sahne yetmiş dört. labonair cadısı

103 18 11
                                    

🎶 Jaden Hossler, Angels And Demons

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶 Jaden Hossler, Angels And Demons

"Bu yemek gerekli miydi?" diyordum aynanın karşısından. Klaus, her şeyden önce hem mental hem de fiziksel sağlığımın iyi olmasını istiyordu bu yüzden bir yemek düzenlemenin iyi bir fikir olduğunu söylemişti.

"Gerekliydi." dedi Klaus. "Biliyorum intikam istiyorsun, ben de öyle. Ama önceliğim intikam değil, sensin Haelyn."

Bir düşünceyle gözleri kapandı, kaşları çatıldı. Sonra kendisini toparladı. Gözlerinde gördüğüm şükranlık inanmadığı tanrıya olmalıydı. Basit bir şekilde gülümseyerek sağ yanağını avuçladım.

"Teşekkür ederim Klaus." Yanağını avuçlayan bileğimi tuttu. Aynı zamanda gülümsüyordu.

"Ben anladım ki, seninle günlerimi daha fazla geçirmeliyim. Birlikte dolu dolu zamanlar geçirmeliymişim. Sizi öyle görünce aklımı kaybettiğimi sandım. Her şeyin bir kabus olduğunu birazdan senin yanında, sen göğsümde uyurken uyanacağımı sandım ama... Öyle olmadı."

"Asla!" Kendimden emin ve onaylayan bir tavırla kafa sallıyordum. "Bir daha asla bunu yaşamayacağız."

Klaus alt dudağını ısırdı. Biliyorum düşmanlarımız bitmeyecekti bu da onun işaretiydi zaten. Yüzümde beklenmedik bir gülümseme oluşmuştu.

"Ee nasıl olmuşum?"

Konuyu değiştirme çabamı anlayışlar karşılayarak şöyle bir süzdü beni. Her şeyi onayından geçirmiş gibi elimi tutup beni kendi etrafımda döndürdü. Elimden kendine çektiğinde hızlıca kolları arasında sarmalandım. Gülerek başımı geriye attım.

"Bu peruk hiç düşmüyor." diye mırıldandı.

"Çünkü büyüledim." diye gülerek cevapladım. Saçlarımın yanmış olmasına üzülmüştüm tekrar uzaması sıkıcı bir şekilde uzun sürecekti çünkü. Klaus kollarıyla karnımı çerçevelediğinde yüzümü boynuna doğru çevirdim. Huzurlu birkaç saniyenin ardından huzursuz mırıltılar ve kalp atışları ortaya çıktı. İkimizde karşılık vermeden iyi olmayacaktık.

"Hadi gidelim. Çoktan gelmişlerdir."

Ardından odadan çıkmış merdivenleri iniyorduk.

"Kimler geldi biliyor musun?"

"Hayır. Biz bizeyizdir." diye cevapladı Klaus.

"Kim organize etti?"

"Hayley'di sanırım."

Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalkarken bir şey dememek için dilimi ısırdım. Hayley'nin düzenlediği yemekler hiç sessiz ve huzurlu olmazdı. Muhtemelen bir kalabalıkla karşılaşacaktık.

İç avluya uzun bir yemek masası atılmıştı. Etraf altın sarısı ışıklarla aydınlatılıyordu. Bar sandalyeleri rastgele bir şekilde koordine olmuştu. Ve kalabalıktı. İlk göze çarpanlar Rebekah ve Hayley'di. Detaylıca bakınca kalabalığı Hilal Klan'ının oluşturduğunu fark ettim böylece gözlerim direkt gökyüzünü buldu, dolunay vardı. Lanet bozulmamıştı anlaşılan.

LİSYANTUSWhere stories live. Discover now