33. Reste rest çeken üçüncü bacak sendromu.

2.5K 316 252
                                    

Selam? Kimler uyanık...:)

Vote ve yorumcuklar alma ümidiyle, uzatmadan, iyi okumalar.

...





Taehyung'un Ağzından.

Beni kimsenin anlayamayacağı bir zaman dilimindeydim. Düşüncelerimden ötürü kafamda oturmayan sanrılar ve olası planlar dahilinde içimde serpilen bu manasız çalımı anlamlandırmaya ve sıfat koyarak bir çözüm bulmaya çalışıyordum. Ne yabani ne zoraki bir istekti doğrusu. İç güdülerim beni çoğu sorunların kökünden kazıyarak yok etmeye planlanmış olsa da şu anda bulunduğum durum için çözüm bulabilme adına ablamı arıyor ve nezaketin boy ölçüştüğü sarayın içinde sinirden neredeyse duvarlara yumruk atmak üzereydim.

Kırgın olduğumu ona belli etmeme rağmen nasıl olurda halen okul çıkışında onunla yan yana yürüyerek, onu göreceğim diye kıpır kıpır olan içimi arabanın sadece camından seyrederek şahit olduğum manzara karşısında paramparça edebilirdi. Halbuki benimle en azından da olsa eskisi gibi konuşmaya çalışır diye düşünmüştüm. Gıcık olduğunu bile bile sırf bana tepki vermesini isteyerek son ses kulaklıkla klasik müzik dinlemiştim ve onun tüm yaptığı yanımda uyuklamak oldu. Çok iyisin Jungkook.

Şu anda odanın içinde volta atarak sabah yaşanan olayları, beni anlayacağını düşündüğüm ablama anlatırken bir nebze olsun rahatlamış sayılırdım. Kendimi fazlasıyla dengesiz hissederken, beni anlayarak bir tavsiye vermesini veyahut bir komuta belirleyerek onu fiile çevirmemde rol modelim olsun istiyordum. Tıpkı çocukken olduğu gibi. Çünkü o yaramaz ve istediğini almak için kırıp döken ve her şeyi olduğundan daha kötü bir hale sürükleyerek dönülmez bir sapağa sapmak istemiyordum.

Ve ablama olayı iki kez anlatmama rağmen bana tekrardan aynı şeyleri, yani ona kendim için anlattığım cümlelerimi bana karşı kullanırken fazla sabırsızdım. "Evet abla öyle oldu dedim ya sana," diyerek tahammülüm kalmamış bir halde söylenirken, hemen karşı odamda Jungkook'un ne yaptığını bilmediğimden, kontrol etme isteğiyle pencereme yaklaştım.

Lanet olsun, penceresinin perdesini kapamıştı!

"Sus gerzek, çok hakkın varmış gibi bir de trip atmışsın." Diyen ablamın ahizesinden çıkan sese gözlerimi devirdim. Her defasında bana bu tepkiyi nasıl verebiliyordu. Alfayım diye durmadan beni aşağıladığı yetmiyormuş gibi içimdeki duyguları frenleyemeyerek tepki vermiş olmamdan dolayı da ayrı azarlıyordu.

"Elimde olan bir şey değildi." Diyerek balkonun kapısına yaklaştım. Hava güzeldi ve dikkatimden kaçarak Jungkook'un belki de hala derste olduğunu düşünmek istiyor ve aramızdaki bu sessizlik için nasıl bir ifadeye sahip olduğunu bilmek istiyordum. Onda en çok hoşuma giden şeylerden biri de buydu sanırım. Duygularının yüzünde aldığı şekli gizleyemiyor olmasıydı. Bu mayhoş düşüncelere dalacakken ablamın tekrardan homurdanması ve benim de ona kendimi bininci kez ikna olmuş bir biçimde savunmaya itti.

"Birdenbire o şekilde tepki verdim. Kırıldım belki de bilmiyorum." Diyerek dudak dişlerken, sıkılgan ve bu tarz sözler için alışkın olmayan ağzım tembeldi. "Onun için özel olmayı istiyorum. İlk defa birinin bana değer vermesini çok istiyorum ve bunun için ne yapmam gerektiği konusunda bir fikrim bile yok. Çünkü o benden hoşlanmıyor ve... ve beni umursamıyor."

"Anlıyorum... anlıyorum." Dedi ve derin bir iç çekti. "Bir şeyler düşünmemiz lazım." Dediği anda heyecanlandım. Saçma bir heyecandı lakin onun da bir omega olması, en azından beni Jungkook'a yaklaştıracak sağlıklı fikriler barındırdığı düşüncesine çekiyor ve umutlanmama sebep oluyordu. Yine de "Anlattığın kadarıyla bu çocuk senin ayağına gelecek bir tipe hiç benzemiyor," dediğinde, sadece anlattıklarımla onun nasıl bir inatçı olduğunu anlamıştı.

prince of my dreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin