14. Bölüm

7K 430 25
                                    

10 bin okunmayı geçtik çiçeklerim. İlk kez on bin okunma gören sevgili yazarınız milyon okunma almış gibi aşırı mutlu oldu...

İlginiz ve alakanız için teşekkür ederim çiçeklerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim. 🧡

🐞

Giderlerken açık bıraktıkları kapıyı sertçe kapatıp içeri girdi Birçe. Onu istemeyeni o da istemezdi. Onun zaten bir evi vardı, Allah'a bin şükür ölmüş olsalarda onu çok seven anası atası da olmuştu. Hiçbir şeyi eksik değildi evelallah. Herbir şeyi görmüş, hiçbir şeyden geri kalmamıştı. Olmayı verirdi abisi, kardeşi ne olacaktı sanki. Şimdiye değin var mıydı, ne kaybetti? Hiç! Kaybedeceği bir şey yoktu. Üzülmesinin bir anlamı yoktu.

Dolan gözlerini hırsla silip tam için süt kovasını taktı eline. Sonra kovayı yere atıp dünden ısladığı buğday ununu iyice karıştırdı. Bayat ekmeği de içine doğrayıp kovayı tekrar aldı eline. Dino, sahibinin elinde ki tekneyi görünce karnının doyacağını anladı. Kuyruğu ayrı dili ayrı sallanıyordu. Epey sevimliydi bu halleri.

Birçe Dino'nun yemeğini verdikten sonra tama indi. Baktı gördü danası ipi çekiştiriyor, çok acıktığını anladı. Zati ineğinin çok bir sütü yoktu. Kovayı tereğe bırakıp danayı saldı anasının altına. Dana iştahla anasının sütünü içe dursun Birçe önce su bakıttı hayvanlara. Saman, arpa serpip birer avuç yem attı. Doyan danayı yerine yerleştirdi mi, kemreyi de bir yere biriktirip çıktı tamdan. Az sonra salardı hayvanları, kaç gün oldu içeride yedikleri, az hava alsınlardı.

Süt kaynatma işi zati yoktu, karnı da aç değildi. Aldı eline orağı, tarlaya indi. Morali epey bozulmuştu. Hırsla biçti önündeki alafları. Önce alafı biçmeye karar verdi. Mısırı oturduğu yerden kırar soyardı. Havalar iyi gitmiyordu, okulun açılmasına az kalmıştı, bir an önce mahsülü satması lazımdı.

"Birçe, kız Birçe!"

Evin ordan gelen bağrış sesine karşılık verdi Birçe. Sesleri epey yüksekti. Zati sırf dağdan dağa bağırarak konuştukları için Karadenizlilerin ses tonları yüksekti.

"Eeey! Tarladayım ne oldu!"

"Ne ediyon tarlada zır deli!"

Hasan emminin kızı Ayşe gelmiş olmalıydı. Başka kimse Birçe'ye deli kız demezdi.

"Horon tepiyom, gel birlikte tepelim!"

"Uuy geliyom da, az bekle!"

Birçe kıkırdadı. Deliydi bu kız.

Ayşe elinde orak, belinde fındık eteğiyle seke seke indi tarlaya. Birçe'ye yardıma gelmişti belli.

"Uy hani horon tepiyodun, iş edeyim diye çağırdın di mi zır deli!"

"He ya, eline mi ettiler, edecen tabii iki gün adam borcun var bana!"

"Kız geçen seneden kalan borcu kafama mı kakıyorsun? İşten mi korkacam dur hele görürsün sen şimdi!"

Ayşe gaza gelip Birçe'nin biçtiği alaf yığınının yanına oturup mısırları kırdı. Belindeki fındık torbasına topladıklarını biriktirdi. Birçe ise alttan alttan sırıtıyordu. Arkadaşı çok çabuk gaza geliyordu.

FELFENAWhere stories live. Discover now