sahne elli altı. bayou'da gece

144 22 1
                                    

🎶 Lana Del Rey, Dark Paradise

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎶 Lana Del Rey, Dark Paradise

Hayatım boyunca iyi ve kötü kavramlarını ayırt edebildiğini sananlarla sıkça karşılaştım. Bu tür terimlerin hiçbir önemi yoktur. İnsanlar kendi çıkarına olanı yapma eğilimindedir. Doğuracak sonuçların kimleri zararlı çıkardığını düşünmeden. Bir insanın, açlığını durdurabilmek adına istediği şeyi elde etmesi kötü bir şey midir? Eğer öyleyse daha kötü sonuçlara yol açar mı? Bence kötü kavramının anlamı acımasız ve adaletten yoksun dünyaya karşı verilen uygun bir karşılıktan ibaret. Çocuğumuzu taşıyan sevgilimi korumak ve Marcel'in elinin altında tıpkı bir tutsak gibi olan genç ve güçlü cadı kızı özgürlüğüne kavuşturmak istiyorum. Bunlar kötü kavramına denk düşüyor mu?

Deri defteri sertçe kapatırken, "Kötülüğe teşhis koyulabileceğine inanmıyorum. Senin düzensiz ikili ilişkilerin, strese bağlı olarak gelişen paranoyan, kronik sinir hastalığın ve terk edilme korkun var." Klaus'un gözleriyle temas kurdum.

Söylediğim şeyleri kendisine Camille adlı bir kız demişti. Zihninden alıp çıkardığım bir bilgiydi.

Sesli bir nefes alıp önünü bana dönerken viski bardağını sehpaya bıraktı.

"Birinin günlüğünü okumanın ayıp olduğu söylenmedi mi sana aşkım?" gülümseyerek arkama geçip saçlarımı ensemden kaldırdı.

Partiden çıktıktan sonra aldığı ucunda sarı bir mücevher bulunan kolyeyi haylaz dokunuşlarla boynuma taktı.

Yavaşça önümü ona dönerken, "Hayır, söylenmedi. Söylesene." başımı dikleştirerek gözlerimi dudaklarına bıraktım.

Dudakları yavaşça yukarı kıvrılırken memnuniyetle yüzümü inceliyordu.

"Zevkle." gözümün algılayamadığı bir hızla kollarımdan tutup masaya oturmamı sağladığında dudaklarım heyecanla aralandı.

"İnsanların," saçımı kulağımın arkasına itti. "günlükleri," kulak mememin hemen altını öptü. "kendilerine," çene çizgimi öpüp emmeye başladı. "özeldir," başımı geriye yatırdım. "ve..." gözlerimle buluştu.

Gülümsedim.

"Ve... Sen insan değilsin." ellerimi boynuna dolayıp onu dudaklarıma yapıştırdım.

Nefes nefese ayrıldığımızda gülümsedi. Belimdeki elleri yavaşça tişörtümün altına sızmaya başladığında kollarımı boynundan indirdim.

"Eğer istersen katibin olabilirim." diye mırıldandığımda Klaus dudaklarını yana kıvırdı ama gözlerimle buluşmadı.

Tişörtümü nazikçe kafamdan çıkarıp baştan çıkarıcı hareketlerle yere attığında nihayet gözlerime bakabilmişti.

"Sen..." üzerime doğru cilveli adımlar attı. "Camille'i mi kıskandın?"

Kollarımı boynuna dolayıp şeytanice gülümsedim. Ellerimi ensesinden uzatıp tişörtünü yukarıya sıyırdım ve çıplak sırtına tırnaklarımla işkence ettim.

LİSYANTUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin