GKY 2: Bir Kabulgan, Bir İnsan ve Bir de Ressam / 2. kısım

34 9 0
                                    

Keyifli okumalar dilerim^-^/

Dışarı çıkmasıyla içeri girmesi bir oldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dışarı çıkmasıyla içeri girmesi bir oldu. Zira az evvel kaçmaya çalışırken üzerinde montu yoktu. Yalnızca dünkü kıyafetleri vardı ve hava soğuktu. Belki bir önceki güne nazaran daha ılımandı. Zayıf bir ısı yaysa da güneş çıkmış, ortalığı aydınlatmıştı. Dış kısmı tahtalarla kaplanmış kulübenin çatısındaki sarkıtlar, su damlatmaktaydı. Yapraklarını birkaç ay evvel tamamen döken ağaçların dallarında neredeyse hiç kar kalmamıştı. Bugün, dün gibi değildi ama dışarı montsuz çıkacak kadar soğuk da değildi. İçeriye göz attı. Dış kapının arkasındaki duvara bir askılık monte edilmişti. Narin, askılıktaki üç monttan kendisine ait olanı aldı. Ahmet'in “Kilimi yıkarken nasılsa ısınırsın.” demesine aldırış etmedi, tekrar dışarı çıktı.

Az ileride yer yer kar ve buzla kaplı toprağın üzerinde ince gövdeli meşe ağaçları, bir patikanın kenarları boyunca sıra sıra dizilmişti. Etrafa dağılan diğer ağaçların gövdeleri daha kalındı. Patika ile kulübe arasındaki bölgede, merkezi noktada bir çeşme vardı. Narin, çeşmeye doğru yürüdü ve yüklendiği kilimi, önündeki beton havuza sertçe bıraktı. Tekrar kulübeye girdi. Liseli kızdan fırça ve deterjan istedi. Geri döndüğünde küçük bir buz tabakasının üzerinden geçti. Ayağı kaydı. Neredeyse düşecekti ancak dengesini son anda tekrar sağlayınca elim bir kazadan kıl payı kurtuldu. Durmadı. İşin ucunda Fulya'nın akıbetini öğrenmek vardı. Kirlettiği kilimi tertemiz yapıp, Ahmet ile konuşmalıydı.  Çeşmeyi açar açmaz akmaya başlayan su, kilimi ıslattı.

Havuz, kilimi boydan boya açmak için fazla küçüktü. Direkt toprağın üzerine de bırakamazdı. Aksi hâlde kilimin üstte kalan kısmı temizlenirken alttaki iyice çamura bulanacaktı. Bu yüzden açtığı kilimi katladı. Çorbanın döküldüğü kısmı üste bıraktı. İlkin deterjan serpti, sonra da iyice fırçaladı. Bu rutini birkaç kez tekrarladı. Bir kez daha tamamen sudan geçirdi ve rulo yaparak havuzun yaklaşık 15 santim yüksekliğindeki kenarlığına bıraktı.
Narin artık hesap sormak için hazır ve nazırdı. Liseli kız onu kapı girişinde karşıladı. Elini sıkmak için uzattı ve kendini tanıttı. 

“Ben Züleyha Arsoy.” Narin de kendini tanıttıktan sonra, Züleyha tekrar söze girdi. “Seninle iyi anlaşacak gibiyiz.”

“Daha neler!” dedi Narin öfkeyle. Bakışlarını liseli kızdan ayırıp odadan hiç çıkmayan adama dikti. “Dün çok kötü şeyler yaşadım. Arkadaşım hayatta mı, onu dahi bilmiyorum. Ben böyle endişeli olduğum hâlde onunla alakalı bildiklerini anlatmak yerine bana kilim yıkatan insanlarla mı anlaşacağım? Çok beklersiniz!”
der demez zihni, yeni bir soruyla allak bullak oldu. Ellerine baktı. Boştu. Bembeyaz kesildi. “Kılıcım?” dedi çaresizce. Erman'ın kötülüğünün simgesiydi o kılıç. Bir hatırlatıcıydı.

Vaktizamanında onun sözlerine itimat etmiş, geçmişte reddedildiği hâlde arkadaşlık teklifini ve yeni baştan başlamayı kabul etmişti. Ondan çaldığı kılıç, bir daha asla onunla düşmanlık dışında herhangi bir amaçla bir araya gelmemesini hatırlatacaktı. Kan bulaşmıştı keskin kenarlarına ve kara çeliğine, artık silinemezdi. Geçmişini unutup saf bir kabullenişle yeni baştan başlamaya heves eden Narin için daha iyi bir hatırlatıcı olamazdı. “Kılıcım nerede?” diye bağırdı. Odaya girdiğinin farkında dahi değildi. Öfkesi onu öyle ele geçirmişti ki, karşısına dikildiği adamın farklı bir soydan olduğunu unutmuştu.

SAKLI SOYLAR ¤ Yar-Sub ÇatlıyorWhere stories live. Discover now