Yeni başlangıç mı? Yenilgi mi?

319K 7.9K 1K
                                    

Sana Dair

Hayat hiç kimseye eşit davranmıyordu. Hani, ne kadar seversen işte o kadar sevilirsin diye birşey var ya hani. Yok öyle bir şey. Ne kadar seversen o kadar siliniyorsun kendinden, geleceğinden, çevrenden. Büyüdükçe hayallerin küçülecek. Sonrasında insanların ne kadar da kötü olduğunu göreceksin.

uyuduğun günlerin olacak. Yokluktan değil yorgunluktan, kalabalıktan. En sevdiğin içecek çay, kahve olacak ve insanlardan kaçmak için geceyi bekleyeceksin sabırla.

Alarmın sesiyle yatağımdan nasıl fırlayacağımı şaşırdım. Uykulu gözlerimle sersem sersem dolandım evde. Yeni taşındığım için ortalık biraz karışık görünse de burayı hayal yuvama dönüştürecektim. Ayna karşısında saçlarımı düzleştirdim ağlamaktan şişen gözlerime hafif bir makyaj yapıp üzerine mavi gömleğimi siyah pantolonumu giydim. Tam kendime bakıp hayallere dalacaktım ki okul geldi aklıma hemen telefonuma baktı,

"Yuh saat ne çabuk geçti ya üf ilk günden geç kalıyorum. Eh be Duru ne vardı yani bu kadar ağlayacak zırlayacak. "

Hızlı bir şekilde aşağıya indim tam caddeye çıkacaktım ki yanıma ne defter ne de kalem almadığımı  fark ettim. Elimi sinirle bacağıma vurup hızlı hızlı merdivenlerden çıktım. Ayakkabımı çıkarmaya üşendiğim için parmak uçlarına basa basa girip çıktım evden. O kadar telaşlı ve dalgındım ki merdivenlerden hızlı bir şekilde inerken basamağı fark edemediğim için dengemi kaybedip düştüm.

"Off bu ne aksilik ya. Evren sana sesleniyorum hayırdır yaa benimle mi sıkıntın var."

Acele etmemeye karar verdim yavaş yavaş salına salına gidecektim okula.

"Niye acele ediyorum ki ? Hayır yani zeki bir kızım ben yetişirim bütün derslere. Ayy ya zorsa. Bu okulu kazanmak bir dert sanırım bitirmek bir dert olacak. "

Kendi kendime mırıldanırken beni duraktan izleyen kişinin Farkında bile değildi. Kafamı kaldırdığımda çaktırmadan gülümsüyordu. Durağa yaklaşınca normale döndüm. Saatime baktıktan sonra telaşlı telaşlı otobüsün geleceği yöne bakıyordum. Bana daha demin bakan çocuk yanıma yaklaşıp,

"Merhaba, Sanırım yenisiniz?"

Şaşkın bir yüz ifadesiyle

"Ne, Ne yenisi anlamadım"  Sanırım okulu soruyordu. Meraklı şey.

"He okulu soruyorsunuz sanırım evet yeniyim İlk senem, Siz?"

"Benim 2. senem, Nereden geliyorsun?"

"Ankara"

diyebildim sadece. Ne çok derinliklerim vardı o şehirde. Elimden gelse Ankara'ya ait her şeyi silecektim hafızamdan. Farkında olmadan ona nereden geldiğini sormamıştım. Uzun boylu kaslı, yakışıklı görenlerin dönüp tekrar baktığı bir delikanlıydı. Ve bir kızın bu kadar ilgisiz olmasına alışkın değildi sanırım. Kendisine güveni sonsuz olacaktı ki rahat rahat konuşup tanışmaya çalışabiliyordu.

"Peki adın ne ?"

gözlerine bakarak sessiz bir şekilde

"Duru" dedim. Ve yola baktım.

Sormadım Onun adını çünkü merak etmiyordum başka bir adamın sıfatını.

Devam etti meraklı adam,

-Bende Ömer.

 Ömer'in yüzüne dahi bakmadım.

Ömer benim baktığım yöne geçti ve gülümseyerek

"Bende Ömer dedim sormadında."

Ömer'in gülümsemesine dayanamayıp gülümsedim.

Kazandığı galibiyeti kutlarcasına içtenlikle gülümsedi tekrardan, dayanamaz bana kimse diye geçirdi sanırım içinden.  Aptal erkeklerden bir tane daha.Ömer'in yüzüne bile bakmadan,

"Gülümsedim diye belki de çok mutlusun değil mi? Aslında evet gülmekte haklısın çünkü gülünecek durumdasın. Hayatta o kadar olaylar olurken sen kızları ayarlamayı başarı olarak görüyorsun. Ah pardon sen yakışıklısın bu nedenle kızlar kendiliğinden geliyordur sana değil mi? "

Ömer neye uğradığını şaşırmış  kendisini savunmadan bekliyordu. Ömer'in yüzüne bakarak devam ettim.

"Yaptığının benim lügatımda yeri yok. İlle de bir isim koyulacaksa adına gel buna rezillik diyelim."

Rezillik kelimesinin üzerine basarak söyledim. Ve gelen otobüsün heyecanıyla mutlu oldum. Aynı anda otobüse bindik. Çantamdan İstanbul kartını bir türlü bulamadım. Ömer iki kez kartını okuttu ekrana.

"ilerle bastım" dedi. Sesi bozulmuştu. Sanki kırk yıllık tanıdığımmış gibi trip atıyordu.

Daha demin söylemiş olduğum sözler için pişmanlık yaşıyordum açıkçası. Otobüste sadece iki kişilik boş yer vardı cam kenarına geçtim Ömer ayakta kalıp, az da olsa gülümseyerek,

"istersen oturmayayım sen şimdi bana yanına oturdum diye sapıkta dersin" deyip yüzünü sempatik bir şekilde ileriye çevirdi gülümsedim

"ya haklısın tamam ön yargılı davrandım özür dilerim geç otur" dedim Elimle yanımı göstererek.

Yolculuk boyunca ikimizin de sesi çıkmadı. Bir anda düşümde Ömer benim okula gideceğimi nereden bildi. Koca şehir elinde defter olan herkes okula mı gidiyor sanki. Okula geldik. İçeri girip sınıfımı aradım. Gözüme bir kesip oturdum Ve bir daha Ömer'i görmeyeceğimi umut ederek defterimi açtım. Hiç kimseyle tanışmak içimden gelmiyordu ama 4 sene boyunca bu sınıfla beraber olacağımdan bir arkadaş edinmem gerektiğini biliyordum. Derin bir nefes aldım. Kapıdan esmer, kısa saçlı, pozitif enerji saçan, üzerinde şort, beline bağlanmış bir gömlek ve sırt çantası olan birisinin bana doğru geldiğini gördüm. Bana doğru gelip boş yanımı kırmızı ojeli parmağıyla göstererek

"Merhaba, yanınız boş mu?"

O kadar içten ve canlı bir sesi vardı ki aradığım arkadaşı bulmanın mutluluğuyla

"Boş" dedim.

Ve her şey yeni bir başlangıçla böylelikle başlamış oldu. Bakalım hayat neler getirecek. Yenilikler yenilgilerle mi başarılar mı sonuçlanacak ? 

Öncelikle hikayeme, mavi ailesine hoş geldiniz :) Hikâyemiz kitap oldu :) Yazım yanlışları , imla hataları düzeltildi buradakileri imkânım olmadığından telefonla yazmıştım, hatalarım için şimdiden özür dilerim , ufak tefek hataları göz önünde bulundurmayın olur mu :) sonlara doğru hikâye herkesin çok fazla ilgisini çekti, sıkıldım diyenler şuan Mavi aşığı :) Sizi çok seviyorum iyi ki varsınız benim için değerlisiniz 💙💜😊

İnstagram'dan takipte kalın önerilerinizi bi derdinizi ne olursa artık yazin ben hep sizinleyim :)
Songulunnotlari
Songulunsall
Askinmavitonu

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin