57.Bölüm :)

44.3K 1.3K 297
                                    

Ben sizi çok özledim <3

Dört gün dayanabildim. Alın bakalım size Yeni bölüm. İsteklerinizi karşılar umarım <3

Sevgilerimle 145k okuyucum <3
*

"Aşk, üç harften oluşan sonsuzluk demek bana göre. Duyguların, hislerin, temasların, töleransların, bakışların, seslerin sonsuz olduğu bir duygu yığınıdır aşk." derin bir nefes ve devam "Bir insana, bir hayvana veya bir eşyaya aşık olabiliriz. Hatta işimize. Aşık olmak için illa bir sebep yoktur. Nefret etmek için olmadığı gibi."

"Aşk ve nefret kardeş iki duygudur. Birbirine zıt olsalar bile her zaman beraberdir. Üzüntü ve mutluluk bu iki duygunun ebeveynleridir."

"Bunlardan kaçamayız. Her zaman bizimle olurlar. Her zaman bizi bırakmayacak tek şeylerdir bunlar. Aşık olduğumuz insan, hayvan, eşya ve hatta işimiz bizi bırakır ama içimizdeki aşk bitmez. Ama ondan nefret etmeye başlarız."

Ben insanlara değil, sana güvenmiyorum Asil...

"Uzun lafın kısası gençler, bir şeyden asla kaçmayın. O şey duygularınızsa eğer kaçmayın. Zaten kaçamazsınız, kaçtığınızı sanarsınız ama ona daha çok çekilirsiniz."

Şuan İzmir'de bir üniversitede konuşmacı olarak çağrılmıştım. Karşımda genç öğrenciler ve birkaç okul yönetiminden kişiler vardı. Onların karşısında konuşma yapmak beni geriyordu ve hepsinin gözümün en içine bakması daha bi gerilmeme sebep oluyordu.

"İşiniz sizin için çok önemli olmalı. Hepiniz iki yıldan başlayarak 6 yıla kadar okul okuyarak o mesleği ediniyorsunuz. En basitinden bu işi, bu yüzden en iyi şekilde yapmalısınız. Doktor mu olacaksın? En iyisi olmak için çalış. Öğretmen mi olacaksın? O kutsal mesleği en ideal şekilde gerçekleştir. Ben inanıyorum size. Siz en iyisi olabilecek  insanlarsınız ama bu yatarak olmuyor. Çok çalışmanız lazım."

Yüzümdeki gülümseme ile karşımdaki gençlere baktım "Kanınız daha sıcak. Her şeyi başarabilirsiniz."

"Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için. Eğer sorularınız varsa özel olarak sorabilirsiniz. Şimdilik benden bu kadar. Beni buraya çağıran yönetimede teşekkür ederim" dedim.

"Paranı aldın, neyine teşekkür ediyorsun?" dedi aralarından birisi.

Gülümsedim "Ben bu tarz organizasyonlardan para almıyorum. Zaten ihtiyacımda yok 3-5 kuruşa."

"Tekrardan herkese teşekkür ederim" dedim ve kürsüden indim.

O günün üstünden iki yıl geçmişti. İlk altı ay tam bir işkenceydi. Her bakıma.

Şuanda babamın şirketinin başındaydım. Hayallerimdeki gibi...

O şirketteki Esra ve Ozan dışındaki herkes ile iletişimi kesmiştim.

"Nur hanım!" diye seslenen kişi ile adımlarım durdu. Üstümdeki siyah takıma dikkat ederek hafifçe arkaya döndüm. Yirmili yaşlarının başında bir geç kız vardı karşımda. Siyah çerçeveli gözlükleri ile ışıl ışıl bakışlara sahipti. Kıvırcık saçlarını arkaya atıp tam karşımda durdu. "Şey, ben sizi uzun zamandır tanıyorum. Gerçekten çok seviyorum. Çok başarılısınız. En çokta, babanızın şirketi olmasına rağmen en alttan başlamanızı çok seviyorum. Diğer buraya gelenler gibi değilsiniz. Siz-"

"Bana adını söyler misin? Ve lütfen beni övme. Emin ol düşündüğün kadar iyi birisi değilim."

"Adım... Adım? Adım ne benim? Bir saniye hatırlayacağım" derken elini saçından geçirmişti.

Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|Where stories live. Discover now