HUZUR BANA UĞRASIN

97.4K 3K 992
                                    


Kalbimin hızla atışı yankılanıyordu hastanenin koridorlarında. Nasıl bir karmaşanın içine düşmüştü zavallı yüreğim. Biraz sabır biraz dua biriktiriyordum. Bağırıp çağırmak geliyordu içimden. Ama sanki uyansa açsa gözlerini herşey geçecek gibiydi. Sakince kalktım yerimden. Odaya hızla gelen Ezgi artık durumu toparlamak için çok geç kalmıştı. Yağmur gibi boşalıyordu gözlerimden yaşlar. Son bir kez baktım arkama, Ömer yaptığı hatanın acısını çekerken benim daha çok içim yanıyordu. Unuttuğumu sanmıştım. Yanılmışım.

Kimseyle bakışmadan kapıdan süzüldüm. Bütün gözler üzerimdeydi belki hepsi içimdeki duyguları dışarı vurmamı bekliyordu ama hayır bunu yapamam. Masum bir çocuğun günahına giremem !

Ezgi ardımdan defalarca seslendi. Hızla uzaklaştım onlardan. Bağırmak istiyorum. Karanlık bir sokağın ıssızlığında kaybolmak ve bir daha gelmemek istiyordum. Çınar sessizce " İstersen oturalım az bir sakinleş" Başımı kaldırıp Çınar'a baktım, Gözleri dolmuştu, sarıldım. Koridorun orta yerinde bağıra bağıra ağladım. İçimde biriktirdiğim tüm acılarımı döktüm ortaya. Bana bakan inşalar belki de birisin öldüğünü düşünüyorlardı. Aslında hepsi haklı içimde umutlarım, hayallerim öldü !

"Ben bunu hak etmedim Çınar, Ben mutlu olmayacak kadar kötü birisi değilim. " Çınarın yanaklarından süzülen yaşlar benim içindi. "Bunların hepsi geçecek ben inanıyorum, Yapma böyle lütfen Duru güçlü ol, Ömer bir uyansın" Gözyaşlarımı silip boş boş etrafa bakındım. "Hadi gel şurada oturalım biraz"

"Dışarı çıkalım ne olur"

Elini omzuma atıp "tamam" diyerek uzaklaştırdı beni hastaneden. Arabaya doğru yaklaşınca birisin ardımda "Duru" diye seslendiğini duydum. Bu kişi odada gördüm kadındı. Gözvgöze gelmemeye çalışıyor, çekingenliğinden olsa gerek parmaklarıyla oynuyordu. İçinde biriktirdiği acılar yüzünden okunuyordu. Sonuç olarak o da aldatılmıştı !

"Duru, bekle bir dakika"

Acaba ne konuşacaktı , bundan sonra eşimin peşini bırak yuvamı bozma mı diyecekti. Ellerim yine titremeye başlamıştı.

"Dinliyorum" dedim merakla bakan gözlerimi kadının üzerinden bir saniye bile ayırmıyordum.

"İstersen oturalım öyle ayak üstü konuşulacak şeyler değil diyeceklerim"

Evet merakımdan ölecek gibiydim ama hazır değildim sanırım olacaklara.

"Yok hayır gerek yok ben bir daha rahatsız etmem sizi, inanın Ömer'in evli olduğunu bilmiyordum"

Biran da çıkmıştı ağzımdan kelimeler. Evet suçluluk hissediyordum.

"Lütfen oturalım şöyle" Diyerek içerideki boş sandalyeyi gösterdi.

"Tamam" diyerek tekrar girdim içeriye. Yanıma oturup siyah sürmeli gözlerini Çınar'a çevirdi. Evet onun yanında rahat konuşamıyordu belli ki. Çınar "Ben arabada bekliyorum"

"Tamam ben de gelirim hemen" dedim. Konuşurken hıçkırıkların yeni yeni azaldığını hissediyordum.

"Ben Ömer ile evli değilim" diyerek bir şok daha yaşattı bana. Bu ansızın giriş cümlesi beni devamı konusunda rahatlatsa da merakımı ikiye katlamıştı. "Biz hiç evlenmedik" gözleri yavaştan doluyordu. Başını yana atıp ayak uçlarına bakarak konuşuyordu. "Ömer benim akrabamdır, ben onun abisiyle evlendirildim. Annem babam uygun görünce bana da ses çıkarmak düşmezdi. Ben ona hep abi gözüyle bakmıştım. O da istemedi beni hiçbir zaman. Sonra "Emir'e hamile kalınca belki sever diye umutlandım, hatta sevdi de biraz, en azında kötü davranmıyordu, İşte akraba evliliği olunca Emir zihinsel engelli oldu. Bu sefer hepten kötü oldu, isyanlar etti bu benim çocuğum değil dedi. Kabullenmedi onu hiç. Sevmedi. Ne zaman akşam olsa Emir koşarak babasının yanına giderdi, Ama bir kez olsun sevilmedi." Gözlerinde boşalan yaşlar acısını anlatıyordu. Elimi ellerine götürüp sıkıca tuttum o konuşmasını yaparken

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin