HUZUR BANA UĞRASIN

Start from the beginning
                                    

"Sonra konuşsak olur mu"

"Kızım çok merakta bırakıyorsun ama beni"

"Yemin ederim kötü bir şey yok, buradaki arkadaşlarımla ilgili"

"Ne zaman geleceksin"

"Bilmiyorum" evet ne zaman gideceğimi bilmiyordum.

"lütfen birkaç günü geçmesin"

"Geçmez anne merak etme"

"Aklım sende kalıyor bir şey yiyip içemiyorum be kızım, nedir senin bu halin"

"Anne lütfen gerçekten kötü bir şeyim yok kapatıyorum ben"

"Kendine iyi bak kızım aç kalma"

"Öpüyorum seni"

Telefonu kapatıp tekrar uzandım yatağım..

Sonra kadın makyajını gözyaşlarına sildirip uyuya kalmıştı.

Israrla çalan telefon uykumdan sıçratmıştı beni. Yine kim neden arıyordu ki beni, uykum sersemi olduğumdan gözlerimi kısarak ekrana baktım. Ezgi arıyordu. Felaket tellalı gibiydi bu da.

"Efendim Ezgi"

"Ömer kendisine geldi"

Sanki benden gitmişte artık benimmiş gibi sevindim.

"Gerçekten mi"

"Evet akşam taburcu edilebilirmiş"

"Çok sevindim"

"Sen nerdesin Duru"

"Bir otele geldim"

"Adresi atsana bana yanına gelmem lazım"

"Olur, görüşürüz"

Telefonu kapatıp adresi attıktan sonra pişman olsam da kötü olamıyordum, " Sana ihtiyacım var" dedikleri zaman bana ne diyemiyordum.

Kendime çeki düzen verip aşağıya indim bir şeyler yemek için. Hoş ne kadar zorlarsam da yiyemiyordum ama annemin aklı bende kalmamalıydı...

Açık büfeden Hafif şeyler seçip beyaz örtülü kenarları kırmızı masaya geçtim.

Hiç bir şey düşünmek istemiyordum. Ama sanki akşama da Ömer gelecekmiş gibi heyecanlıydım. Of hiç bir şey yiyemiyorum heyecandan. Yüzüme sebepsiz yayılan bu gülümseme beni korkutuyordu. Akşama Kadar uyumak sonra sabaha kadar oturmak istiyordum. .. Az da olsa yemiştim bir şeyler. Tekrar odama geçip televizyonu açtım. Zaman geçmiyor ben de o kanaldan o kanala dolanıyordum. Yaklaşık bir saat boyunca elimde kumanda boş boş ekrana bakıyordum. Saat 5 olmuştu. Biraz daha uyumaya zorlayacaktım kendimi.

Televizyonu kapatıp bir sağa bir sola döndüm. "Yok olmuyor" diyerek sakinleşmeye çalıştırdım içimdeki deli kızı.

Tekrar televizyonu açıp müzik kanalı aradım. Ayaklarımı kendime çekip öylece müziğin ritminde sakinleştirdim kendimi. Belki de ben gelin güvey oluyordum kendi kendime. Ah be kızım yine herkesi kendin sanıyorsun.

Sonuç olarak onun hayatında başka bir kız daha vardı. "Of Ömer of"

Heyecanım kısa sürmüştü. Belki de Ezgi kendi derdini anlatacaktı. Ona da kızgındım zaten fazlasıyla. Bunca olanları benden gizlediği için. Kapının tıklanmasıyla kalp atışım tıklandı sanki. Hızla ayağa kalkıp yatağı düzelttim. İçimde hala bir umut vardı. Aynadan kendime bakıp sakinleşmek için derin derin nefes aldım. Evet biraz daha iyiydim. Kapıyı açınca karşımda sadece Ezgi'yi görünce boşa umutlandığım için kendime çok kızdım.

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now