sahne otuz. bebek adımları

269 31 2
                                    

🎶 Taylor Swift, İllicit Affairs

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶 Taylor Swift, İllicit Affairs

Klaus solumda ve hafif arkamdaydı birlikte yürüyerek yarışmadan ayrılıyorduk.

Bu sayede aramızdaki buz kütlesinin küçük bir kısmıda erimeye başlamıştı.

"Kaçtığım için üzgünüm, benim için hep bir utanç olarak kalacak." diyerek alnımı elimle kapattım.

Klaus'un ufak kıkırtısı kulağıma iliştiğinde yüzümü ellerimden kurtarıp bir çift okyanus mavisine baktım.

Kaşlarını kaldırarak omuzlarını silkiyordu yüzündeki şapşal ifade beni hemen onun ruh haline çekmişti.

"Doğrusu beni de şaşırttın," diye kıkırdayarak başladı. "kaçmana hiç ihtimal vermemiştim. Cidden neden kaçtın? Ben kötü mü öpüşüyorum?"

Son sorusu tüm ciddiyetimi alıp uzak dağlara götürürken karnımı tekmeleyen küçük kıkırtıyı serbest bırakarak rahatça başımı geriye atıp güldüm.

Kendime gelmeye yakınlaştığımda Klaus'u bulanık görmeye başladım o kadar sinirlerim bozulmuştu ki.

"Evet Klaus, bizim tek sorunumuz senin kötü öpüşmen zaten." dedim derin bir nefes alıp ellerimi göbeğime koyarken.

Klaus'a göz ucuyla baktığımda bana bakışlarını gördüm. Birinin bana böyle bakabileceğini hâtta o kişinin Büyük Kötü Kurt olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

"Neden kaçtın? Kendini kötü hissetmeni istememiştim." diyerek durdu Klaus.

Dudaklarında beklenti dolu bir kıvrım gözlerinde parıltı vardı.

Bedenimin bir kısmını ayaklarım birbirine çapraz kalacak şekilde çevirip ellerimi iki yanıma serbest bıraktım.

"Aramızdaki şey bana doğru gelmiyordu. Hâlâ doğru olmadığını düşünüyorum," diye başlayıp yüzümü ondan çevirdim tekrar ona baktığımda bakışlarının yere düştüğünü gördüm. "çünkü eğer bir ilişkimiz olacaksa bu ensest olacak."

Klaus kaşlarını hafif çatıp dudaklarını sıkıştırarak sertçe yutkundu.

"Kuzen olduğumuzu kimsenin bilmesi gerekmiyor." diye yerinde kıpırdandı Klaus.

Kendini darda hissettiği her mimiğinden her jestinden anlaşılıyordu.

Kolunun en yukarısına elimi koyup onu kendime çektim ve yavaşça kollarımı bedenine sardım.

Ardından kulağına şöyle fısıldadım; "Bu konuda kan bağımızın yakınlığının umrumda olmadığını söyleyebilirim, Klaus."

Klaus'tan ayrıldığımda gözlerini kapattığını fark ettim.

"Ben..." diye başlayarak derin ve sıkıntılı bir nefes aldı gözleri epey bir mavileşmişti güneş ışığı sklerasının içindeki yaşları aydınlatıyordu.

LİSYANTUSWhere stories live. Discover now