63.Bölüm

31.3K 1.1K 120
                                    

"Asil Hanım, gelebilir miyim?" Hakan odamın kapısının önünde bana bakıyordu. Bir sorunu var gibiydi.

"Evet Hakan, gelebilirsin" elimdeki işleri bırakıp Hakan'a döndüm. Karşımdaki sandalyeye oturması için gösterdim. Oturduktan sonra eliyle oynamaya başladı "Şey..." dedi. "Asil Hanım, Bilal Bey beni yolladı." dedi. "Boran Beyin doğum gününe şirketçe davetliymişiz. Sizde patron olduğunuz için katılmanız lazımmış. Sonuçta bir proje içindeyiz. Ortak sayılırız falan dedi. Bilal Bey ve Ozan Bey dedi. Beni zorladılar" dedi tek nefeste.

"Tamam Hakan dövmeyeceğim seni." dedim gülümseyerek "Müsait değilim. Gidemem doğum gününe."

"Aslında tam o gün bütün işleriniz başka günlere ertelenmiş. Allah'ın işi" dedi Hakan.

"Benim müsit olmama nedenim sadece iş mi Hakan? Özel bir hayatım olamaz mı?"

"Yok. Bir buçuk yıldır sizin asistanınızım daha bir gün gezdiğinizi görmedim" dedi.

"İşte o gün gezicem. Şimdi müsade edersen çalışmam lazım"

"Gelmeye sizi ikna edemezsem Bilal Bey beni kovacağını söyledi"

"Hakan, çık dışarı. Gelmeyeceğim partiye falan" dedim.

"ama..."

"Hakan çık git!"

Başını sallayıp oturduğu yerden kalktı. Tarihe baktığımda 7 Temmuzdu. 17 Temmuz Boran'ın doğum günüydü. 10 gün vardı ama kutlayacağını hiç düşünmüyorum. 18 Temmuz öz annesinin ölüm yıl dönümü çünkü.

Hiç gitmemişti öz annesinin mezarına, sevgili olduğumuz zaman sormayı çok istemiştim ama canını yakmaktan korkmuştum ve sormamıştım. Annesini affetmediğini biliyordum. Sonuçta kim daha dört yaşındayken kendisini öldüren annesini affeder ki?

Doğum gününden nefret ediyordu. O zamanlar da kutlattırmamıştı zaten. Şimdi de Ozanlar boşuna hevesleniyordu. Gelmezdi.

🥀

"Asil, gel bak! Yalvarırım sana." dedi Ozan. Sabahtan beri başımın etini yiyordu gelmem için. İki gün önce Hakan'ın ısrarı yetmemiş olacak ki bugün de kendisi ısrar ediyordu.

"Evimden git Ozan. Gelmeyeceğim"

"Ölümü öp. Gelmezsen bak ölümü gör. Benim için gel bari. Kırma beni" dedi.

"Kırmıyım mı seni? Sen beni kırıyorsun ama Ozan. Sırg arkadaşın mutlu olsun diye kardeşim dediğin benim canımı yakıyorsun. Her gün onunla bir saat geçiriyorum şu sikik anlaşmanız yüzünden. Benim canımı sen ve Bilal başta olmak üzere bu kadar yakarken sen nasıl kırma beni diyebiliyorsun?" diye patladım en sonunda. "Sana anlattım ben sadece ne olduda ayrıldığımızı ama sen ne yaptın? Bir hafta sonra siktiri boktan anlaşma adı altında bizi burun buruna getirdin. Bir kez ağzımı açıp sana bu konu hakkında bir şey demedim. Sonuçta senin kaç yıllık arkadaşın, düşünebilirsin onu ama bunları yaparken beni dahil etme!" Dedim "Gelmeyeceğim partiye falan. Bu konu hakkında beni rahatsız etmekten vazgeçin artık"

"Üzgünüm, seni üzmek veya canını yakmak amacında değildim. Sadece ikinizinde sorunlarınızı çözmeniz için konuşmanız gerektiğini düşünüyordum ama sen bu inadınla devam edersen o canının acıması hiç geçmez. Hayatının sonuna kadar yanar canının." Dedi. Yüzümü iki elinin arasına alıp "Bak ben sevdiğimden uzak durmak nedir çok iyi biliyorum. Dört ay boyunca Esra'dan ayrı kaldım siz iki yıldır ayrısınız. Buna kalp dayanmaz Asil. Sevdiğinden ayrı olmak zor, birde nefret ederek ondan ayrı kalmak zor." Gülümsedi "Benim üstüme vazife değil ama dinle onuda. O zaman yine ayrı kalırsınız ama nefret etmezsiniz birbirinizden." Dedi ve ayağa kalktı. Başımın üstünü öptü ve evden kaçarcasına çıktı.

Sevgi, herkes sever sevilir.

Aşk, herkes aşık olur.

Sevda, herkese nasip olmaz. Sevdanın içine düştüğün zaman kopamazsın. İçinden atamazsın. Bir kez sevdaya yakalanırsın zaten ona yenik düştüğün için bir başkası nasip olmaz.

Ben, Boran'a sevdalıydım...

-------

Kusura bakmayın lütfen cenaze var, o yüzden yazamadım.

Sevgilerimle :)

Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu