3. Bölüm

55.9K 2.4K 112
                                    

Multimedia Eymen

Verdiğim karardan pişman olmamak için içimden  dua ediyordum. Bu iri adama güvenemezdim.  Çocukları benden alabilir sözünü tutmayıp onları benden uzaklastirabilirdi. Ama başka çarem yoktu.  Babamdan izin alıp ayrı eve çıkmak çok zaman alırdı ve teftişe gelecek olanların babamın keyfini bekleyeceklerini hiç zannetmiyordum.

Bu iri adamın çocukları burada bırakmak istemediğini biliyordum. Ve aslında bu anlaşma benim için iyi bile sayılabilirdi. Velayetlerinin bu adama verilmesinden daha iyiydi. 

"onların Velayetlerini alabilecekken neden bu saçma teklifi kabul edeyim ki unutma sarı cadı senin teftiş edilecek bir evin bile yok" sırıtarak söylediği bu sözler tepemin tasını artırmıştı. Bu kendini beğenmis pis serserinin sırıtmasından nefret ediyordum. 

"çünkü ukala adam onların birkaç gece daha burada kalmasını sende bende istemiyoruz. Ve emin ol onları kaybetmek yerine burada bir iki gece geçirmelerine içim ne kadar acısada göz yumarim. Delici bakışlarımın onu delmesini umarak gözlerimi  ukala sırıtkan adamın gözlerine sabitledim ancak hiçbir faydası olmuyordu ve yüzünden hiçbir endişe kırıntısı geçmiyordu.  Oysa ki biraz önce en büyük kozumu kullanmıştım.

"onları bugün burada bırakmayacağıma emin olabilirsin içinin acımasına hiç gerek yok" ellerini sanki o iri parmaklarını daha çok içeri girebilirmiş gibi dar kotunun cebine itelemeye çalışan her tarafı aşırı iri -  kesinlikle aşırı değil -  bu adam giderek daha çok sinirlerimi bozuyordu. Bugün ona çocukları vermeyeceklerini bildiğim halde gözlerindeki kendinden emin bakış şüpheye düşmeme sebep olmuştu. Bu adam zorbalıgiyla bile çocukları alırdı.

" Bana bak iri adam!! Eğer böyle birşey yaparsan emin ol senin doğumundan bu güne kadar olan tüm geçmişini araştırırım ve  inan bana bunu büyük bir zevkle yaparım. Yanından geçen zavallı bir adamın koluna çarptığında  bu cüsseyle en az iki gün kolunun ağrımasına sebep olan ve  umursamadan hiçbirşey olmamış gibi geçip giden birinin nasıl  cani bir kişiliği olduğunu ve çocuk bakmaya hiç uygun olmadığını açtığım velayet davasındaki hakime nasıl büyük bir zevkle anlatacagima ve buna inandıracağıma şahit olursun." Hiç nefes almadan kurduğum bu cümlenin saçma olmamasına şükrederek karşı tarafın atağını beklemeye koyuldum. Ona iri adam demiştim ve ne düşündüğü umrumda değildi o benim rakibimdi ve ben ona fok balığı bile diyebilirdim.

Bu deri ceket giymiş adamın ceketinden bile çocuk bakamayacagi belli oluyordu.  Her ne kadar biraz önce çocuklarla gerçekten ilgilendiğini düşünsemde bunu dışa vurmaya gerek yoktu. 

Ben yine onun çocukları nasıl alacağıyla ilgili planlar duymayı beklerken sıkıntıyla iç çekmesi beni gerçekten şaşırmıştı. Sanırım iyi bir yere parmak basmıştım. Ve bu içimin umutla dolmasına sebep olmuştu. 

" Her ne kadar hakime benim çocuk bakamayacak kadar cani biri olduğumu ispatlayacagina emin olsamda, küçücük iki çocuğun kalan son iki akrabasindan birini onlardan uzaklaştıracak kadar cani değilim.  Diyerek içeriye girdiğinde arkasında şaşkın ve utanmış birini bırakmıştı.  Madem onları benden uzaklaştırmayacaktı neden onları bir daha göstermeyecek gibi davranmıştı ki.  Ahh kesinlikle yerin dibine girmiştim.  Ukala adam bana iyilik yaparken bile beni sinirlendirmişti. Ve bu adama nasıl katlanacagimi bilmiyordum.

Bende olanları kaçırmamak için içeri girdim.  Sinir bozucu adam yine aynı yerine oturmuştu. 

"Derin hanım Kuzey beyin söylediği doğru mu? Çocukların kuzey beyde kalması konusunda anlaşmışsınız.

Derin bir nefes alıp adının kuzey olduğunu öğrendiğim adamin önünden geçip yerime oturdum ve başımı sallayıp onay verdim. Kadının yüzünde bir gülumseme oluşurken " inanın çok sevindim bu teftiş meselesi uzun süren bir süreçtir.  Diyerek önündeki dosyadan birkaç kağıt çıkarıp onları incelemeye başladı.  Gözlerim Ece'ye gittiğinde hala hiç sesini çıkarmadan bir yandan elindeki oyuncağını dişliyor diger yandan etrafı incelemeye devam ediyordu. Gerçekten uslu bir çocuktu.  Eymen ise Kuzey'in koluna bir koala gibi yapışmişti. Onu burada bırakmasından korkuyor gibiydi. 

"Evet evraklar tamam. Kuzey bey şurayı imzalayın sonra çocukları alabilirsiniz.  Kuzey vakit kaybetmeden dosyayı imzaladığında çocuklarla birlikte kapıya doğru yürümeye başladı. 

"nereye gidiyorsunuz!! " diye adeta çığlık attığımda Kuzey sakince arkasını dönüp baygın gözlerle bana baktığında neredeyse ağlayacaktım. İyi niyetimi suistimal ediyordu!

Derince oflayip" çocukların eşyalarını toplayıp buradan gideceğiz " dediginde gözlerimdeki yaşlar akmak için yarışıyorlardi. Lanet olsun çok sulu gözüm!!

" pekala...  Sey... Ben eşya toplamak konusunda pek iyi değilim ve eğer sen.. Daha sözünü bitiremeden hemen atılıp " kesinlikle çok güzel eşya toplarım"  diye el çarptığımda bugünlük rezil olma kotamı doldurmuştum. Lanet olsun duygusal anlarımda hep saçmalardim.

"pekala. " diyerek yürümeye Başladığında bende bu
Saçma ana tanıklık eden merve abla ve müdüre hanımın şaşkın bakışları arasından sıyrılıp onu takip etmeye başladım.  Bu adam öküz olabilirdi ama kesinlikle iyi kalpliydi.

Çocukların eşyalarını alıp dışarı çıktığımızda merve abla bir işi olduğunu söyleyip yanımızdan ayrılmıştı.

  Çocuk esirgeme kurumunun önünde elimizde iki çocuk kuzey ve ben,  Kuzey'in motorunun -  muhteşem motorunun- önünde  Kuzey'in bir buluş yapıyormuş gibi motoruna bakması üzerine hala dikiliyorduk. Umarım dört kişiyi aynı anda nasıl bu motora sıgdırırım diye düşünmüyordur diyerek içimde yeserttigim umutlarım giderek soluyordu. 

" Allah aşkına biz burada neyi bekliyoruz!! "

" kapa çeneni sarı cadı taksi bekliyoruz"

" peki motorunla aşk yaşamayı kesip neden bir taksi çağırmıyorsun.!!

" Biliyor musun seni yanıma aldığıma şimdiden pişman Oldum!! Deyince mecburen yerime sinmek zorunda kalmıştım. Kahretsin bütün kozlar onun elindeydi ve ben ona boyun eğmekten nefret ediyordum. 

10 dakika sonra taksi geldiğinde ben taksiciyle geç kaldığı için kavga etmeye giderken Kuzey'in " Merak etme kızım baban seni gelip hemen alacak korkmana gerek yok sadece bir saat burada kalacaksın"  dediğini duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açılarak ona döndüm.  Motorunu okşayarak ona birşeyler söylemeye devam ediyordu.  Allahm bu adam tam bir kaçıktı!!

Sonunda motorundan ayrılıp taksiye bindiğinde bende hemen arkasından bindim.  Şimdilik ona laf atmayacaktım ama tabiki sonsuza kadar da susmayacaktim.

Çocukların bana bir yabancı gibi davranıp Kuzey'e yapismalari çok moralimi bozuyordu. Ece hiçbirşeyin farkında olmasada Eymen sanki özellikle benim tarafıma bakmiyordu. Sanki bu ailenin dışlanmış ortanca çocuğu gibiydim.  Çocuklara kendimi sevdirmek zorundaydım. Ve malesef bu konuda kimse bana yardım etmeyecekti. 

Birkaç kez nereye gittiğimizi sorsamda Kuzey adam yerine koyup cevap vermemişti.  Ukala pislik. Müdür hanıma  Amerikadan bugün döndüğünü söylemişti ve henüz ev tuttuğunu zannetmiyordum. 

Taksi Bir apartmanın önünde durduğunda hemen merakla arabadan inmiştim. Kuzey de taksiye parasını verip indiğinde etrafı incelemeye başladım.  Çokta lüks olmayan apartman en fazla 5 katlıydi.  Eski olduğunu düşünmüyordum.

Eymen amcasının elini bırakıp apartmana doğru koşarken buralara aşina olduğu belliydi.  Aklıma gelen düşünceyle olduğum yerde kalmıştım. Ablamin evine gelmiştik. Henüz buna hazır değildim. İçimde ki suçluluk duygusuyla savasamazdim.  Bencilin tekiydim kendimi düşünüp ablami tek başına bırakmıştım ve şimdi onun hatıraları bencilliğimi yüzüme vuracakti. Ablamın hatıraları ile yuzlesemeyecek kadar korkaktım. Gözümden yaşlar süzülürken tek düşündüğüm şimdi bile bencilliğimden vazgeçmemis olmamdı.  Ablamla karşılaşmaya hazır değildim. 

Kuzey apartmana doğru yürürken bende geri dönüp en yakın taksi bulabileceğim yere doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. 

Teyze Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin