HUZUR BANA UĞRASIN

En başından başla
                                    

"Sonra başka birisiyle çıktı gitti. Ömer'in yaşı küçüktü ama abisi gibi değildi ona babalık yaptı bana abla der. Ezgi benim kardeşim, inatçıdır o çıktı geldi istanbul'a Ömer de onun için geldi buralara."

Artık her şeyi anlatmış olmanın rahatlığı vardı yüzünde, kafasını kaldırıp tekrar bana bakınca "Yapma ama böyle ağlama" diyerek sil nasır tutmuş parmaklarıyla göz yaşlarımı.

"Benim bildiklerim bu kadar, ama eminim daha çok şey vardır bilmediğin." Ayağa kalkıp "Ben artık gideyim" dedi. Sıkıca sarıldı bana. "Kendine çok iyi bak Duru"

"Sende" dedim sadece. Adını bile bilmediğim bir kadının hayat hikayesini biliyordum artık...

Çınar'ın yanına doğru ilerledim. Şok içindeydim. Arabanın kapısını açıp içeri girince donup kalmıştım.

"Ne oldu" Sorusu cevapsız kalınca tekrar sordu "

"Neyin var Duru ne dedi o kadın sana"

Bir çırpıda anlattım olan her şeyi. Şaşırmış ama benim adıma sevinmişti. Çünkü barışma ihtimalimizin olduğunu düşünüyordu.

"Hadi bakalım sıkma canını canım benim her şey güzel olacak" diyerek arabayı çalıştırdı. İçimde nefret, aşk , ihanet ve umut vardı.

"E ne yapmayı düşünüyorsun"

"Bilmiyorum Çınar, bir otele gidip dinlenmek istiyorum."

"Tamam o halde sana güzel bir otel ayarlayalım dinlen sen"

"peki sen"

"Ben yolcuyum artık" gözlerini yoldan ayırmadan devam ediyordu.

"Ne iş yapacaksın orada"

"Önde bir süre sessizliğe gömülürüm. Sonra şekillenir her şey, İş kolay"

"Sen çok iyi bir insansın Çınar gerçekten çok farklı bir kalbin var umarım o kalbin bir gün mutluluğu yakalar"

"Anılar silinsin yeter bana"

Sustum hiç bir şey diyemedim, Desem ne değişecekti ki. Gözleri daldı gitti...

Güzel bir otelin kapısının önüne gelmiştik. Arabadan inip yanıma geldi. Odayı ayarladıktan sonra durdu ve baktı gözlerime "Güzel dostum benim, merak etme sen her şey güzel olacak. Ben buna inanıyorum, kısa ama her şeye değer bir bağ oldu aramızda."

Sıkı sıkı sarıldı bana, omuzlarımdan tutup "he bu arada değiştirmek yok saç rengini tamam mı bence kızıl senin rengin"

"Tamam sana söz veriyorum"

"Hoşça kal"

"Hoş kal"

Resepsiyonun önündeydim o arkasını dönerken. Şimdi bir çıkmazda tek başıma çırpınacaktım. O bana destek olmuşken ben onun için hiç bir şey yapamamıştım. Ben hak etmiyordum onun dostluğunu. Kapıdan çıkınca arkasını dönüp el salladı bana son kez. İçimden bir şeyler kopmuştu sanki.

Yukarı odama geçip yatağa atmıştım kendimi. Ellerimi yüzümün altına koymuş öylece bakınıyordum boşluğa. Kendimden bıkmıştım. Bunalım geçiyordum artık. Telefonum çalıyordu kim arıyor neden arıyor bilmek istemiyorum. Ben artık hayatımdaki dikenli yollardan bıktım, benim gül kokulu günlere ihtiyacım var. Israrla bir kez daha çalınca telefon oflayarak katlım uzandığım yerden. "Efendim anne"

"Kızım nerdesin"

"Oteldeyim anne"

"Sesin neden kötü geliyor"

AŞKIN MAVİ TONU (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin