4. Bölüm

43.5K 2.5K 88
                                    

Multimedia. DERİN

Yaptığımdan şimdiden pişman olmuştum.  Ablami terk ettiğim gibi şimdide iki masum çocuğu korkularım yüzünden terk etmiştim.  Ben onların teyzeleri olmayı bile haketmiyordum. 

Taksiciye evimin adresini verdikten sonra arkama yaslanıp gözyaşlarımı dindirmeye  çalıştım.   aptalın tekiydim.  Onların yanında olabilmek için o sırık adama bile katlanmistim.  Ama şimdi salak gibi onlara haber vermeden kaçmıştım.

Telefonumun sesini duyduğumda burnumu şoförün bile rahatsız olacağı şekilde çekince kınayan bakışları görmezden geldim.  Telefonun ekranında bilmediğim bir numara vardı ve kim olduğunu tahmin edemeyecek kadar beynim uyuşmuştu.

"Efendim " dedim titrek bir sesle.

" Lanet olası sarı cadı nerdesin sen.  Sadece bir saat için mi iyi teyze rolü yaptın. inan bana bu senin için bile şaşırtıcı.  Eğer 15 dakika içinde burada olmazsan değil seni çocuklarla görüştürmek yanlarına bile yaklaştırmam!! 

Yüzüme kapanan telefonla ağzım açık bir şekilde kalmıştım. Allah aşkına telefon numaramı nereden bulmuştu!!  Kendi kendime hakaret etmeme bile izin yoktu!!  Kendimle muhasebe bile yapamıyordum.  Ama aslında haklıydı ben artık yarım anneydim. Ve ilgilenmem gereken iki tane dünya tatlısı çocuk vardı. Onları o zorba herife bırakamazdim.

Şoföre geri dönmesini söyleyip sabırsızca yolun bitmesini beklemeye başladım.

Evin önüne geldiğimde hemen ücreti ödeyip apartmanın kapısına geldim ama lanet olsun ki hangi katta oturduklarıni bilmiyordum.  Sıkıntıyla derince nefes verdiğim anda kapı otomatikman açıldı.  Ahh gerçekten şanslıyım. 

İçeri girip asansör yerine merdivenleri kullandım. Her kapıya bakıp hangisinin ablamın evi olabileceğini kafamda analiz edecektim.  Bunun için fazla uğraşmam gerekmemisti. İkinci kata geldiğimde Kuzey'in kapıda kucağında ağlayan ece ile sinirli gözlerle bana baktığını gördüm.  Kimi kandırıyorum ki kesinlikle şanssızlar listesinde başı çekiyordum. 

Temkinli adımlarla kuzey'e doğru yürümeye başladım.  Ahh bu adam istediği zaman ukala istediği zaman yılışık, istediği zaman karizmatik ve istediği zaman felaket sinirli oluyordu.  Ve ben bunu şu birkaç saat içinde anlamıştım.  Şu an ki halimi kimsenin görmemesi gerekiyordu.  Nerdeydi o burnu havada asi kızımız.  Bu adam beni cidden korkutuyordu ve ona tek laf edemiyordum

Sinirle Eceyi kucağıma bırakıp " sürekli ağlıyor ve susturamiyorum. Birşeyler yap.  Çekip gitme meselesini sonra konuşacağız"  diyerek sinirle elini saçlarının arasına daldırdı. Kesinlikle çok yumuşaklardi.kendine baktığı belliydi.  Bence bu sabah duş almıştı yoksa saçları nasıl bu kadar yumuşak olabilir ki Belki...

Ahh Allahm neler düşünüyorum böyle üstelik kucağımda susturulmak için bekleyen beş aylık bebek varken.  Tabi karşımdada sanki ben bunu hemen yapabilecekmişim gibi " hadi artık yap şunu"  diye gözleriyle konuşan adamı unutmamak gerekiyor. Benden çok şey beklediğini ona söylemeliyim emin değildim.  Sürekli bana laf atmaya çalışan bu adama koz vermemem gerektiğini biliyordum ama Ece'yi nasıl susturmam gerektiğini bilmiyordum. 

" şey...  Tamam ben hallederim"  diyerek içeri geçtim.  Bende ki bu özgüven nereden geliyordu bilmiyordum. Ama geri adım atamazdim.  Kendimi bu sırık adama kanıtlamak istiyordum ve en zorundan başlamıştım. 

" Belki acıkmıştır ha ne dersin "  diyerek yeni buluş yapmış profesör gibi özgüven dolu bakışlarımı sırık adama yönelttim. İsmini bildigim halde ona hala sırık diyordum ve bu ona daha çok yakışıyordu.  Gerçektende sırıktı.

"  sanmıyorum süt verdim ama içmedi "

" Belki sen verdiğin için icmemistir "

"  Amerikada yaşamama rağmen beni senden daha çok gördü sarışın.  Üstelik daha önce ona defalarca süt verdim.  İnan bana yeni gördüğü birinden daha çok korkacaktir. Bu konulara girmek istemezsin. "  kesinlikle çok ağır konuşuyordu.  Pekala. Bu kez ben kaşınmıştım. 

"  Belki altına yapmıştır " diyerek bu kez dahiyane buluş ona aitti ama benimki daha iyiydi. 

" pekala.  Harika buldun işte hadi altını değiştir. " tek kaşını kaldırarak bana bakınca kesinlikle bana havalı gelmedi.  Bende kaşını kaldırabilen o seçilmiş insanlardanım ve onunla kaş kaldırma konusunda yarisabilirim.  Ama şu anda benim kaşımı kaldırmam saçmalıktı ve ben yarışmayı başka bir güne ertelenmiştim.

"seni buraya gül yüzün için çağırmadim. Altını sen değiştireceksin"

" Ben gül yüzlü müyüm? "

" Ben öyle birsey demedim. "

" Dedin"

Kabul ediyorum.  Ben kesinlikle lafları istediğim gibi anlarım ve o bana gül gibi yüzümün olduğunu söyledi. Üstelik biraz papatyayı anımsatıyormuşum. Ve orkide tam benim çiçeğimmiş.  Aman Allahm orkide sevdiğimi nerden biliyor ki. 

" Artık şu çocuk ağlamaktan çatlamadan altını değiştir be kadın!!!

Bu adam kesinlikle bağırmamalı.  Tamam artık başka çarem kalmamıştı ve ben bu kutsal görevi üstlenmiştim.

" peki bezleri nerde. " diyerek etrafa bakmaya başladığımda bana bez ve ıslak mendil veren Eymen'i görmem bir oldu.  Hala benim yüzüme bakmiyordu ve ben buna tahminimden daha fazla üzülüyordum.  Duyduğum öksürük sesiyle Eymen'in yüzüne daldigimi farkettim.  Elindekileri alıp yapacağım bu zorlu işi için nereden başlayacağıma karar vermeye çalıştım. 

Teyze Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin