14. BÖLÜM: MASUMİYET

363K 13.2K 10.8K
                                    

🦋


Aleah – Water and Wine (Acoustic)


14. BÖLÜM

MASUMİYET


İnsanların söz geçiremediği duyguları vardı, engelleyemediği düşünceleri...

Birçok kez kendime, her şeyin bittiği konusunda yalan söylemiştim. Bir daha acımayacağını, bir daha aynı şekilde hissetmeyeceğimi, bir daha kanamayacağını defalarca kez kendime söyleyip, her seferinde bu yalana kendimi körü körüne inandırırken, içten içe sonumun yine kendimi aynanın önünde kendi saçlarımı kısaltıyorken bulacağım olduğunu biliyordum. Uzun zamandır saçlarımı kesmiyordum.

Beni kollarının arasına çektiğinde bir an nefesim kesildi. Kolları bedenime öfkeli bir yılanın düşmanının boynuna dolandığı gibi dolandı. Enis'in yüzüne yayılan o sersem ifadeye bakakaldım.

"Onun okyanusu," dedi diğer Merve sessizce. "Onun siyah okyanusu."

"Sen kimsin?" diye sordu Enis afallamış bir sesle.

"Karan," dedi beni kollarının arasında sıkıca tutarken. "Karan Çakıl."

Enis'in gözleri gözlerime takıldı, yeşil hareli gözlerinin içinde sorguyu tattım ama umursamadım. Kalbimdeki o yumru boğazıma kadar çıkmıştı.

"Bizim okula konferans için gelen Karan Çakıl," dedi Enis doğrulamak ister gibi. Bakışları kısaca Karan'a kaydı, ardından tekrar bana döndü. "Siz nereden tanışıyorsunuz Asi?"

Karan'ın belimi saran elinin tutuşunun sertleştiğini hissettim, nefesi hızlanmıştı. Ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu, kendimi karmakarışık hissediyordum şu an.

"Bu seni ne kadar ilgilendiriyor?" diye sordum karmaşanın düğümlendiği sesimi düz tutmak için çabalayarak.

Enis gözlerini yüzüme dikerken, "İlginçmiş," dedi kısık bir sesle. "Çok ilginçmiş."

Bir an ortamdaki tüm iplerin gerildiğini, benim kalbimin telaşla çarpışının aksine Karan'ınkinin öfkeyle çarptığını hissettim.

"İlginç olan ne?" diye sordu Karan, sesi bu kez ifadesiz değildi, sert ve tehlikeli yükselmişti.

"Hiç." Enis umursamazca omuz silkip saçlarını karıştırdı. "Her neyse. Yarın görüşürüz Asi."

Bana Asi demesi damağımda acı bir tat, midemde rahatsız edici bir his bırakmıştı. Yine de ağzımı açıp tek kelime edemedim ve Enis ters istikamette sokağın sonuna doğru yürümeye başladı. Karan'ın kollarında Enis'in yavaşça yok oluşunu izlerken nefesimi tutuyordum. Beni yavaşça kendine doğru çevirdi, tuttuğum nefesi vermeden omuzlarına tutunarak dengemi korumaya çalıştım.

"Sana ilk isminle hitap ediyor, ha?"

Yalnızca gözlerimi kaldırarak ona baktığımda, aramızdaki gözle görülür boy farkına lanet ettim. Gözlerini kısmış, kafasını santim oynatmadan bana bakıyordu. Kendimi geri çekmeye çalışırken tutuşunu daha da sıkılaştırdı. O simsiyah bir mıknatıstı ve ben mıknatısın çekimine kapılan kutuptum.

"Yanlış anlayabilirdi," diyebildim. "Neden böyle davrandın ki? Adımın okuldaki dedikodulara karışmasını istemiyorum. Zaten o gün seni gören her kızın aklının bir köşesinde iz bıraktın, bir de senin yüzünden düşman olacaklar bana."

ASİ ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin