4.Bölüm - Nukaran ‧✕‧

5.5K 495 16
                                    

Çürüyorum. Gittikçe çürüyorum. Bedenim değil ruhum. Kokuyor ama kimse fark etmiyor. Bağırıyor ama kimse işitmiyor. Gittikçe çürüyorum. Kadın sadece öyle bakıyordu suratıma. Ben de ona. Yanağımdan ılık bir damla akınca kendime geldim. Kadın tam ağzını açmış bir şey söyleyecekti ki dışardan sesler duyuldu. Kadın ayağa kalktı. "Kahretsin." Hemen arkasından ayağa kalktım. Kapıya yöneldik. Birden kapıya vurulunca kadın durdu. Ben de.

İkinci vuruluşunda sesler de yükseldi. Kadın hemen kızının yanına koştu. Kucağına aldı. Ben de Sky'ı uyandırdım. Hava zifiri karanlıktı. "Kahretsin!" "Aç kapıyı Julrian!" Tok bir erkek sesi duyuldu. Hemen hepimizi arka kapıya yöneltti kadın. O kapıdan başka bir oda açıldığını düşünüyordum fakat arka kapıymış. Sky daha iyiydi. Yardımım olmadan yürüyebiliyordu. Ama koşmamız gerekiyordu. Tam Skyla çıkacaktık ki kadın kolumdan tuttu. "Muna. Bana borcunu ödemek istediğini söylemiştin." Hemen hızlıca kafamı salladım. Elly'i kucağıma verdi. Birden afalladım fakat dengemi sağladım. "Anne?" Kadın ağlamaya başladı. "Onu daha fazla burada saklayamam. Lütfen ona iyi bak." "Ama babam?" "Ona Julriandan olduğunu söyle. Bırakmayacaktır. Bana borçlu." Hiçbir şey anlamıyordum. "Hadi!" Arkadan Sky'ın sesi duyuldu. "Anne!"

Kadın kızının ellerini öptü. "Yakında tekrar görüşeceğiz meleğim." Sonra bana baktı. "Ona bir abla gibi davran." Kafamı salladım. "Hadi gidin!" Kapı daha da hızlı çarpılmaya başladı. Dayanamayacağa benziyordu. "Hadi!" "Anne!" Elly'e baktım. O da ağlıyordu. "Peki." Arkama bakmadan koşmaya başladım. Sky da hemen önümüzdeydi. Elly boynuma sımsıkı sarılmıştı. Küçük bedeni her şeyden habersizdi. Gerçek dünyadan, olacaklardan...

Kafasını köprücük kemiğime sakladı. Ağlamaya başladığını fark edebiliyordum. Ama koşmaya devam ettim. İlk önce güvende olmalıydık. Orman zifiri karanlıktı. Fakat kafanızı kaldırdığınızda galaksinin bin bir türlü rengini görebilirdiniz. Gökyüzü insana huzur veriyordu. Fakat kafamı ormana çevirdim ve zifiri karanlıkta koşmaya devam ettim. Sky hemen önümüzdeydi. Elly'nin sakinleşmiş hıçkırıkları kalbimi deşip geçiyordu. İçim acıyordu. Annesi neden onu bırakmıştı? Ayrıca kafamda başka bir soru daha vardı. Annem yaşıyor muydu? Peki, gittiğim mezar kimindi? Kafamdaki karışık milyon tane soruyla koşmaya devam ettim. Nefesim gittikçe daralıyordu. Ormanın derinliklerine vardığımızda Sky yavaşladı. Ben de ona uyarak hızımı yavaşlattım. Nefes nefese arkama baktım. Hiçbir ışık veya belirti yoktu. Durduk. Elly'i kucağımdan indirdim. Dizlerimi kırıp önünde ona eğildim. Alnım ve boynum terle kaplanmıştı. Kalbim hızlı bilindik bir ritimle göğüs kafesimde çarpıyordu. Sesi karşı dağlardan bile duyulabilirdi.

Gülümsemeye çalıştım. Elly'nin yanağındaki gözyaşını sildim. Burnunu çekti. "Ağlama Elly. Biz güçlüyüz. Değil mi?" Tekrar burnunu çekti. Kafasını salladı. Gülümsedim. Sonra sırtımı dikleştirdim ve elini tuttum. Sky bize döndü. "Bu gece için bildiğim bir yer var." Hemen onu takip etmeye başladık.

Zifiri karanlık ormandan bir koridor misali geçtik. Ne çok uzun ne çok kısa bir yoldu. Küçük Elly'ye döndüm. "Yoruldun mu? Kucağıma almamı ister misin?" "Hayır. Teşekkür ederim." Küçük kız yaşından olgun davranıyordu her zaman. Bu biraz ilginçti. Onun yaşındaki kızlar şımarık ve çeneci olurdu. O ise tam tersi. Orta uzunlukta sapsarı saçları vardı. Biraz keçeyi çağırıştırsa da oldukça güzeldi. Benim gibi koyu kahve gözleri vardı. Ya 4 ya da 5 yaşlarında olmalıydı. Gözyaşları gitmiş yerine güçlü bir kızı andıran surat ifadesi yerleşmişti yüzüne. Olgundu. Hem de fazlasıyla. Bunu söylemiştim değil mi? Her neyse.

Sonunda aydınlık bir yere vardığımızda ağzımı açamadan duramadım. Ve ardından garip bir ses çıkardım. "Vayy." Elly'e baktığımda onda da aynı ifadeyi gördüm. En azından yalnız değildim. Sky ikimize de gülümseyerek baktı.

NAİRA‧✕‧Örümceğin Doğuşu |3K Serisi 2.kitap|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin