26. İhanet dolu itiraflara göz dikmiş Alfa.

2.8K 352 894
                                    

SELAMMM... BEN  seri ve CUKKALAYARAK GELDİM :d

Diğer bölümde gördüğüm yorumları bu bölümde görebilir miyim? pls... (bu arada biz fici yeni yarıladık aşkolarım, bu ficte bir sürü olay var da neyse... )

İyi okumalar :)


Hayal kırıklığı taşıyordum yaşadıklarım için. Kendim içinde böyle hissettiğimden koca bir saçmalık yaşıyordum. Tüm bu yaşadıklarımı, onun beni bir anda sahiplenerek elinde, elinin belimde olmasından manalar çıkarıyordum. Ne aptalmışım. Bu aptallıklarımla yakın olmak istedim. Belki o benim için aynı hisleri paylaşmıyordu, paylaşmayacaktı da umurumda değildi. Bu saatten sonra değildi. Çok değil, bundan tam yarım saat öncesinde olsa yemin ederim onun için kavgaya girecek gibiydim. Birilerinin canını feci şekilde yakacak gibiydim. Ama sonuçlar benim aleyhime, her zamanki gibi.

Şimdi benim her daim yanımda olmakla mükellef olan adam yerine neden yanı başımda beni götüren Sehun'du, sorgulamıyordum. Ben onun gözündeki yerimi daha iyi görebiliyordum. Ona bakarken, onun eşim olsaydı hayatın daha güzel ve daha eğlenceli olacağına inancım tamdı. Eminim o beni gerçekten el üstünde tutardı.

Bana istediğim tüm ilgiyi bir çırpıda verirdi.

"Çok üzgünüm, Yoongi'ye bunu yapmaması gerektiğini söyledim ama durduramadım." Dedi, direksiyonu sıkan elleri yaşadığı vicdan azabının belirtileriydi. Ama kendi içimdeki hesaba öylesine çok odaklanmıştım ki sadece umursamamak, en azından umursamıyormuş gibi davranmak işime geliyordu. Fakat kendisini suçlamasını istemedim. Suçlu olan bendim. Bir anlık kendimi kaptırarak ona inanda ve beni seveceğine inanmaya başladığım salak hislerimdeydi.

"Asıl benim bunun için size teşekkür etmem gerekiyor. Gözden çıkarmaya hazır olduğum gerçeği bana çok güzel gösterdiniz. Beni büyük bir hatanın eşiğinden döndürdünüz."

"Jungkook öyle söyleme," dedi, üzgün bir şekilde. Kafamı yavaşça ona çevirerek, pencereye başımı yaslayarak sırılsıklam olmuş üzerimde onun ceketinin beni ısıtmasını isteyerek daha çok sokuldum. Sakinleştiren bir kokusu vardı. Ve ona bakarken dürüst davranmak istedim. Bir daha yalan söylemek istemiyordum. Söylediğim yalanlara inanacak kadar kendimi kaybetmek istemiyordum.

"Sehun neden bana karşı bu kadar iyisin. Ben senin iyiliğini hak edecek kadar bir şey yaptığımı sanmıyorum. Sıra arkadaşıyız ve sen bana ilk günden beri hep çok ilgili davranıyorsun. Bir prens olmana rağmen çabalıyorsun, gerçeği söyleyerek herkesin saygınlığını ve ilgisini kazanacakken bizimle takılıyor, bizimle saçma sapan şeyler yaparak öğrendiğin her şeyi bir çırpıda yok sayıyorsun."

Dedim ama amacım ne onu irdelemek ne de kendi arkadaş ortamımı rencide etmekti. Aramızdaki en naif davranan, planların bir parçası olan oydu. Akıllıydı ama bizimle tüm aptallıkları yapmaya hazırdı. Kraliyetin göz ardı edilen önemli bir bireyiydi ama o hak ettiği yeri kazanmak yerine benim yanımda olmak için özen gösteriyor ve çabalıyordu. Bu sabrın sırrını öğrenmek istiyordum.

Onun ne diyeceğini bilememesi ve sertçe nefes alıp vermesi, benim onun yerine cevap vermem gerektiğini düşündürdü. "Benden neden hoşlanıyorsun? Çünkü senin benden hoşlanman için hiçbir şey yapmadım." Dediğimde gözleri hızla daldığı yoldan süratle kaçarak bana baktı. "Bunu anladın mı?" diye sordu, ama yüzümü buruşturdum. "Tamam arada aptallığım tutuyor, ama bu kendime karşı."

"Kendin için öyle deme. Sen sadece içten içe hassas birisin. Dışarıya karşı sürekli gülmek ve alay etmek, aslında ne kadar yalnız olduğunla alakalıydı. Ben o içindeki yalnızlığa çekildim. Seni samimiyetle gülümsetmekten başka bir şey istemedim. Lütfen hissettiğim duygular için benden uzaklaşma olur mu?"

prince of my dreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin