Ana Dilim Aşk 2 ❤ 1

57K 2.8K 279
                                    

EFLAL
İlk izlenim için tek bir şansın olurdu insanların. Ama ilk izlenim yaratmak kadar önemli olan bir şey daha vardı; son izlenim. İnsanlar sizinle ilgili ilk ne düşündüklerini hatırlamayabilirlerdi. Duygular değişir, insanlar değişir ama son anlar hiçbir zaman unutulmazdı. Onlar sonsuza kadar bizimleydi.
Son kelimeler...
Ertan Bey'le ilgili ilk ne düşündüğümü tam olarak hatırlamıyordum ama dün geceki yemek sırasında göz hapsine alması ve hayatımıza dair sorular sormasıyla aklıma kazınan yerinin pek hoşuna gideceğini sanmıyordum. Geçmişimizi deşmesinden dolayı, zar zor yamalanmış yaralarımız tekrar kanıyordu. En azından benimkiler.
Annemin öldüğü anı görmemiştim ya da öldükten sonraki halini. Ölmeden birkaç saat önceki halini hayal meyal hatırlıyordum ama söylediği son kelimeler... Onlar kafamda öyle bir yer etmiş ki, dün gecemin uykusuz geçmesine neden olmuşlardı.
'Hayatımdaki tek suçsuz kişi sensin.'
O zamanlar bunun ne anlama geldiğini anlamamıştım. Ölümüyle ilgili kendimi suçlamamam gerektiğini düşünmüştüm ama şu anda nedense başka bir şey kast ettiğini hissediyordum. Araştırmam gereken şeyler... Tüm gece yatakta dönüp durmuş, yılların tozlandırdığı anılarımın üzerini silmiştim. İlk kez annemin geçmişini merak etmiştim. Babamı... Bu konunun üzerine gitmek istiyordum ama öğrenebileceklerimle ilgili gücüm var mıydı? Henüz bundan emin değildim.
Başımı Hayal'e doğru çevirdim. Gözlerinin açık olduğunu fark ettiğimde hafifçe kaşlarım çatıldı. Sırt üstü uzanmış, parmaklarını göğsünde kenetlemiş, neredeyse gözlerini kırpmadan tavanı izliyordu. Sanırım dün geceninetkisinden çıkamamıştı ama onunki yemekten kaynaklı değil, eve geldiğimizde yaşananlardan dolayıydı.
Gece boyunca Eren tarafından izlendiğini eve adımımızı atar atmaz çıkardığı kavgadan anlamıştık. Arel'le aralarındaki ilişkiyi sorgulaması Hayal'i panikletmişti. Açıkçası onun öfkeli hali benim bile elimi kolumu birbirine dolamıştı.Sadece arkadaş olduklarını söylese de Eren'in buna inanmadığının ikimizde farkındaydık. Aynı soruyu farklı noktalardan ele alıp tekrar tekrar sormuştu. Açık aradığı o kadar belliydi ki... Mert sessizce, olaylara arka plandan katılarak bizi izlemişti, daha doğrusu beni. Bu daha da gerilmeme neden olmuştu. Hayal'in yalanını ortaya çıkarmamak için mümkün olduğunca tepki vermemeye çalışmıştım. Çünkü yaptığım her hareket aleyhimize delil olarak kullanılabilirdi.
Dirseğimin üzerinde doğruldum. Hareketimi hissettiği gibi başını benim olduğum tarafa çevirdi. ''Günaydın.'' Buruk bir tebessümü dudağının kenarına yerleştirdi. Dirseğimden kendimi iterek yatağa oturdum.
"Dün gece yaşananları düşünüyorsun değil mi?"
Hayal başını evet anlamında salladıktan sonra yattığı yerden kalktı ve sırtını yatağın başlığına dayadı."Arel'le arkadaş olduğumuza neden inanmıyor anlamıyorum." Hayal'in el hareketleri bile kırgınlığını belli edercesine yavaştı. Ayaklarımı aşağıya sarkıttım ve ufak bir aramadan sonra terliklerimi buldum. Hayal ellerini kucağına koymuş, tırnaklarına çoktan işkence etmeye başlamıştı. Yanına oturduğumda bakışlarını tırnaklarından bana çevirdi. Eren'le araları ne zaman açılsa, o mavi gözleri dolar, sanki çilleri daha da belirgin bir hal alırdı ya da yüzünün rengi gittiği için bana öyle gelirdi. Elimi kenetlediği ellerinin üzerine koyup "Çünkü arkadaşlar birbirlerine öyle bakmazlar," dedim. "Aranızda bir şey olduğunu, size bakan biri anlayabilir. Eren gibi biriyse emindir. Keşke en başta inkâr etmek yerine kabul etseydin."
Hayal ellerini, elimin altından çıkardı. "Onlara karşı olan ön yargılarını biliyorsun. O kadar uyarıdan sonra nasıl biz sevgili olduk diyebilirdim? Balo da dansa kaldırdığı için Atakan'la ilgili neler dedi duymadın mı? Hele daha sonra Arel'le dans etmeye devam ettiğim için dedikleri. Daha bu yaşananları hazmedememişken aramızın açılmasına nasıl göz yumabilirdim?" Söylediklerinde sonuna kadar haklıydı. Sırf bir dans için geceyi burnumuzdan getirmek üzereyken Mert onu frenlemişti. Kulüpte neler yaşandığını tam olarak hatırlamasam da sonrasının da pek farklı geçmediğini söylemişlerdi. Daha bu olanları unutup sakinlememişken dün geceki yemek, bu olayların üzerine tuz biber olmuştu. Hayal için Eren arkadaştan öteydi. Onu çok iyi anlıyordum.
"Hadi bakalım. Olan oldu artık,"deyip çillerle kaplı yanaklarını avuçlarımın arasına aldım. "Bunun için günlerce yas tutmayacağız değil mi?" Sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. "Gün doğmadan neler doğar. Eminim her şey yoluna girecek, sadece Eren'e biraz zaman vermelisin.Hem en kötü ne olur ki?" İmalı bir şekilde gözlerimin içine baktı. Sanki felaket senaryolarını benim beynime aktarıyordu. Düşüncelerimi sallayıp kendimi iyiye odaklamaya çalışırken "En kötü olacak şeyi ben sana söyleyeyim," dedim. "Arel'in tutarsın elinden, çıkarsın Eren'in karşısına. Bir bir anlatırsınız olanları, hissettiklerinizi. Tamam, Eren kas kafalı olsa da, bir kalbi var ve senin mutluluğunu gerçekten istiyor."
Hayal söylediklerime inanmıyormuş gibi surat asınca yanaklarını sağa sola çekiştirmeye başladım. "Gül biraz ama," dediğimde zoraki de olsa bir tebessüm dudaklarının yerine yerleşti.
"Heh... İdare eder. Hadi biran önce hazırlanalım, yoksa okula geç kalacağız."
* *

ANA DİLİM AŞKWhere stories live. Discover now