sahne on. eski vikingli

334 38 6
                                    

🎶 Arctic Monkeys, My Propeller

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎶 Arctic Monkeys, My Propeller

"Son görüşmemizden sonra hâlâ yardım isteyebilmeniz beni şaşırtıyor gençler."

Yeni tanıştığım esmer kız, Elena, tişörtünün kollarını çekiştirerek ellerini masanın üzerine koydu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini benimkilerle buluşturdu.

"Bak, aranızda geçenlere hakim değilim ama ona yardım edebilecek tek kişi sensin." dedi Elena.

"Bir Bennett cadısının arkadaşın olduğunu duymuştum." derken usulca bir kaşımı havaya kaldırdım.

"Bonnie. Esther'in planını engellemeye çalışırken maalesef annesi vampire dönüştürüldü. Yani..." kahve gözlerini Salvatore kardeşlerde gezdirdi.

"Arkadaşın sizin psikopat adamınız için bazı otlardan toplamış." dedim. Elena başını sallayarak beni onayladı.

"Adı ne demiştin?" diye Damon'a sordum.

"Ric. Alaric Saltzman." diye cevap verdi, Damon. Ona gülümsedim.

"Eğer ikinci kişiliğiyle konuşma şansım varsa bu iyi olurdu." dedim basitçe.

Elena Salvatorelar'a, Salvatorelar'da Elena'ya baktı. Sanırım aralarında sessiz bir anlaşma yapıyorlardı.

Stefan başından beri gergin duruyordu. Sevgili Elena'sına seviştiğimizi söylememden korkuyor olmalıydı.

Damon'da başından beri beni öldürmek istediğine dair zırvalıklardan bahsediyordu.

"Bunu sağlamaya çalışırız." dedi Stefan, Damon'a bakarak. Damon başıyla kardeşini onayladığında sessizce derin bir nefes aldım.

"İyi, onu sakın evime getirmeyin." diye uyardım Elena'yı. Elena beni onayladıktan sonra, "Yarın." diye seslendi zira çoktan masadan kalkmış Grill'den çıkmaya çalışıyordum.

Omzumun üzerinden Elena'ya baktım. "O ebeveynlerimin yerine kalan tek kişi. Benim için değerli ve...." gözlerini sıkıca kapatıp sesli bir nefes verdi. "Lütfen hızlı ol." dedi Elena.

Ona hiçbir yüz ifadesi göstermeden Grill'den ayrıldım.

Grill'in ışıklarından uzaklaşıp dar bir yola ulaşırken tanıdık bir melez varlığıyla dudaklarımı yukarı kıvırdım.

"Beni takip ediyorsun." dedim keyifle.

Saçlarım vampir hızı yüzünden savrulurken arkamda olduğunu düşünerek başımı çevirdim ancak orada değildi. Önüme döndüğümde ise onu tam karşımda buldum.

Basit, küçücük bir tebessüm vardı yüzünde. Gözlerine bakarak tebessüm ettim. "Melez dostların değil de sen takip ediyorsun. Sanırım onur duymalıyım." diye alay ettim onunla.

Melezlerinin kalmadığını biliyordum. Klaus'un yüzündeki tebessüm yerini ciddiyete bırakırken koluma girerek beni kendiyle birlikte sürüklemeye başladı.

LİSYANTUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin