiyim Muna, korkma. Sen güçlüsün, yıkılma." Kulağıma gelen ses Dustin'in sesiydi. Ona baktım. Düşüncelerinden ulaşmıştı bana. Gülümsedim. Gözlerime dolan yaşları geri yolladım. Dikleştim. Daha iyiydim. Onu kurtaracaktım bir şekilde. Nasıl yapacağımı bilmiyordum fakat onu kurtaracaktım. Kurtarmak zorundaydım.

"Kötü gözüküyorsun Muna." Gülümsedim. "Yo, gayet iyiyim." Kötü olmamı istediklerini biliyordum. Onlara istediklerini vermemeliydim. Gözlerini kıstı. Sonra yavaş adımlarla etrafımda yürümeye başladı. "Aslında ilk aklımdaki kişi Dustin değildi. Yani listemde ilk sırada o yoktu." Sesimi bastıramadım. "Evet, çünkü ilk sıranda Mandy vardı." Ellerimi yumruk yaptım. Güldü. Bunun üzerine daha da sinirlendim. Tutamadım kendimi. "Pis ucube!" Yumruğumu suratına geçirdim. Yere yapıştı. Onunla beraber Dustin'in çığlığı duyuldu. O tarafa döndüm. "Hayır!" Bir adım atmıştım ki bir daha Dustin'in çığlığı. Yerimde durdum. Dustin ise dizlerinin üzerine düştü. Bacaklarında dayanacak güç kalmamıştı. "Özür dilerim Dustin." Fısıltımı duyamazdı belki ama yine de söyleme ihtiyacı duymuştum. O sırada yanağımda ılık bir damla hissettim. Hayır! Ağlamamalıydım. Adrian karşıma geçti yine. Yanağımı sildim hızlıca. Kanayan dudağını elinin tersiyle sildi. Hala gülüyordu. "Doğru kişi olduğunu biliyordum."

Dudağıma gelen iki damla yaşı dudaklarımın arasında yok ettim. Olduğum yerde dik durmaya çalıştım. Ama bu hiç kolay değildi. "Ona bir şey yapma." Dişlerimi sıkarak konuştuğum için ne dediğim zor anlaşılıyordu. Dudağının yanındaki kanı yaladı. Sonra dişlerini çıkardı. Bana yakınlaştı. Kokusundan kusmak üzereydim. Nefesimi tutmaya çalıştım.

Yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Sonra boynuma baktı. O sıra aklıma Browy geldi. Onu bıraksam hepsini öldürürdü. Böylece kurtulabilirdik! Gülümsememi durduramadım. "Ne oldu? Hoşuna mı gitti?" Yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapattı ani refleksle. Yüzündeki tükürüğü eliyle sıyırdı ve yere attı. Yine elini havada salladı. "Hayır!" Dustin'in bu sefer sesi çıkmadı. Duyulan tek ses şok cihazının sesiydi.

"Adım demiştin!" "Bir vampire inandın mı?" Kaşlarımı çattım. Üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Sakin ol Muna, sakin. Dustin için.

Dustin yere yığıldı. "Dustin!" Adrian'a döndüm. "Ne olur, onu bırak ne yapacaksan bana yap." Cıkladı uzunca bir süre. Dustin'e baktım. Hareket etmiyordu. Sırtı yer yer kırmızı ve morluklarla doluydu. "Bizim amacımız, seni kurtarmak değil canını yakmak." "İşkence yapın sonrada öldürün beni işte." Güldü. "O fiziksel canını yakmak olacak, ruhsaldan sonra. İlk önce bir her şeyini kaybet ondan sonra bakacağız o işe." Yutkundum. Bu bir kamera şakası falandı herhalde? Ne tarafa bakmalıydım? Biraz düşününce aklıma bir şey geldi. Daha doğrusu fark ettim. "Beni Dustin aramıştı, o beni böyle bir tuzağa çekmez. Bunu nasıl yaptınız?" "Güzel soru." Arkasını döndü ve havaya baktı. Ben de oraya döndüm. Simsiyah kanatlarıyla biri buraya doğru geliyordu. Derin bir nefes aldım. Kısa bir süre sonra tam karşımdaydı o kızıl saçlı kadın. "Sen?" Gülümsedi. Uzun siyah kirpikleri ve esmer bir teni vardı. Saçları ise kızıl dalgalıydı ve omuzlarında bitiyordu.

NAİRA‧✕‧Örümceğin Doğuşu |3K Serisi 2.kitap|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin