Bölüm 26 - Örek Derisi

79 11 32
                                    

Keyifli okumalar, hoşça vakitler^-^/

ww

“Her ne öğrenmek istiyorsan çabuk sor.” dedi Kaya sert bir tonlamayla.

Yılların getirdiği öfkeli ruh hâli, Fulya ile sakince konuşmasına mâni oluyordu. Sakin kalabildiği tek yer Gün Gülü Kitap Kafe'ydi. Neticede burası ruhunu yatıştıran, ona huzuru bahşeden kızın önerdiği yerdi.

Fulya, onun kabalığını yadırgamadı. Bir öreğin öfkeli ruh hâlini pekâlâ anlayabiliyordu. Bu nedenle konuya direkt girdi. “Güneş, senin bedenini de yakıyor mu?”

Kaya, kaşlarını çattı. “Ne saçmalıyorsun? Böyle mantıksız sorularla vaktimi harcayacaksan-"

“Dur, bekle!”

Kaya'nın arabasındaydılar. Kafeye yakın olan ama Banu Hatun’un onları işitemeyeceği bir mesafede park etmişlerdi. Fulya, inmemesi için onun kolundan tutmak zorunda kaldı.

“Ben de bir öreğim ama güneşe çıkamıyorum. Her ne kadar sebebini araştırsam da bir türlü öğrenemedim. Öreklere rastlamak hiç kolay değil.”

“Örekler tek başlarına Kan Irmağı'nı geçemezler.” diye açıkladı Kaya. “Hatta orayı geçebilen ubırlar da nadirdir.”

“Biliyorum. Ben, Aram’ın yardımıyla geçtim. Peki, sen kimle geçtin?”

Kaya, konunun dağıldığını fark edince tekrar sinirlendi. “Buraya sohbet etmeye gelmedim.”

“Tamam, üzgünüm. Anlatabilir misin, ben neden güneşe çıkamıyorum? İkimiz de öreğiz. Neden sen rahatça dışarıda gezinirken ben gölgelerden geçmek zorunda kalıyorum?”

“Bilmiyorum.”

Kısa bir sessizlikten sonra, Fulya “Bu kadar mı?” diye sordu. Kendini boşlukta kalmış gibi hissediyordu.

“Evet, bu kadar! Başka sorun yoksa gidiyorum.”

Kaya, arabadan indi. Sinirli ruhunun etkisiyle tez canlı bir şekilde davranmıştı. Fark etti ki onun değil, Fulya'nın inmesi gerekiyordu. Tekrar bindi. Hayli kızgındı. “İn çabuk!”

“Bana nasıl öldüğünü anlatır mısın? Böylece benim ölümümle karşılaştırır ve neyin farklı olduğunu bulabilirim.”

“Hayır, anlatmam.”

Fulya'nın asabı bozuldu. Ondaki öreklere has öfkeli ruh hâli de ortaya çıkmak için can atıyordu. Ama onun can attığı başka şeyler de vardı. Güneşe çıkamama sorununa bir çözüm bulmalı, böylece Semih'le istediği her yere gidebilmeliydi. Bu işin peşini bırakacak değildi. “O zaman ben anlatayım. Sen de doğru olmayan kısmı bulacaksın. Umarım buna da hayır demezsin.”

“Hızlı anlat!”

Fulya, öldüğü gece olanları tek tek anlattı. Hızlıca konuşuyordu ama hiçbir ayrıntıyı da atlamıyordu. Sonunda öldüğünü söyleyip anlatmayı bitirdiğinde “Sence var mı bir tuhaflık?” diye sordu.

“Gömüldün mü?”

Kaya'nın bu sorusuna şaşırdı. “Muhtemelen.” dedi tereddüt ederek. Yani üç ay boyunca kaybolduğumu düşündüklerine göre bedenim bir yere gömülmüştür. Kimse de beni bulamamıştır.”

Kaya bir müddet düşündü. Yar-Sub çatladıktan sonra Yertinç'e gelmiş ve yaptığı ilk şey, ailesini aramak olmuştu. O elim olayda tüm ailesini kaybettiğini öğrenmişti. Mezarları, şehir mezarlığındaydı. Annesi, babası ve üç kardeşiyle birlikte yan yana gömülmüşlerdi. “Eğer gömüldüysen bir mezarın var demektir.”

SAKLI SOYLAR ¤ Yar-Sub ÇatlıyorWhere stories live. Discover now