LİSYANTUS

sahne elli bir. gerçek kötü karakter

🎶 Taylor Swift, This İs Me Trying

"Sophie Deveraux..." Klaus'un eski aksanını duymak endişe ve sevinci aynı anda yaşatmıştı. Elijah, Klaus ve Sophie içeride konuşuyorlardı.

"Artık gitmeliyiz." dedi Agnes. Başımı sallayarak, "Bir dakikaya geliyorum." dedim.

Agnes yanımdan uzaklaştığında ellerimi kenetleyip gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ve o dört duvarın içine girmek için ilk adımı attım.

Her adımda nefesim daralıyordu diyaframıma bir şey giriyordu sanki.

Korkuyordum. O öğrendikten sonra olacakları kestiremediğim için bundan ölesiye korkuyordum.

Açık kapıdan içeriye girdiğimde arkası bana dönüktü. Klaus ve Sophie karşı karşıyayken Elijah'da çaprazlarındaydı.

İlk Sophie ile göz göze geldik ardından Klaus omzunun üzerinden döndü.

Uzun zaman sonra ilk kez buluşuyordu gözlerimiz. Daha önemli problemlerim yokmuş gibi bensiz geçirdiği iki haftayı merak ediyordum.

Dudakları o şeklini alırken kaşları çatıldı ardından yüzündeki tüm ifade kendini bir uçurumdan aşağıya attı sanki.

"Haelyn." aramızdaki mesafeyi kapatıp beni kollarının arasına alırken elini saçlarıma attı.

Boynuna sokulup yüzümü gizlerken kokusunu içime çektim. Kokusunu duymayı, ona dokunmayı ve onu izlemeyi çok özlemiştim.

Elimi saç diplerine çıkarıp oynamaya başlarken boynuma usulca bir sürü buse konduruyordu.

Kolları arasında bulduğum huzuru ondan başka hiç kimseden ya da başka bir şeyden elde edemiyordum bu yüzden sonsuza dek ondan ayrılmak istemiyordum.

Zorlukla boynumdan ayrılırken iç çektiğini duydum belimde sardığı kollarını bırakmadan yüzünü görebileceğim kadar geriye çekildi.

"Seni özledim, Haelyn." dediğinde gözlerim yavaşça kırpıştı buna ek olarak buruk bir tebessüm ettim.

"Ben de seni özledim." sadece dudaklarımı oynattım.

Klaus'un dudağı ufak bir tebessümle kıvrıldığında gözlerini kapatıp dudaklarıma doğru eğilerek nazikçe öpmeye başladı.

Kollarımı boynuna dolayıp öpücüğüne karşılık verdim.

Elini saçlarımın altından geçirip enseme sararken dudaklarımdan ayrıldı. Yavaşça alnıma ufak bir buse koyduktan sonra başımı göğsüne yasladı.

Saçlarımı okşadığı kısa sürede gözyaşlarımı tutamamıştım.

"Niklaus."

Elijah ikimiz arasındaki duygusal karmaşayı böldüğünde Klaus benimle birlikte ağabeyine doğru döndü.