Sıra Duru'da

209K 5.8K 435
                                    

Kafamı kaldırıp Ömer'le göz göze gelince ani olarak geri çekildim. Sonra sakin bir şekilde çantamı da alarak yarım ağızla 'görüşürüz' deyip ayrıldım yanından. neden böyle yaptığımı ben de bilmiyordum ama sanırım sessizliğe ihtiyacım vardı. Evet ilk günden yorulmuştum bu okul denen tiyatrodan. Tiyatro diyorum çünkü inanmıyorum insanların dürüst ve karşılıksız birşeyler yapabileceğine. aman Allah'ım daha yaşım ufak ve ben kimseye şimdiden güvenemiyorum. Tebrikler karşılıksız sevdam !

okuldan uzaklaşırken Ömer'in arkamdan geldiğini hissediyordum adımlarımı yavaşlatarak yanımdan geçmesini bekledim usulca. Ama lanet olsun Bir kaç saniye sonra yanıma gelip gülümsedi. Elimde olmadan güldüm. sinirlendiğimi anlasın diye kendimi toplayarak, "neden arkamdan geliyorsun" Ömer zekice gülümseyerek kafasıyla çıkış kapısını gösterdi "çıkış bu tarafta ondan olabilir mi acaba" tatlı bir şekilde kaşlarımı çatarak kafamı geriye attım " aman sen biliyorsun iyi o zaman çıkış senin buyur devam et" dedim elimle çıkış kapısını göstererek. kaldırdığım elimi usulca aşağı indirdi ve önüme geçti sessizce " sadece yardım etmeye çalışıyorum arkadaş olmak, seni insanlardan korumak istiyorum sen bilmezsin İstanbul ağır gelir sana"

evet yeterince sinirlenmiştim bu karşımdaki kim oluyor da beni korumak için can atıyordu. derin bir nefes aldım. "hayırdır, sen kimsin ki acaba sen ne kadar güvenilirsin ki beni koruyacaksın ben seni bile tanımıyorken sana mı güveneceğim. lütfen gider misin" sesim yükselmiş olacaktı ki etrafımızdakiler bize bakıyordu. sanırım ileri gitmiştim. ömer kafasını sağa sola çevirip "çok yazık" deyip uzaklaştı benden.

allahım ne olacak bu fevri hallerim. durduk yere kırdım çocuğun kalbini. ne de aptalım. Arkasından sessizce gittim özür dileyecektim kalabalıktan uzaklaşmasını bekledim çünkü sinirlenmişti ve beni rezil edebilirdi. neyse sessiz bir şekilde durağa gelince hemen kolundan tuttum. yüzüme bile bakmadan koluyla elimi aşağı itti. önüne geçtim başı yerdeydi ve bir türlü bakmıyordu bana "ya tamam özür dilerim yaptığım saçmaydı affeder misin" donuk bir yüz ifadesiyle gözlerime baktı. "sen sana yardımcı olmak isteyenlere böyle mi davranırsın. hayır yani ne yaptım da ben sana öyle bir tepki verdim. insanlar kötü sadece arkadaş olalım dedim." "tamam haklısın" istersen bir kahve ısmarlayayım sana ne dersin" başı ilerideye bakmadı bile yüzüme. önüne geçtim masum bir kedi gibi " hem tanımış olurum olmaz mı" dayamadı gülümsedi. " peki peki güzel bir yer var hadi gidelim"

***

geldiğimiz yer oldukça güzele benziyordu. Cafenin kapısı çok büyüktü sanki eskiden sarayın bir parçasıymış gibi duruyor. ömer kapının yanında kenara çekilerek "buyrun bayan ukala" dedi. sadece gülümsedim çünkü haklıydı kendimi savunacak değildim. dar merdivenlerden yukarı çıkarken ilk katı gösterdim. eliyle yukarıyı göstererek devam etmemi söyledi. Ve nihayet bir kat daha çıktık ama ben o kadar dalmıştım ki hala merdiven çıkmaya devam ediyordum. Tam o sırada Ömer beni durdurmak için elleriyle belimi kavramış ve beni sağ tarafa yönlendirmişti. Refleks olarak dirseğimle elini itmiş ve sinirli sinirli bir masaya geçip oturmuştum. Utancımdan mı yoksa sinirden mi bilmiyorum ama yüzümün yandığını hissedebiliyordum. Ömer yaptığı yanlışı fark etmiş olacak ki, sürekli benden özür diliyordu. " Tamam Ömer uzatma" dedim yüzüne bile bakmadan.

" "yüzüme bakar mısın o zaman"

sakince başımı kaldırıp Ömer'e baktım ve devam ettim " bak Ömer yanlışlıkla da olsa bir daha bana dokunma"

""tamam tamam sakin ol kadar kızacağını tahmin etmemiştim kusura bakma lütfen."

"tamam" yüzüme bakmak için kafamı kaldırdığımda güldüğünü gördüm.

"neden gülüyorsun" dediğimde istifini bozmadan yanıt verdi "değişik bir kızsın" yani üniversiteye başlamışsın ve hala 10 yaşındaki bir kızın ürkekliğine ve" gülümsemesi kesilmişti sözünü tamamlamak istemiyor gibi bir hali vardı ama ben de oldukça merak etmiştim. "ve ney devam eder misin" dediğim de uzatmasını beklerken hiç uzatmadan hafif bana doğru eğilerek ve gözlerime daha da anlamlı bakarak devam etti " ve saflığına sahipsin adının anlamını gerçekten taşıyorsun. bak dur sakın bölme beni şuan belki de herkese böyle sözler tükettiğimi düşünüyorsun ama inan böyle bir şey yok. genelde onlar gelir beni bulur ve ertesi gün tanımam bile. Ama sende beni gördüğüm andan itibaren büyüleyen bir şey var."

Ömer'in gözleri o kadar güzel ve derin bakıyordu ki kim olsa etkilenirdi hatta bu kadar sözler sarfetmesine bile gerek yoktu. Ama benim kalbim Burak için atıyordu. Bunu herkesten gizlediğim gibi Ömerden de gizlemeye karar verdim.

" "Bak bana sebepsiz bir güven aşıladın belli ki kalbin çok güzel çünkü ben kolay kolay insanlara güvenemiyorum ama senden ricam beni dosttan öte görme olur mu." yalvaran gözlerle bakıp devam ettim "lütfen"

"özgüven patlaması yaşayan diğer erkekler gibi geriye yaslanıp "sıkıntı yok" dedi. Ah şu erkekler tam bir oyuncu ! Aslında reddedildiği için içi içini yiyordu. Neyse üstelemek değildi niyetim. Menüyü öylesine açıyorduk çünkü içeceğimiz bir kahveydi.

Kapatıp gülümseyerek "ee kahven nasıl olsun"

"sen mi yapacaksın"

"hayır tabi ki"

"sade içerim ben"

***

sohbeti çok güzeldi kahvelerimizi de içmiş ortamı çoktan yumuşatmıştık. Gerçekten çok çabuk bağlayabilir bir insanı. sohbeti o kadar çekiyordu ki beni o anlatsın ben de hep dinlerdim. Sürekli telefonla oynaması dışında her şey çok güzeldi.

Kolumu rahatsız eden saatime bakınca zamanın ilerlediğini fark ettim. Bir lavaboya gider sonrasında kalkarız diye düşündüm. Ve yerimden doğruldum. "Geliyorum hemen" deyip bana doğru gelen güler yüzlü gamzesi derin olan garsondan yerini öğrenip saçımı düzeltip masamıza doğru geldim. Ama Ömer yoktu yerinde. Oturup biraz bekledim. Ama gelmedi. Evet sanırım sebepsizce gitmişti. Muhtemelen hesabı ödememiştir diye içimden geçirmiştim ki hesabı istemeyince haklı olduğumu da görmüştüm. Sinirlerim bozulsa da çaktırmıyordum. Hesabı ödeyip sinirli bir şekilde evin yolunu tutmuştum.

En sonun da kendimi yatağa atarak tavanı izledim uzun bir süre.

Hayatıma giren her insan beni yanlızlığıma aşık ediyordu.


Öncelikle hikayeme, mavi ailesine hoş geldiniz :) Hikâyemiz kitap oldu :) Yazım yanlışları , imla hataları düzeltildi buradakileri imkânım olmadığından telefonla yazmıştım, hatalarım için şimdiden özür dilerim , ufak tefek hataları göz önünde bulundurmayın olur mu :) sonlara doğru hikâye herkesin çok fazla ilgisini çekti, sıkıldım diyenler şuan Mavi aşığı :) Sizi çok seviyorum iyi ki varsınız benim için değerlisiniz 💙💜😊

İnstagramdan lütfen desteklerinizi eksik etmeyin :) keyifli bir Sayfam var ziyaret etmek  isteyeceksiniz :)
Songulunnotlari
Songulunsall
Askinmavitonu

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin