7. Bölüm

38.5K 2.2K 59
                                    

YAZARDAN DEVAM...

Genç adam keyifle geçirdiği günün ardından arkadaşının ofisinde oturmuş
yaptığı harika iş görüşmesini düşünüyordu. Biraz arkadaşının katkısıylada olsa işi almıştı.  Tabiki işi almasının en önemli nedeni üniversiteyi birincilikle bitirip mastırını amerikanın en iyi üniversitesinde burslu olarak tamamlanmasıydi.  Tam tamamlamış sayılmazdi ama işe alınması için yeterince referansı vardı.  Birkaç dersi vermemesi onun işe kabul edilmesini engellememisti. Kuzey'in gözü yükseklerdeydi o yüzden herşeyin en iyisini istiyordu ve istediğinide alıyordu. 

Abisinin başına gelen olay onu mahvetse bile yigenleri için acısını içine gömmüştü. Uzun süredir yurt dışında olduğu için abisinin arkadaşları onu pek tanımıyorlardi. Haber veren olmamıştı abisinin ve yengesinin öldüğünü. O yüzden cenazesine bile yetisememisti. Ona haber veren kişi ise dünyada nefret ettiği insanların ilk sırasındaki onun tabiriyle vicdansız şerefsiz Mehmet beydi. Abisine hayatı zehir eden.  Kendi kanından canından torunlarınin ne halde olduğunu umursamayan bir pislikti. Ona neden haber verdiğini düşünmüştü ilk başta daha sonra olmayan vicdanını sızlatmamak için olduğunu anlamıştı. 
Yada çocukları başından atmak için olabilirdi.  Kuzey onun adını bile duymak istemiyordu. 

Karısı ve küçük kızı mehmet bey gibi değillerdi. Abisini kabul etmişlerdi ama Mehmet beyin sözünün yanında onlarınki bir hiçti. Tabiki Abisini kabul etmiş olması onları iyi bir insan yapmıyordu. Onlarda yengesini yalnız bırakmışlardı.

Çocuk esirgeme kurumunda yengesinin kardeşini gördüğünde çok sinirlenmişti. Bu kadın hangi yüzle buraya gelebiliyordu. Üstelik çocukları almak istediğini söylüyordu tabiki çocukları ona vermeyecekti.

Ama diğer yandan hem annesini hem babasını kaybetmiş bu iki dünyalar tatlısı çocuğunda hayatlarındaki tek yakını olmak istemiyordu. Kendilerini yalnız ve kimsesiz hissetmelerini istemiyordu. Onlar yeterince kimsesizdi. Üstelik çocuklarla tek başına ilgilenemezdi. Özellikle Ece ile. O daha küçüktü. Ve kendisi bebekler hakkında hiçbirşey bilmiyordu. Üstelik çalışması gerekiyordu. Onları yalnız bırakamazdı. Ve onları kimseye güvenip emanet edemezdi. Her ne kadar kalpsiz kendini beğenmis bir tiki olsada o onların teyzesiydi. Ondan başka kimseye emanet edemezdi. 

Bu yüzden kabul etmişti Onun çocukların yanında olmasını. Kendine itiraf edemesede ona ihtiyacı vardı. Onunla konuşması gerekmiyordu. Çocuklarla ilgilenmesi yeterliydi.  Zaten onu gördükçe abisinin çektiği zor günler aklına geliyordu. Ne kadar az konuşsa o kadar iyiydi. Aslında mizahı kuvvetli bir adamdı ama ona özellikle sert görünüyordu. Böyle görmesine abisinin ölümünün de katkısı vardı yaşayamadığı acısını dökemedigi göz yaşını böyle dışa vuruyordu. 

Kapının açılmasıyla genç adam başını kapıya çevirdi. 

-" bu işi alacağını biliyordum. " diyerek büyük bir sırıtışla arkadaşının karşısındaki koltuğa kendini bıraktı Emre. Üniversiteden arkadaşıydı Kuzey'in. İş aradığını söyleyip yardım istemişti Emre'den. Oda seve seve yardım edeceğini söylemişti. Arkadaşının ne kadar başarılı olduğunu biliyordu o yüzden patronuna onu övmekte tereddüt etmemişti. 

- heralde oğlum benden iyisini mi bulacaklar."  diyerek egosunun büyüklüğünü bir kez daha gösterdi Kuzey. 

- Amerikada Egonu hızlı büyütmüşsün lan.  Ben referans olmasaydım sen bu işi rüyanda görürdün. Ha bide yakışıklı olmasaydın tabiki. 

- Ne alakası var lan yakışıklı olmamla.

- Ben sana referans olunca Selin'de bana arka çıktı.  Bence senden yemek teklifi bekliyor oğlum.

- Daha çok bekler uğraşamam lan. Benim işim başımdan aşkın. Uğraşmam gereken yiğenlerim ve onların cadı teyzeleri var. 

- oğlum Akıllılık yaptın lan onu kabul etmekle.  Yoksa iki çocukla tek başına uğraşmazdın.

- oğlum kız hiçbir halttan anlamıyor. O çocuk falan bakamaz. Alışveriş yapmaktan, mutfağa girmeye fırsatı olmamış. Sorumsuz biri. Şimdi vicdan yapıyor ondan böyle yakında sıkılır gider baba evine o. 

- nerden biliyorsun lan teyzeleri sonuçta o kadar vicdansız değildir. 

- o kadar vicdansız abicim. Para için yengemi tek başına bıraktı lan vazgeçmedi rahatından. Yakında gider.  O sıkılana kadar çocuklara bakıcı bulmam lazım"  diyerek bir süre sohbetlerine devam etti iki arkadaş.
Kuzey'in telefonu çalınca yüzünü buruşturarak ekrana baktı.

- aha oğlum arıyor.  Yine kim bilir neyi beceremedi" diyerek telefonu kulağına götürdü.

- efendim.

- Ne diyorsun Derin neyi bulamıyorsun?" diyerek oturduğu yerden doğruldu genç adam.

- Nerdesin. 

- tamam geliyorum" diyerek telefonu kapatıp ayaklandı kuzey.

- Ne oldu Kuzey.

- Benim gitmem gerekiyor. alışveriş merkezinde Eymen'i kaybetmiş" diyerek ceketini alıp kapıya yöneldi arkadaşı.

- Tamam. Bana da haber ver"  diye arkasından seslendi ama duydugundan emin değildi. 

Allahtan iş görüşmesine abisinin arabasıyla gelmişti. alışveriş merkezine gelmesi yarım saatini almıştı. Derin'i tekrar arayıp nerede olduğunu öğrenmişti.

3. Kata geldiğinde hıçkırarak ağlayan bir Derin ve Eceyle ilgilenen bir sarışın bulmuştu karşısında.

- Bulamadınız mı?  Nasıl kaybettin koskoca çocuğu?  Madem bu kadar sorumsuzsun neden iki çocukla dışarı çıkıyorsun. Sen daha evde başa çıkamıyorsun onlarla Allah kahretsin"  diyerek sıkıntıyla nefes verdi Kuzey.  Derin'in ağlamasının çoğalmasıyla iki kelime zor dökülmüstü dudaklarından.

- Ö- özür dilerim"

Derin'in üzgün halini görünce azda olsa pişman olmuştu kuzey söyledikleri için. Ama üzgün olması onu hakli çıkarıyordu. Hala çok kızgındi ona.  Çocukları ona emanet etmekle hata yaptığını düşünüyordu içten içe. 

- Anons yaptırdınız mi?" diye Eceyi kucağında tutan sarışın kıza bakarak sormuştu. Derin konuşacak halde değildi çünkü.

- Hayır. Hiç aklımıza gelmedi." 

Kuzey hemen güvenlik görevlileri ile konuşmuş ve anons
yaptirmislardi. İçten içe alışveriş merkezinden çıkmaması için dua ediyordu Kuzey.  Kuzey ile birlikte her yeri aramaya başlamışlardı.

Yarım saat sonra tarif edilen çocuğa benzeyen bir çocuğun 4. Katta olduğuna dair bilgi almışlardı. Hemen 4.  Kata çıktılar. Kuzey hemen fark etmişti dinlenme koltuklarından birine oturmuş ağlayan Eymen'i. 

Hemen yanına gidip kendisinin kopyası miniği güvenli kollarıyla sarmıştı. 

- Geldim aslanım korkma. Burdayım." diye korkusunu dindirmeye çalışıyordu Eymen'in.  Eymen küçük kollarını amcasına sarıp daha çok ağlamaya başlamıştı. 

Derin hala ağlayarak izliyordu bu manzarayı. Kuzey'in dediği gibi çok sorumsuzdu. Çocuklara bakabilecegini zannetmis ama bakamamıştı. Beceriksizin tekiydi.

- Ne oldu aslanım. Niye ayrıldın teyzenin yanından."  Kuzey'in konuşmasıyla başını amcasının göğsünden kaldırmıştı Eymen. Küçük hıçkırıkları devam ediyordu. Ama kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

- amca ben biyini göydüm.

-kimi gördün küçük aslan."

- Anneme çok beziyoydu. Ben geyi geldi zannettim. Gidiyoydu bende biy daha gitmesin diye onun peşinden gittim.

Kuzey dahil herkesin gözleri dolmuştu. Eymen daha 5 yaşındaydı ve annesizlikle çok erken tanışmıştı. Derin bundan sonra ne yapacağını bilmiyordu. Kendine anne yarısıyim diyordu ama o daha teyze bile olamamisti.  Çocuklarla ilgilenmek  zordu. Ama annesiz çocuklarla ilgilenmek daha zordu Derin onlara anne olamazdı bunu biliyordu ve bu onu kahrediyordu.

Açıkçası yazmak için biraz motivasyon fena olmaz. Oy ve yorumları bekliyorum.

Teyze Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin