HUZURA DOĞRU

161K 5.1K 409
                                    

Yatağın tam ortasına oturmuş düşünceler arasında gidip geliyordum. Nasıl yapıyordum bunu bilmiyorum ama her zaman haklıyken haksız duruma düşürüyordum kendimi. kafamı kaldırınca gözlerim Ömer'in masada bıraktığı çizime takıldı. Masaya doğru yönelip çizimi elime aldım, gerçekten büyüleyiciydi. Kırmızı, ayaklara kadar uzanan tüller ve önünde cesurda bir yırtmaç vardı. Bu dersten bu kadar başarılı olup da nasıl kalmıştı hiç anlamış değilim. Bunu kendi çalışmam diye hayatta veremem. Ki versem de inanmaz zaten. Sınıftaki insanların da hakkına giremem.

Elimdeki kağıdı çalışma çantama yerleştirip dolaptan siyah bir gölek ve buz mavisi pantolonumu çıkardım. Saçlarımı doğal seviyordum fazla işleme gerek yoktu, dudağıma kırmızı bir ruj sürüp daha da belirginleştirdim ve gözlerime de rimel kullanıp makyajımı bitirdim. Merdivenlerden aşağı inip kapıya yönelince bir taksi gördüm koşarak indim merdivenleri günler sonra adını bile bilmediğim insanı görmenin sevinci vardı bedenimde. Koşar adımlarla kapıdan çıkınca şoförün beklediğim insan olmadığını görünce nefes nefese kimseye bir şey belli etmeden durağın yolunu tuttum.



Okula geldiğimde herkesin kedi halinde olduğunu gördüm kimileri yeşilliğe uzanmış kimileri bir şeyler tartışıyor kimileriyse kahkahanın doruğunda olacak ki artık gülmekten yorulmuş olan karnını tutuyorlardı.

Sebepsiz gülümsedim. Sahi ben en son ne zaman kahkahalar atmıştım, en son ne zaman karnımı tutmuştum çok güldüm diye. okulun büyük kapısından sınıfa doğru yol aldım. Dersin başlamasına 5 dakikadan az bir süre vardı ve Ömer yoktu sınıfta. Hemen Ezginin yanına gittim telefonla konuşması bitince sarıldı bana,

"Nasılsın buz küpüm"

"Ya aşk olsun neden öyle diyorsun"

eliyle sınıfı göstererek "Şu koca sınıfta benden başka konuştuğun kimse yok, he bir de Ömer var"

"Evet ama dünya da milyonlarca insan var ve herkesin farklı özellikleri var. Ben de buyum bunu defalarca konuştuk neden beni böyle kabul etmek yerine değiştirmek istiyorsun" diyerek sitem ettim ve suratımı asıp yerime oturunca Ezgi hemen önümdeki sıraya geçti ve tuhaf tuhaf hareketler yaptı. Kendimi zor tuttum ama en sonunda dayanamayıp güldüm.

"Ya kocaman kızsın yaptığın hareketlere bak" diyerek elimle yüzünü gösterdim.

Ezgi inci gibi dişleriyle gülümseyerek "Yapacak birşey yok beni böyle kabul edeceksin ben içimde bir çocukla yaşıyorum."

Gülümseyerek "Peki küçük hanım" dedim. Aklıma biran Ömer gelince hemen yüzümde ciddi bir tavırla Ezgi'ye "Ömer nerde" dedim.

"Bilmem bugün proje ödevini getirmesi lazımdı gelir merak etme" dedi rahat bir tavırla.

"Anladım canım"

"Sen neden arayıp sormuyorsun"

"numarası yok"

"ne demek numarası yok" dedi gözlerini büyüterek.

"Ya hemen büyütme gözlerini yok işte" diyerek başımı öne eğdim. "yok çünkü sildim"

"Aman siz bende de delisiniz" dedi.

Sınıfın gürültü ve bizim sohbetimiz biranda hocanın içeri girmesiyle kesildi.

Ezgi yerine geçip "Ara olunca konuşacağız bu konuyu"

"Tamam"

Biraz beklemenin ardından bütün projeler toplandı. Hoca Ezgi'ye bakarak, "Ömer yine mi yok Ezgi"

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin