61. Devamı gelirse, film biter gibi.

1.9K 238 258
                                    

Selammm... nasılsınız? 60k olmuşuz. Teşekkür ederim :) 

Bu bölüme tatlı yorumlar yapar mısınız? Çünkü kaos bölümlerden bıktığınızı söyleyip en çok o bölümlere etkileşimler vermeniz tuhafıma gidiyornmsdjkhaflş sizin yüzünüzden kaos delisi olup çıktım...

Neyse, iyi okumalar diliyorum.


Yüzüne bakıyordum ancak bu sahici miydi? Bana bakan gözlerin ardında yaş görmek değildi benim kalbimdeki acıyı dindirecek olan. Onun ağlamış duran yüzüne bakarken, onun beni kollarında sarmasından bile bir alınganlığım vardı. Beni kaybetmekten korkar gibiydi. Ben ise ona hiç kavuşamamaktan ve acı üzerine acı yaşamaya bağışıklık kazanan hayatımdan bıkmıştım. Çünkü her şey sanki bizim için hep çıkılmaz olacakmış gibi hissettiriyordu.

"Ağlama Taehyung," diyebildim, o küçücük hissediyor olduğum kollarından onun boynuna sakınırken. Ama ona bunu derken ağlıyor olmam, kendimi güçsüz hissettiriyordu. Onun dayanaksız kaldığını düşününce. Ve sanki her şey daha da kötüye gidecek diye de kelimeleri ağzımdan güçlükle çıkarıyordum.

"Başına gelenler için üzgünüm," dediğimde beni susturdu. Yanağımdan öperek. "Üzülme," dedi. "Benim suçum. Her şey benim suçum," diyerek hıçkırıklarla bastırdığı soluğunu göğsüme taşıyordu. "Şu anda beni tek mutlu edebilecek olan sensin. Ama senin yanındayken de böyle görmek," diye başını göğsüme yaslamaya çalıştı. Bunun sebebini anlamak ve onun yanımda olmayışına duyduğu ızdırabı hissettim.

Oysa bencilce değildi duygularım. Eğer kendi babam ölmüş olsaydı, tasam onunla daima olacağım sorusundan ziyade hep yanımda kalıp kalmayacağını bilmekti. Ve Sehun ile kardeş olduklarını biliyor muydu? Bunu da öğrenmiş miydi? Bu hassas duygularımda kendimi kaybettiğim vakitte başımıza bir felaket daha gelip gelmediğini nasıl anlayacaktım ben.

Çok karmakarışıktım.

Sadece Taehyung'un iyi olmasını istiyordum.

Elimden ne kadarı gelirdi bilmiyorum ama saçlarını ellerimle okşarken, o duygusal boşluğundan çıkması ve kendimi onun yanında tekrardan güvende ve güçlü olduğumu hissederek zaman tanıyordum. Bu sayede bu durumunda üstünden geleceğimizi, üçümüzün de bu ilişkinin içinden sağ salim çıkacağımızı söylemek istiyordum. Çünkü benim yanım Taehyung'un yanıydı ve hiç kimse bizim kaderimizi birbirimizden ayıramayacaktı.

Çok kararlıydım bu konuda.

Onunla daha rahat bir iletişim kurabilmek için ellerimi durdurdum ve bu uzaklaşmış halimi anlamasını bekledim. Böylelikle yüzüme bakabilecek ve bende onunla konuşabilme cesareti bulabilecektim. Öyle de olduğunda, çekinerek, "Şimdi biz ayrılacak mıyız yine, Taehyung... dayanamıyorum ben buna," dedim. "Her şey üst üste geliyor ve ben senin yaşadığın şeylerin acısına bile derman olamıyorum."

İlk önce duyduklarından ötürü kaşlarını çattı. "Kralın ölümü," dedi ama sesi titriyordu. Dağınık düşüncelerini gözlerinden bile görebiliyordum. Bunu anlamaya çalışırken bile, "Biz ayrılamayız, bu düşüncelerde nereden geliyor sana böyle," diyerek rahatsızlığını dile getirdiğinde, kafamda bu açıklanamaz sanrıları söylemek durumundaydım. Çünkü biz ancak bu şekilde aramızdaki sorunların üstünden gelmeyi başarabilirdik.

"Ama bana dedi ki, biz ayrılacakmışız." Dediğimde, hemen sinirlenerek, "Kim?" diye sordu. İsmini anmak istemiyordum. Aramızdaki bu konuşmanın içinde onun yer almasından nefret ediyordum. Bu yüzden, "Hayatımızda kaç tane bizim ayrılmamızı isteyen orospu çocuğu var?" dedim. Sonra bir upss oldum. Dolaylı yoldan krala küfretmiştim.

prince of my dreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin