Kuzey'in bariz şekilde albenisi olduğu ortadaydı. Herkesi etkileyecek bir karizması da vardı. Bu durumda benim ona çekilmem yadırganmamalıydı. Yani ben artık yadırgamamaya başlıyordum. Aksine onun yakınımda olması hoşuma gitmeye başlamıştı sanki. Ama çok az.

" Ne zaman evimize döneceğiz " diyerek ciddi bir şekilde sorunca söyleyecek birşey bulamadım. Bu zamana kadar hep şebeklik yaparak sorduğu için hep geçiştiriyordum. Ama bu kez benden gerçek bir cevap istiyordu. Ama asıl problem benim cevabı bilmememdi.

Koltukta oturur pozisyona geçince bende gidip yanına oturdum. Ne söyleyeceğime karar vermem gerekiyordu. O evi seviyordum. Ama birşeyler eksikti. Kuzey oraya evimiz diyebiliyordu ama aynı şeyi ben söyleyemiyordum. Kuzey ile bu kadar karışık durumdayken onunla aynı evde yaşayamazdim. Gerçi şimdi de aynı evde yaşıyoruz gibiydi ama burada o misafirdi. Gitmese bile istediğim zaman onu kovabiliyordum.

O eve hangi sıfatla gireceğimi bilmiyordum. Çocukların teyzesi? Yada Kuzey'in hoşlandığı kız? Peki ben kim olarak girmek istiyordum.

Kuzey ile sonumuz ne olacak bilmiyordum ama o eve Kuzey ile aramızdaki ilişkinin ismi konmadan girmek istemiyordum. Belkide o eve tamamen ait olmak istiyordum. Ne düşüneceğime yada ne istediğime karar veremiyordum.

Koltukta sola dönerek yüzümü tamamen Kuzey'e çevirdim. " Bilmiyorum" dedim omuz silkerek.

"Dönmek istiyor musun " dedi Kuzey benimle aynı pozisyonda oturarak.

" aslında istiyorum ama kendimi o eve ait hissedemiyorum " deyip içimdeki düşüncelerimden en mantıklı olanı söyledim dürüst olarak.

Derin bir nefes alıp gözlerini kapatarak bir iki dakika düşünme payı verdi kendine. Gözlerini açtıktan sonra elimi tutup bir süre konuşmadan bekledi." seni anlıyorum " dedi bu zamana kadar en kibar konuşmasını yaparak." Ama sende beni anla. Sonsuza kadar burada kalamayız. O evi alırken içinde senin olmadığın tek bir oda bile hayal etmedim. O ev olabileceği her şeyiyle senin. O eve tek başıma dönemem. Sen olmayınca çocukların bagırışları bile sinir bozucu sessizliği bozamıyor. Bu çocukların sana ne kadar ihtiyacı varsa benimde o kadar ihtiyacım var. " dedi gözlerime sinemadaki bakışlarını anımsatan bakışlarını göndererek.

Söyledikleri o kadar içime istemişti ki hemen o anda bavulumu topla dese toplardım. Ben onun belkide hiçbir şeyi değildim ama bir o kadar da herşeyimi onun gibi hissediyordum. Beni kendine bağlıyordu. Dudaklarıma istemsizce bir gülümseme kondurdum.

" Peki bu ev ne olacak " dedim hala sıkıca tuttuğu ellerime bakarak.

" Bu ev kalabilir. Satarsın ya da kiraya verirsin" dedi beni ikna etmenin verdiği sevinçle.

" peki. Dönelim evimize. " dediğim anda kendimi Kuzey'in büyük ve sıcak kolları arasında buldum. Sımsıkı sarılmıştı. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim.

Bir süre sonra benden ayrılıp yüzümü büyük elleri arasına aldı." Teşekkür ederim " diye fısıldadı yüzlerimiz arasındaki mesafeyi kısaltarak. Onun bu sevinci beni mutlu ediyordu. Kendini bize adamış bu adama bazen haksızlık ettiğimi düşünüyordum. Bazende oh olsun diyordum. Ne istediğimi pek bilmiyordum açıkçası. Konu Kuzey olunca ruh halim karmakarışıktı.

Yavaş yavaş elimin üzerini okşarken alnımı alnına dayadı. Yine sinemada olduğu gibi bir heyecan kapladı içimi. Ellerim heyecandan titriyordu ama Kuzey öyle sıkı tutuyordu ki belli bile olmuyordu. Titrek bir nefes aldım. Heyecanımı gidermek istiyordum ama o bana böyle davrandıkça mümkün olmuyordu.

" açıkçası ben sinemadaki şeyin devamını istiyorum " dedi fısıltıyla. Birkaç saniye ne demek istediğini anlamadım. Dudaklarımızı birleştirdiginde anlamak için çok geç kalmıştım.

Dudaklarımın üzerine yerleştirdiği dudakları hareket etmiyor benden bir yanıt bekliyordu. Ya onu itecektim ya da bu işi sürdürecektim. Hangisi benim için doğruydu o anda düşünemiyordum bile tek bildiğim onu öpmek istediğimdi.

Alt dudağımı hareket ettirip ona gereken cevabı verdiğimde sabırsızca dudaklarımdaki baskısını artırıp bana daha çok yaklaştı. Sanki beni özlemle öpüyordu. Bana bunu o kadar iyi hissettiriyordu ki bunun içinde ayrı heyecenlanmıştım. Beni özlemiş olma düşüncesi harikaydı.

Koltuğun üzerinde dizlerimin üzerine çıkıp boylarımızı eşitlememle beraber kontrol benim elime geçmişti. Onunla aynı istekte karşılık veriyordum belki de ben daha istekliydim.

Benim koltuğun üzerine çıkmamla oda geriye doğru yaslanıp beni üzerine çekti. Aramızdaki arzu o kadar hissedilirdi ki ellerimizin harekete geçmesine mani olamadık. O bana sarılırken , ben ellerimi yumuşak saçlarından ayıramıyordum.

Dakikalar sonra birbirimizden ayrıldığımızda ben nefesimi düzenlemek için başımı Kuzey'in göğsüne koydum. Belki biraz da yüzüne bakmaya utandığım için. O ise hala vücudumda gezinen ellerini bana sıkıca sarıp koltukta daha rahat bir pozisyona getirdi bizi.

Kuzey saçlarımı öptükten sonra hafif bir gülümseme " Sana burası daha eğlenceli demiştim" diyerek erkek cinsinin odun ailesine mensup olduğunu kanıtladı. Aldığı cevap ise koluna yediği onun için hafif ama benim için intikam niteliğindeki darbelerdi.

Teyze Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin