44. BÖLÜM: ÖTENAZİ

86.3K 5.9K 4.7K
                                    

🗝️


Aaryan Shah – Et Tu?


44. BÖLÜM

ÖTENAZİ


Kalbimi bir it yese, olduğu yerde köpürerek, kan kusarak geberirdi.

Ben bir karmaşanın içine doğmuştum. Acıyı yudum yudum içtiğim evin tavanından bir çocuğun gözyaşları akıyordu.

Ben bir çocuğun gözyaşlarıyla boğazımdaki kuruluğu gidermiştim.

Çalmak için elimi kaldırdığım kapı, parmaklarımın üzerine kapanmıştı.

Şuurum sakatlanmıştı.

Dudaklarım yavaşça aralandı ama kelimeler öyle silik, öyle fersizdi ki, sanki konuşmayı unutmuştum.

Acının aniden attığı bir tekme nasıl olurdu da iskeletteki tüm kemiklerin aynı anda kırılıp dağılmasına neden olabilirdi? Ayaklarımın attığı adımların altında bebek cenazeleri ezildi. Çocukların çürümüş cesetlerini ayaklarımın altında eze eze ona doğru koşarken kaybın türküsü göğsümün mavzerlerinde patlayan kovanları ruhuma döküyordu.

Çıplak ayakları sallanıyordu.

Ömrüm o ayakların ucunda sallanıyordu.

Bacaklarını kavradım. Bacaklarına tutundum.

Beni bırakacak korkusuyla ayaklarına sarıldım.

Ağırlaşan bedenini ufacık cüssemle ayakta tutmaya çalışırken olup biteni kavrayamıyordum.

Çığlık atmak istiyordum ama boğazımda bir delik açılmıştı da, sesim tüm kelimelerini toplayıp bir kayığın içine binmiş, boğazımdaki deliğin kan nehrinde alabora olmak pahasına yüzüyordu.

Buz gibi ayaklarını tutarken, "Anne," diyebildim, fısıltım sessiz bir çığlıktı. Ağzımdan çıkmadan önce boğazımda düğümlenen bu kelimenin anlamını bana öğretmeden hiçbir yere gidemezdi. Bacaklarına daha sıkı sarıldım. "Anne!"

Anne. Yalvarırım anne.

Anne, yalvarırım.

"Yalvarırım," diyebildim. "Anne yalvarırım."

Onu yukarı itmeye çalıştım. Buz gibi ayaklarını avuçlarımın arasına alıp ısıtmaya çalışırken bir yandan da onu yukarı doğru itiyordum. Olduğum yerde çökmüş, küçücük kalmıştım. Dışarıda yağan yağmurun sesi içeri doluşuyordu. Ayakları donuyordu. Tıpkı bir zamanlar kalbim donduğu gibi, şimdi de onun ayakları donuyordu.

"Anne!" diyebildim tekrardan onu yukarı iterek. "Karan!"

Kalbimi çözen adam, nasıl çözdüyse kalbimi, annemin ayaklarındaki soğuğu da çözebilir miydi?

Annem neden bu kadar soğuktu?

Kalbim yanıyordu.

Her şey birkaç saniye içinde gerçekleşti. Belki o birkaç saniye bir asırdı benim için, bilmiyordum. Tek bildiğim kalbim terliyordu. Ruhumun yanan uçları is olup yerlere dökülüyordu. Asırlarca yansam, yanarken çığlıklar atsam; sanki attığım çığlığı da, yandığım ateşi de kimseler görmeyecekti. Onu bir kez daha yukarı ittiğimde arkamda kalan kapının bir kez daha aralandığını duymuştum, o kadar.

ASİ ÇAKILTAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin