Beş yaşındaki küçük kız annesinin elini bırakarak tıka basa insan dolu çarşıda koşturmaya başladı.
Arada bir arkasını dönüp şımarıkça, kendisini kovalayan annesine dil çıkarıyor daha sonra tekrar kaçmaya devam ediyordu. Küçük kız annesinden kaçarken bir köpek yavrusu görünce ufak bir çığlık atarak köpeği kovalamaya başladı.
Yavru köpek kovalandığını anlayıp arkasına bakmadan koşarken küçük kız da onu takip etti. Kısa süren bir kovalamacanın ardından küçük kız, yavru köpeği iki evin arasında kaçmaya yer bırakmayacak şekilde sıkıştırmıştı. Bir yandan da şımarıkça gülüyor ve köpeği kucağına almaya çalışıyordu.
Küçük kız tam köpeği kucağına alacağı sırada korkmuş olan köpek kızı ısırdı ve kızın can acısından faydalanıp kaçtı. Küçük kız kanayan koluna bakarak ağlamaya başladı ama bu iki evin arasında kimse onu fark etmemişti.
Küçük kız annesine seslendi ama cevap gelmemişti. Üstelik hava da kararmaya başlamıştı. Küçük kız hava kararana kadar annesini o iki evin arasında beklemişti ama annesi onu almaya gelmemişti.
Sonunda küçük kız korkarak o iki evin arasından çıktı ve sağına soluna baktı. Neredeydi böyle?
Üstelik havada çoktan kararmış, o parıldayan yıldızlar ortaya çıkmıştı. Ama küçük kız o çok sevdiği yıldızlara bu akşam her zamanki gibi dikkatli bakamayacak kadar korkmuştu.
Çünkü annesi gece etrafta dolaşmanın çok tehlikeli olduğunu, hayvanlara ya da kötü niyetli insanlara rastlayabileceğini söylemişti.
Küçük kız hem üşüdüğü için hem de korkudan ve kolunun sızlamasından titriyordu. Küçük kız bir süre etrafına baktıktan sonra sağ tarafına dönerek yürümeye başladı, kısa bir süre yürüdükten sonra sağ tarafından gelen bir köpek uluması onu korkuttu ve küçük kız olduğu yere çökerek ağlamaya başladı.
"Hey!" Küçük kız arkasından gelen sesle daha da korkarak daha da çok ağlamaya başladı.
Arkasını dönüp kimin seslendiğine bakmaya bile cesareti yoktu. Kısa bir süre sonra küçük kıza seslenen kişi kızın önüne geçti ve o da yere çöküp gözlerini kıza dikti.
Kız kendisine dikili gözleri görünce ağlamayı kesti ve karşısındaki oğlan çocuğuna bakmaya başladı.
"Neden ağlıyorsun?" diye sordu oğlan kulağa müzik gibi gelen bir sesle.
Kız cevap vermek yerine kaşlarını çatarak karşısında duran çocuğa baktı. O bir kız olmasına rağmen böyle güzel bir ses tonuna sahip değilken oğlanın sesi nasıl böyle olurdu? Acaba oğlan ondan büyük olduğu için miydi? Oğlan hiç yoksa abisinin yaşında olmalıydı. Yani 13 yaşında. Acaba kendisinin sesi de büyüyünce böyle güzel olur muydu? Küçük kız tekrar kaşlarını çattı. Abisinin sesi güzel değildi. Aksine büyüdükçe sesi daha da kötüleşiyordu.
"Sürekli kaşlarını mı çatacaksın? Konuşmayı biliyor musun?" dedi oğlan küçük kızı süzerek.
Küçük kız tekrar kaşlarını çattı ve sinirle ayağa kalktı. Elbette konuşmayı biliyordu!
"Kayboldum." dedi kız oğlanın sorusunu yanıtlayarak. Kız ayağa kalkınca oğlanda ayağa kalkmıştı. Boyu kızın neredeyse iki katıydı. Oğlan kızın kolunu işaret ederek
"Ne oldu?" dedi
"Köpek ısırdı" diye cevap verdi kız. Ama bu karanlıkta kız kendi kolundaki yarayı bile göremezken oğlan nasıl görebilmişti?
O sırada oğlanın arkasından gülüşen kişilerin sesleri geldi. Kız o tarafa bakınca abisinin okuluna giden abisinden iki ya da üç yaş büyük pislikleri gördü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camdan Yumurta
Fantasy10/04/2015 #1 Fantastik Çok eski zamanlarda, başka bir dünyada ejderhalar, insanlar, elfler ve daha bir sürü esrarengiz canlıyla bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Karel, çocukluğunda karşılaştığı o oğlandan sonra ejderhalara merak sarmıştı. Ama t...