60. Bölüm

2.4K 309 91
                                    

Kan, vahşet, dram olmadan çokça romantik bir Barış ile Birçe buluşmasına hoşgeldiniz efendim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

🐞

Birçe, Barış'dan aldığı mektubu siyah elbisinin cebine koyup odaya geri döndü. Yüzünde, hastane koridorlarında görülmeye alışılmamış müthiş bir gülümseme vardı. Sevildiğini hisseden her insan gibi mutluydu ve bu mutluluğu sayesinde etrafa adeta ışık saçıyordu.

"Abicim! Bende seni arıyorum. İşimiz bitti, haydi gidelim."

Birçe, yüzündeki sırıtmaya engel olamadan başıyla onayladı abisini. Mustafa gözlerini kısıp şöyle bir süzdü. Tam ağzını açıp konuşacaktı ki Leyla onu dirseğiyle dürttu. Mustafa gerisin geri ağzını kapatıp kaşlarını çattı. Birken iki olmuşlardı.

"Abisi, benim bu akşam nöbetim var. Al bunu, ben kesin unuturum. Müdüre verirsin."

Birçe, devamsızlık yaptığı süre boyunca mazaretini kanıtlayabileceği raporu abisinden alıp elinde tuttu. Bir hastalık olmadığı sürece okula gitmemezlik yapmayacaktı. Zaten geri kalmıştı, sınava daha çok olmasına rağmen telaşlanmıştı. Bu telaşı bey babasına verdiği söz içindi. O sözü ne pahasına olursa olsun tutacaktı.

Mustafa, Birçe ve Leyla arabaya binip eve yollandılar. Aslında Fatihleri çarşıdan alacaklardı ancak Leyla'yı araba tutunca, önce onları eve bırakmayı uygun görmüştü.

Eve geldiklerinde Birçe, direkt odasına çıkıp raporu kaybetmemek için çantasına koydu. Üzerini dahi değiştirmeden Barış'ın yazdığı mektubu yatağına uzanarak okumaya başladı.

"Birçe,

Sana daha evvel ismini kimin koyduğunu sormadığımı yeni anımsıyorum. İsmin, öyle güzel, sana öylesine yakışıyor ki, daha farklı bir adla sana seslendiğimi hayal dahi edemiyorum. Bence Cihan amca koydu ismini. Kim koyduysa iyi ki bu ismi seçmiş. Benim biriciğim, Birçe'm. Sence de çok anlamlı ve kafiyeli durmadı mı?

Kazadan beri bir türlü konuşamadığımız için, sana böyle hitaplar kullanırken geriliyorum. Şimdiye değin senden hiç ters bir tepki almadığım için biraz şımarmış olabilirim lakin bu cüreti bana biraz da sen verdin. Yine de haddimi aşıyorsam özür dilerim. Seni rahatsız etmek istemem. Hiç istemem. Ben sadece seni özgürce sevebilmek istiyorum. Yok, sadece bu olur mu? Sevgime karşılık almakta istiyorum. Söyle sevgili, çok mu bu isteklerim? Çok dersen üzülürüm çünkü azıyla nasıl yetinirim bilmiyorum.

Azla yetinmek istemiyorum.

Birçe, senden çok hoşlandığımı seni gördüğüm ilk an anlamıştım zaten. Fatih ile aramın bozulacağını düşünmeme rağmen sana hislerimi açtıysam, bil ki hislerim sahi. Çünkü Fatih benim tek dostum ve onu kaybetme düşüncesi beni korkutuyor.

Neyse ki korktuğum gibi olmadı. Hala aynı evde yaşama fikrine karşı çıkmadığına göre bizimle ilgili bir problemi yok. Ya da orada beni daha rahat dövebilmek için susuyor. Bilmiyorum. Umurumda değil. İstediği kadar dövsün.

Zarar gören tenime gözlerinin ucu değse iyileşirim.

Benden kelimelerini esirgeme. Yazmanı sabırsızlıkla bekleyeceğim.

FELFENAWhere stories live. Discover now