4.8

1.7K 125 133
                                    

Multimedya; Cem Adrian - Kül

❤️🩹

Yazardan

Genç kızı kucaklayıp kaçtığı yere tekrar götürdüklerinde bu defa farklı ama yine rutubetli bir odaya taşımışlardı.

Genç kızı önemsiz bir eşya taşır gibi yere sertçe bıraktıklarında adamlar tepesinde uyanmasını beklemeye başladı.

Kemal bağlamak için ipi getirdiğinde patronları eliyle durdurdu.

"Gerek yok. Kaçacak durumda değil." deyip sandalyesinde bacak bacak üstüne atarken arkasına yaslandı.

"Nabzına bakın şunun, kan kaybından ölmesin." Erkan eğilip nabzını kontrol etti. Zor algılansa da atıyordu.

"Ölmemiş."

"Güzel, bize canlı lazım."

Yağmur'un bilinci yerine yavaş yavaş gelirken gözlerini açamıyordu. Takatsiz kalmıştı. Konuşulanlar kulağına birer uğultu gibi geliyordu.

Hareketsiz olduğundan kimse uyandığını anlamamıştı.

"O iki geri zekâlı herifi de getirin bana." emir vermesiyle birlikte adamlardan ikisi patronlarının bahsettiği adamları almaya gitti.

Yağmur acı içinde kıvranan bedenini ağzından kaçan iniltilerle oynattı. Cenin pozisyonunu alırken adamlar yerden gelen sese baktılar. Yağmur'un uyandığını anlamışlardı.

Patronları ayağa kalkıp yanına çöktü. Bir eli dizlerinin üzerindeyken diğer eliyle kızın saçlarını çekti yüzünden.

"Kendine geldin sonunda." çatık kaşlarla bakıyordu genç kıza. Yağmur zorla açtığı gözlerle tepesindeki adamlara bakıyordu.

"Beni aptal yerine koymayacaktın kızım. Beni tanımadan sabrımı sınaman senin için hiç iyi olmadı. Elini kolunu sallayarak kaçabileceğini mi sandın?" Yağmur'u eliyle dürttüğünde gözlerini kapattı genç kız.

"Dua et bacağından vurdum, canlı lazım olmasan hedefim tamamen farklı bir yer olurdu." genç kız hiçbir tepki vermezken patron yerden kalkıp adamlarına emir verdi öfkeyle.

"Nerede bu salak iki adam? Derhal getirsinler, yoksa giden o iki kişinin de onlarla beraber cezasını keserim!"

Adamlardan biri daha çıkarken öfkeyle karışık volta atıyordu ortada.

Salak yerine konmak ve hafife alınmak onun canını bir hayli sıkmıştı.

Kapıdan giren adamları karşısına getirdiklerinde patronları üzerlerine yürüyüp sert bir tokat geçirdi.

"Sizi ahmaklar! Daha dengesini bile zor toparlayan kızı elinizde tutmaktan acizsiniz! Sizi boşuna mı kapıya diktim? Ben size izin verdim mi ki siz yerinizi terk ediyorsunuz?!" sinirle silahını çekip bacaklarına iki el ateş ettiğinde Yağmur korkmuş gözlerle bakıyordu karşısındaki adamlara.

Gözleri önünde adamları vurmuşlardı. Bu görüntüler beynine kazınırken korkuyla yumdu gözlerini. Çünkü patronları, karşısına dizleri üzerine çöken adamların başına silah dayamıştı bu defa.

"O küçük beyninizi paramparça etmemi istiyor musunuz?!" bağırması Yağmur'u daha da korkuya itiyordu.

"Cevap verin lan!"

Dinle Beni Bi' -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin