Kollarımı göğsümde bağlarken bakışlarımı yere indirdiğimde öylece bekliyordum.

"Teşekkür ederim Kaya ama hiçbir ihtiyacım yok. İhtiyacımın olduğu anlar geride kaldı. Şimdi hiçbir şeye gerek yok." güçlükle çıkan sesiyle söyledikleri beynime bir bir inerken kollarım iki yanıma düştü. Böyle şeyler söyleyeceğini beklemiyordum.

Gözlerimi yerden kaldırıp ona çevirdiğimde Kaya'nın eline yavaşça vurduğunu ve zorla tebessüm ettiğini gördüm. Sözlerinin asıl hedefi Kaya değil bendim. Bunu çok net anlamıştım.

"Yağmur bak," sözünü yarıda kesmişti.

"Düşündüğün için teşekkür ederim, bir ihtiyacım olursa mutlaka söylerim. Şimdi izin verirsen uyumak istiyorum." her kurduğu cümleyi artık üzerime alınıyordum. Çünkü öyle bir şey demişti ki günlerdir taşıdığım suçluluk hissini doğrulamıştı.

"O zaman ben çıkayım sen rahat ol. Kapının önündeyim, seslenmen yeter." dediğinde Yağmur gözleriyle onayladı.

Kaya arkasını döner dönmez benimle göz göze geldiğinde hüzünle bakmıştı. Bir şey demeden yanımdan geçip dışarı çıktığında hâlâ öylece bekliyordum.

Gözlerim ondaydı ama o çoktan kapatmıştı gözlerini. Uyumuyordu, uyumayacaktı biliyordum. Uyusa bile çıkmayacaktım bu odadan. Ben onu çok bekledim uyansın diye. Şimdi öylece çıkıp gitmeyecektim.

Adımlarım yavaş yavaş harekete geçtiğinde yanındaki sandalyeyi biraz çekip yüzünü görebileceğim yere koyduktan sonra oturdum.

Ellerim korkuyla eline gittiğinde acıtmak istemeden tuttum. Eğilip belli belirsiz bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Uyumadığını biliyorum." sesim ikimiz dışında kimsenin duyamayacağı şekilde çıkmıştı.

"O kadar uzun zaman sana dokunmuyorum ki incitmekten korkuyorum şimdi." elim saçlarına giderken tekrar konuştum.

"Lütfen aç gözlerini, uyumuyorsun biliyorum. Ben günlerdir o gözlerini görmeyi, senin uyanmanı bekliyorum haberin var mı?" ellerim saçlarını okşarken gözlerini açtı.

"Ben de seni bekledim durdum ama sen gelmedin." sesi titreyerek konuştuğunda gözleri doldu.

"Gelmedim değil, gelemedim." desem de dikkate almadı.

"Ne olduğu umurumda değil, ben çaresizce orada bekledim. Karnıma yediğim her darbede senin adını andım içten içe! Sana kızsam da kırgın olsam da senin adını andım ben! Gelirsin dedim, bekledim biçare! Ama sen gelmedin!" bağırmaya başladığında ellerimi itti üzerinden.

"Aras aradığını bulur, yeter ki istesin dedim. Ama bulamadın! Ben büyük yaralar alırken sen yoktun Aras! Sen yoktun! Bana orada iğrenç teklifler yapılırken, kafama silah dayanırken, karnıma tekme atılırken, bacağımdan vurulurken sen yoktun!" sinirden ağlamaları krize dönüşürken yatağından kalkmaya çalışmıştı. Hızla yerimden kalkıp kollarımı sardım ona. Bu hâli beni çok kötü hissettirirken gözlerim doldu.

"Yalvarırım sakin ol." ne desem boşaydı, duymuyordu beni. Kollarımda çırpınırken acıyla inledi.

"Daha yeni ameliyattan çıktın yalvarırım yapma, yaraların açılacak. Kolunu daha da inciteceksin." kollarımı daha da sımsıkı sararken yatağına oturmuş kendime çekmiştim onu.

Sımsıkı sararken bir elim saçlarını okşuyordu.

"Çek ellerini üzerimden! İstemiyorum seni, şimdi de yanımda olma. Çek ellerini!" kesik kesik çıkan sesiyle benden kurtulmaya çalışıyordu ama faydasızdı. Her çırpınışında canı çok yanıyordu ama asla durmuyordu.

Dinle Beni Bi' -Texting-Where stories live. Discover now