12. Bölüm •Gün ve Gece

12.4K 1.3K 459
                                    

YAZARDAN NOT: Bu bölümü, ilayda-a adlı kullanıcıya ithaf ediyorum. Bölüm sonlarında bana mesaj atarak bölümle ilgili üzerinde düşünülmüş olduğunu belli eden sorular sorduğu ve beni yazmaya teşvik ettiği için. Hayalet bir okuyucu olmadığı için. Aynı zamanda adaşım olan İlayda, iyi ki varsın ve hikayemi okuyorsun, teşekkür ederim :)

Uyandığımda kendimi boşlukta hissediyordum. Sanki hatırlamam gereken önemli bir şey varmış da hatırlayamıyormuşum gibi. Derken neyi unuttuğumu hatırladım. Çok da önemli bir şey değildi aslında, alt tarafı bir Süvari olmuştum. 

Hatırlamam bu kadar uzun sürdüğü için kendi kendime söylenerek yattığım yerden kalktım. Ejderhamın karnımda yattığını fark etmeden oturduğum için, ejderham karnımın üstünden yatağa düşerek uyanmıştı. Ejderham, bana dik dik bakıp tıslama benzeri bir ses çıkarırken çok da haksız sayılmayacağını fark ettim. Uyanmak için iyi bir yöntem değildi sonuçta. Ejderhama

"Özür dilerim." diye fısıldadıktan sonra yataktan çıktım. 

Ejderham da bana son kez pis bir bakış attıktan sonra tekrar gözlerini kapattı.

Dışarıya baktım, hava yeni yeni aydınlanıyordu. Bedenim, dünkü yorgunluğuma rağmen, alışkın olduğu saatte kalkmıştı. Antrenmanı kaçırmamak için aceleyle duşa girdim.

Bedenime değen su, dünden beri yaşadıklarıma bir gerçeklik katmıştı adeta.

Ben artık bir Süvari olmuştum... Artık, çaresizce babasını kurtarmak için çabalayan o kız olmayacaktım. Artık, elfler yardım etmedi diye bu kadar çok üzülmeme de gerek yoktu. Artık yardım dileneceğim biri olmak zorunda değildi. Artık, kendi başımın çaresine bakabilir ve babamı kurtarabilirdim.

-ZAWE-

"Pekala, Erli nasıl?" dedim ejderhaya. 

Cevap kesindi:

'Hayır'. Bu ejderhanın öğrendiği ilk kelimeydi. Daha sonra başka kelimeleri öğrenmeye tenezzül etmemiş ve sadece ilk öğrendiği bu kelimeyi kullanır olmuştu. Sık sık.

Ellerimi sinirle saçlarımdan geçirdim. Bu, ona önerdiğim üç yüzüncü isim falan olmalıydı. Ama neredeyse isim ağzımdan çıkmadan hep aynı cevap geliyordu: hayır.

"Tamam, bak benim yaratıcılığım da bir yere kadar. Ne önceden kullanılan ejderha isimlerini istiyorsun ne de benim uydurduklarımı istiyorsun! Sana nasıl bir isim bulacağız söyler misin?" dedim. 

Ejderha, bunu bir soru olarak bile saymadı ve sıkkın bir ifadeyle başını çevirip çalışma odamın penceresinden ağaçlarda uçuşan kuşları izlemeye başladı. Sanki kuşları avlamanın iyi bir fikir olup olmadığını düşünür gibiydi. Sabırlı olmaya çalışarak

"İklir'e ne dersin?" dedim. 

Ejderha, başını bana doğru çevirmeden

'Hayır' dedi.

"Haklısın. Bu, biraz kız ismi gibi oldu." dedim. 

Ama bütün gece bir isim bulmaya çalışmıştık ve gün doğmaya başlamış, kuşlar uyanmıştı. Gece boyu uyumadığım düşünülürse sanırım bir tanecik kız ismi önermem sorun olmayabilirdi. Ayrıca kulağa kız ismi gibi gelse de nedensiz bir şekilde bu ismi çok sevmiştim.

"Gaba, nasıl?" dedim umutla. Bana, baya güçlü bir erkek ismi gibi gelmişti.

'Hayır' 

Sinirle derin bir nefes aldım ve

"Ah, buldum! Senin adın Hayır olmalı!" dedim. 

Ejderha, sinirle bir nefes verdi. Burnundan biraz duman çıkmıştı. Bu kez kafasını bana çevirip, gece siyahı gözlerini üzerime dikerek

Camdan YumurtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin