Bölüm 12 - İşler Sarpa Sarıyor!

83 12 32
                                    

Okurken güzel anlar geçirmeniz dileğiyle^-^/

ww

Acı kahvesini zorla yutarak içti. Artık gitmesi gerektiğini söyleyince Şemsi Bey onu arabasıyla eve bırakmayı teklif etti. Yolda pek bir şey konuşmadılar. Ancak kafeden ayrılınca Banu Hatun, arabadan inince de Şemsi Bey aynı şeyi söyledi.

“Yine bekleriz.”

Nihayet evindeydi. Hızlıca bir duş aldı ve kendine bir fincan kahve pişirdi. Tam da istediği üzere yalnızdı. Yine de umduğu mutluluğu ve rahatlığı bulamadı. Oysa kafedekilerden uzaklaşınca eski hayatına geri döneceğini, hep olduğu gibi yaşayacağını sanıyordu.
Yanılmıştı.

Bugün düştüğü utanç verici durum bir türlü aklından çıkmıyordu. Cesur kalmayı seçmesine rağmen Banu Hatun’dan nasıl da korkmuştu! Bununla kalmayıp duyduğu korkunun her zerresini belli etmişti. Ne olurdu birazcık cesur davranabilseydi? En çok da kadının haklı olduğunu bilmek ona koyuyordu. Her kelimesi doğruydu. Ubır olduğunu bilmesine rağmen ondan ilkin korkmamıştı. Ta ki gözlerindeki ilk emareyi görene dek!

Yaşadığı utanç, tüm benliğini bir kez daha sardı. Kırlente sarılarak başını gömdü. Kafedeyken çok istediği uzaklaşma isteği yerine getirilmişken şimdi yalnızlıktan kaçmayı arzuluyordu. Anlaşılan ruh hâli bir süreliğine çalkantılı olmaya devam edecekti. Bu durumda nasıl kendine gelebilirdi ki? Kırlenti fırlatıp attı. Bilgisayarını açarak bir vampir filmi aradı. İnsan kanı yerine hayvan kanıyla yetinen bir vampirin hikâyesini anlatan film, fazlasıyla sıkıcıydı.

Tam kanepede uyuyakalacakken dışarıdan gelen korna sesi, odayı inletti. Kolu acısa da eve girmeden önce satın aldığı yeni yayına bir ok taktı ve cama yaklaştı. Derin bir nefes alarak perdeyi kenara çekti. Gece karanlığı, sokak lambalarından akan ışıkla delinirken aşağıda olanları izledi. Genç sürücü, malzeme yüklü market aracını yanlış park ettiği için yol tıkanmış, ticari taksinin şoförü ise onu uyarmak için kornaya basmıştı. Sarı renkli taksiye bakarken Necip'i andı. Ona benzer bir taksiyle eve birlikte gelmişlerdi. Perdeyi düzeltip kanepeye otururken dışarıdan korkan bir çocuğu yalnız başına bırakmanın verdiği pişmanlık hissi daha da belirginleşti.

“Asıl korkan ben olmalıydım.” dedi geriye yaslanarak. Aklına kanatlı ubır gelince dizlerine sarıldı ve iki büklüm oldu. “Korkmuş olmam gerekirdi.” Üstelik ne olduğunu tam olarak kestiremediği, farklı bir durum daha vardı.

ww

Ertesi gün Şile'deki güçlü ubır tarafından harap edilen arabasını sanayiye götürttü. Şemsi Bey de ona yardım etmekte ısrarcı oldu. Normalde tamirden sonra arabasını satıp yenisini almak isterdi ancak son bir yılda her şeye öylesine zam gelmişti ki yenisini alacak parası yoktu. Kredi çekmek istemiyordu. Hiç değilse yeni bir telefon alması gerektiğini düşündü. Bunu da yapamadı. Şemsi Bey’in bitmek bilmeyen ısrarları sonucu kendini GeGe Kafe'de bulmuştu.

Geldiğine pişman değildi. Şimdiye dek evine bir ubır girmiş, başka bir ubır tarafından saldırıya uğramış ve muhtemelen bir üçüncüsü tarafından da kurtarılmıştı. Madem garip güçleri olan bu yaratıklardan kaçmalıydı, ki kendi evinde bile güvende değildi, o vakit onlar hakkında daha çok bilgi edinmeliydi. Nereden çıkıp geldiklerini, neyin peşinde olduklarını öğrenmeli ve adımlarını ona göre atmalıydı. Dolayısıyla karşılaştığı dördüncü ubırın yanına gitmekte sakınca görse de geri adım atmanın hiçbir güvencesi olmayacağının bilincindeydi.

“Yine gelmişsin.” dedi Banu Hatun aksi bir ifadeyle.

Narin duraksadı. Bir müddet orta yaşlı kadına bakakaldı. Bir şey söylemesi gerektiğini biliyor ancak dudaklarını dahi kıpırdatamıyordu. Şemsi Bey omuzlarından tutup onu bir tabureye oturtmazsa öylece ayakta dikilecekti. Dikkati, kafede çalışan dördüncü kişinin mutfaktan çıkmasıyla dağıldı.

SAKLI SOYLAR ¤ Yar-Sub ÇatlıyorWhere stories live. Discover now