22. Bölüm •Kefil

11.2K 1K 96
                                    

Büyük bir yorgunlukla Gella'ya dönerken kalbim heyecanla atıyordu. Tcor ve Atanca'nın yüzyıllardır biriktirdiği enerjileri sayesinde Keto ve ben çok hızlı ilerleme kaydediyorduk.

Ama heyecanlı olmamın esas nedeni Tcor'a ettiğim yeminin süresinin bitmiş olmasıydı. Dün üç gün dolmuştu ve ben kendime hakim olarak ne olur ne olmaz diye bir gün daha beklemiştim. Ancak bu gece odama girer girmez büyüyü tek başıma yapacak ve babamı tekrar görecektim.

'Sence Keto'yu da çağırmalı mıyım? Eğer ikimiz yan yana olursak babamla konuşmak isteyeceğimizden korkuyorum.' dedim İklir'e.

'Evet, bence çağırmalısın. İkiniz de doğru davranabilecek olgunluktasınız. Hem ben de sizin yanınızda olurum. Eğer kendinize hakim olamayacak gibi olursanız size engel olurum.' dedi İklir.

'Teşekkür ederim İklir.' dedim daha sonra Keto'nun zihnine bağlanarak

'Gella'ya dönünce benim evime gel.' dedim.

Keto bana ufak bir bakış attıktan sonra

'Babamı mı göreceksin?' diye sordu.

Sessiz bir baş hareketiyle onu onayladım. Nedense Zawe'in olanları öğrenmesini istemiyordum.

'Tamam, muhakkak geleceğim.' dedi Keto.

Bugünkü derslerimizin tamamını tamamlayıp heyecanla Gella'ya giderken, yol bana daha önce hiç olmadığı kadar uzun gelmişti. Sonunda Gella'ya vardığımızda saat çok geç olduğu için ortalıkta bir- iki elften fazlasını göremedik. Son üç gündür her günümüz böyle geçiyordu zaten. Günde yalnızca üç- dört saat uyuyorduk. Sabah daha gün doğmadan yola çıkıyor ve ancak gece dönüyorduk.

Yemek saatine yetişemediğimiz için yemeklerimiz odamıza konuluyordu. Odama gidip aceleyle yemeğimi yerken bir yandan da Keto'nun gelmesini bekliyordum. Büyük bir ihtimalle o da yemeğini yedikten sonra gelecekti. Yemeğimi bitirdikten yaklaşık beş dakika sonra kapım çalındı.

"İçeri gel." diye seslendim.

Keto eve girip kapıyı arkasından kapattıktan sonra ona

"Yukarıdaki çalışma odasına çık ben hemen geliyorum." dedim ve aceleyle banyoya gidip aynayı çıkardıktan sonra çoktan üst kata çıkmış olan Keto'nun yanına gittim.

Aynayı masanın üzerine yerleştirdikten sonra Keto'nun yanına oturdum. Kısa bir süre birbirimize baktıktan sonra

"Başlayalım mı?" diye sordum Keto'ya.

Keto beni başıyla onayladıktan sonra gözlerimi sımsıkı yumup babama odaklandım. Yüzünün gözümün önünde şekillendiğini ve hemen karşımda duran aynaya yansıdığını düşündüm, bir yandan da ismini içimden tekrarlıyordum. Yanımda oturan Keto nefesini hızla içine çekince büyüyü başardığımı anlayıp gözlerimi açtım.

Büyüyü daha yeni başlatmama rağmen gücüm belirgin biçimde azalmıştı ama yine de yeterli bir süre büyüyü tutabileceğimi düşünüyordum.

Babam tıpkı geçen seferki gibi zindanda bir köşeye oturmuş boşluğa bakıyordu. Yerde, yanında doğru düzgün dokunmadığı yemeği ve yarısı içilmiş bir tas suyu duruyordu.

Keto acı dolu bir sesle

"Ona ne yapmışlar böyle?" dedi.

Yüzünün nasıl çöktüğüne, bakışlarının nasıl acı içinde olduğun bakılırsa gerçekten kötü şeyler yapmış olmalıydılar.

"Onunla konuşmak istiyorum." dedi Keto.

"Bilemiyorum Keto. Bu onu daha kötü etkileyebilir, her şeyi hatırlamasını sağlayıp yaşam süresini kısaltabilir. Etsas, ona gereken bilgileri aldıktan sonra şüphesiz ki babamı öldürecektir." dedim.

Camdan YumurtaWhere stories live. Discover now