37. Bölüm

3.8K 387 77
                                    

İyi veya kötü, kurgu hakkındaki fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum.

Çünkü sizinle sohbet etmeyi, yazdıklarım hakkında konuşmayı çok seviyorum ve bu eylemi yaparken gerçek dünyadan soyutlanmak bana çok iyi geliyor.

Sizde gerçek dünyadan soyutlanmak isterseniz panoma, mesaj kutuma, instagram hesaplarıma hepinizi beklerim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar dilerim çiçeklerim.

🐞

Mustafa, kalbinin ritmini hızlandıracak kadar güzel o cümleyi duyduğunda, başta yanlış anladığını düşündü.

"Abicim." Demişti kardeşi ona. İlk tanıştıklarında ağam derdi, üzmüştü Mustafa'yı bu. Ama bu üzüntüsünü dile getirmeye çekinmişti. Bunca yıl kardeşini yalnız bırarmışken, ona bir kez olsun abilik yapmamışken Birçe'nin hitap şekline karışmaya kendinde hak görmemişti.

Birlikte geçirmeleri gereken zamandan kat be kat daha az süredir beraberlerdi ve buna rağmen biricik kız kardeşi ona abicim demişti.

Mustafa uzun bir süre heyecandan uyuyamadı. Öyleki, Birçe birçok kez üstünü açtı, bir iki kezde yatakta dönerken elini Mustafa'nın göğsüne çarptı. Mustafa tüm bunları yüzündeki tebessümle takip etti. Nitekim annesinin zorla içirdiği süt bir işe yaradı da, sonunda uyuyabildi.

Sabah olduğu vakit, Fehmi dedenin çehresinde bir hüzün dalgası olmuştu. Bu akşam kızı ve torunları tekrar memleketlerine dönecekti çünkü. Torunlarının hepsini çok seviyor, elbette hiçbirinden ayrılmak istemiyordu ama Birçe'ye daha hiç doyamamıştı. Kız torun ayrı bir seviliyormuş meğer, dün akşam ki olaydan sonra daha iyi anlamıştı.

Torununu rahatsız eden herifi iyi tanıyordu. Daha evvel evlenmiş ve eşine şiddet uyguladığı içinde karısı ona boşanma davası açmıştı. Hâlâ boşanmış değillerdi ve böylece sapkın hareketlerde bulunmaya devam ediyordu. Dün geceki hadise bardağı taşıran son damla olmuştu. O adam artık cezasını çekecekti.

Fehmi dede, bastonunu sıkıca kavrayıp oturdu kahvaltı masasının en başına. Yanı başında bankadan verdikleri zarfla birlikte. Sabırsızlıkla ailesinin uyanmasını bekliyordu. Yaşlılık ne zormuş meğer, herkesi her an yamacında görmek istiyordu. Buna hakkı yok muydu?

Salona ilk inen Birçe olmuştu. Sabah namazına kalktıktan sonra uyuyamamıştı. Mustafa abisini rahatsız etmemek için banyoda hazırlanıp hemen aşağı inmişti. Burçak hanım kardeşiyle mutfakta sohbet ede ede kahvaltıyı hazırlama yardım ediyorlardı. Ondan sebep Birçe ve Fehmi dede başbaşa kaldı salonda.

"Hayırlı sabahlar," dedi Birçe içine içine konuşarak. Dün geceki olaydan sonra utanıyordu. Amma Fehmi dede için o mesele çoktan kapanmıştı. Ondan sebep hiç açmadı konuyu.

"Hayırlı sabahlar çocuk. Gel otur hele, birazdan iner diğerleride."

"Yardım etseydim, bir mutfağa bakayım. Burçak hanım kalktı mı?"

Fehmi dedenin kaşları çatıldı. Bu hitaptan hiç hoşlanmamıştı ama ses etmedi. Üzerine gitmek istemedi. Hele ki torunu anne baba bildiği insanları yeni kaybetmişken üzerine varmak ters etki yapabilirdi. İş olacağına varırdı. Elbet benimsedi gerçek ailesini.

FELFENAWhere stories live. Discover now