"Başkalarıyla göremeyeceğimi bildiğin renkleri gösterdin bana."
"Sen de başkasıyla konuşamayacağım gizli bir dil öğrettin."
***
Lisyantus: Teşekkürün ve saygının sembolü olarak görülen bir çiçektir.
***
1#klausmikaelson - 17.08.2023
1#elijahmikaels...
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
🎶 Lana Del Rey, Video Games
On yıl etkinliği için okulun spor salonuna girdim.
Rebekah'nın gelemeyeceğini bilsem de gözlerimin onu aradığını inkar edemezdim. İçeriye girerken hareketli bir müzik çalıyor olsa da ardından melodiler yavaş yavaş bir dans müziğine dönüştü.
Etraftakileri izlemenin sakıncası yoktu sanırım, kapının önünde dikilmektense köşede içki içmeyi tercih edecektim zira.
"Seni daha önce görmüştüm." diye seslendi biri. Sesi tanıdığım birine ait değildi kaşlarımı çatarak omzumun üzerinden ona baktım.
Sarı saçlı, mavi gözlü ve sportif biri, tahminimce liseliydi.
"Ben senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef." dedim dudaklarımı birbirine bastırırken.
"Ben Matt." diyerek elini uzattı. Hafif kaşlarımı kaldırıp gülümsedim.
"Haelyn." diyerek elini sıktım. "Yalnız mısın?" diye sordu etrafımı kolaçan ederken.
"Evet, yapayalnızım." diyerek gülümsedim. Matt basit bir tebessüm ederek, "İzin verirsen buna son verebiliriz." dedi. Alt dudağını içeri kıvırıp bıraktı.
Bir daha ne zaman 20ler gibi hissedebilirdim ki? Kabul etmek kulağa eğlenceli geliyordu.
"Elbette." dediğimde uzattığı elinin üzerine elimi bıraktım.
Matt ile çiftlerin dans ettiği piste yürüdük. Işıklar elbisemin taşlarını parlatırken diğer insanların giydikleri de gözümü almıştı.
Herkes o dönemde yaşıyormuş gibi giyinmiş ve o dönemin enerjisiyle dolmuş görünüyordu.
Matt beni kendi etrafımda yavaşça döndürürken o an elbisemin sallanan taşları mutlu olmak için yeterli gelmişti.
Tekrar Matt'le yüz yüze baktığımızda belimden sıkıca tuttu. "Beni nerede görmüştün?" diye sordum, en azından sohbet etmek iyi hissettiriyordu.
"Mystic Grill'de. Damon Salvatore'u pataklarken." dedi, sözlerini keyifle gülümseyerek bitirdi.
"Ondan pek hoşlanmıyorsun." diye mırıldandım.
"Vampir işlerinden pek hazzetmiyorum." dedi kısaca. Geçmişte kız kardeşini kaybetmişti. Ona dokunur dokunmaz gördüğüm anılar yüzümde ufak bir tebessüm oluşturdu.
"Vicki." diye başladım. Matt kaşlarını çatarak mavi gözlerini benimle buluşturdu.
"Endişelenme, ben bir cadıyım biliyorsun." diye omzuna iki kez vurarak onu rahatlatmaya çalıştım.
"Endişelenmiyorum. Elena seni anlatmıştı. Alaric'e yardım ediyormuşsun." dedi Matt, dudaklarını birbirine bastırarak tebessüm ederken beni kendi etrafımda döndürdü.
