40.Bölüm

59.6K 1.7K 168
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum <3

*
"Sen neden bu kadar mutlusun? Toplantıya giriceksin, partiye değil" diyen Ozan ile ona döndüm.

"Hayat güzel. Sende mutlu ol" diye saçmaladım.

"Kız sen aşık mı oldun?"

"Seni sormak lazım. Ne oldu Esra işi?"

"Kaçıyor benden. Asla karşılaşamıyoruz. Sen bi konuşsana Nur" dedi ellerini çenesinin altına koyup yavru kedi bakışı atmaya çalışmıştı. Ürkütücü duruyordu.

"Bana öyle bakma!"

"Etkileniyor musun? Patron asistan aşkı... Klasik ama en çok tutan"

"Etkilenmek? Aynı bakışı aynaya karşı atın ve ne kadar ürkütücü durduğunuza bir bakın."

Ozan tam ağzını açmıştı ki toplantı odasına gelmiştik. Hızla içeri girdiğimizde Boran'ın daha gelmediğini görmüştüm. Üzdü...

*

Herkes gelmişti. Boran ve Ozan baş köşede oturuyordu. Ben Boran'ın sağında benim karşımda Esra(?) vardı. Esra neden oradaydı? Azra'nın oturması lazımdı. Cidden Azra nerdeydi?

Toplantı esnasında önemli şeyleri not alıyordum ama şerefsiz insaaan, şerefsiz insan her şeyi yapar!

Boran'ın bacağına topuklu ayakkabımın sivri ucuyla dokunmaya başladım. Bu hareketim ile Boran öksürmeye başladı.

"İyi misiniz Boran Bey?" Diyip cam şişedeki suyu bardağa doldurup ona uzattım.

"İyiyim Nur. Sen iyi misin?" dedi kinayeli bir biçimde.

"Harikayım" dedim yüzümdeki gülümsemeyle.

Geri yerime oturdum ve toplantı ile ilgili notları almaya başladım. Ama bu Boran ile uğraşmayacağım anlamına gelmiyor.

Bir bakmışım elimdeki kalem yere düşmüş.

Yerden kalemi almak için sandalyemden kalktım. Masanın altına kaçtığı için bir tık zor olacaktı(!)

Kalem sandalyemin yanına düşmüştü ama bunu kim biliyordu? Kalemi aldıktan sonra Boran'ın bacağına, elimi boylu boyunca sürttüm. Elimi tuttuğunda elimi çekmeye çalıştım ama bir işe yaramadı.

"Boran bırak!" diye fısıldadım. Ama eğlenen taraf bu sefer Boran'dı. "Boran bırak bak!"

Boran bana bir kağıt uzattığında tutmadığı elim ile onu aldım. "Uslu duracak mısın?" Yazıyordu. Başımı hızla aşağı yukarıya salladım ve elimi bıraktı. "Pislik!"

Yerime geçtiğimde artık onunla temas halinde bulunmuyordum. Bulunmayacaktım.

Toplantı kısa süre sonra bitmişti ben tuttuğum notları düzenleyip Ozan ile odadan çıkmıştım. Asansörü çağırıp bekkemeye başladık.

"Esra Boran'ın asistanı olmuş! Bu kız asistan olmak istiyordu madem benim asistanım olsaydı?" diyen Ozan'a döndüm

"Esra, Boran'ın asistanı mı olmuş? Ne zaman? Neden benim haberim yok? Neden olmuş? Nasıl olmuş?" diye sorularımı sıraladım.

"Boran? Bey'e ne oldu?" dedi Ozan sırıtarak.

"Konumz bu mu? Ya asistan patron aşkı yaşarlarsa? Boran Bey bilmiyor sizin duygularınızı. Bir konuş bence." dedim.

"Boran sevmez ki Esra'yı. Yani onun tipi o değil"

"Tipi ne?"

"O sarı saçlı sever, renkli gözlü, hafif etine dolgun ve kısa sever" dedi. Benim tam tersimdi.

"Sanmıyorum. Bence Boran Bey karşısındakinin kalbiyle ilgileniyor"

"İyi birisi olması tabi önemli ama bu zamana kadar hiç bu kriter dışında birisiyle sevgili olmadı. Önceki nişanlısı sarı saçları, masmavi gözleri ile geziyordu. Boyuda kısaydı zaten salak salak takılıyordu." sevmiyordu Emineyi.

"Konu nerden Boran Bey'in aşk hayatına geldi? Anlamış değilim. Ne alaka? Konu Esra ve sendin, Boran Bey ne alaka? Git konuş arkadaşınla! Hatta konuşma neden konuşacaksın? Ne konuşacaksın? Niye konu-"

"Sen Boran'a mı aşıksın?" diye sözümü kesiti bir anda.

"Ya ne alakası var ya?! Ben seni düşündüğümden diyorum. Hata bende ama! Umrumda da değil! Konuşmıcam da Esra ile! Sormucam senin hakkındaki düşüncelerini Ozan Bey!" dedim ve gelen asansöre bindim. Ardımdan Ozan'da gelmişti. Ona bakmadan kapının kapanmasını bekliyorduk. Tuşa neden basmıyordu?

Kapı tam kapanacakken Boran ve Esra'da geldi. Yarım bir biçimde Boran'a gülümsedim. Boran yanıma geçtiğinde Esra ve Ozan önümüzde kalmıştı.

Elini belime atıp beni kendisine yaklaştırdığında gözlerim irice açıldı. Nefesini omzumda hissediyordum.

"Toplantı nasıldı Nur Hanım?" diye sordu. Toplantıda yaptığım şeyin intikamını almaya çalışıyordu!

"Harika! Arada yapılması lazım. Şirketin geleceği için" dedim. Bu olayı daha fazla deşmemek için Boran'dan biraz uzaklaşıp Esra'ya döndüm " Esra, hayırlı olsun. Boran Bey'in asitanı olmuşsun"

"Evet, çok ani gelişte. Azra işten çıkartılınca ben geçtim." dedi

"Bir Ozan Korfalı olmasa bile Boran Bey'de iyidir. En azından Azra öyle söylüyordu." dedim.

"Bir Ozan Korfalı olmasa bile, derken?"

"Yanlış anlamayın Boran Bey, patronum diye demiyorum Ozan Bey candır. Her bakıma. Çok iyi, çok tatlı birisidir. Saygılı, anlayışlı, sevgi dolu koala gibi ya. Baksanıza şu sıfata..." diyip Ozan'ın yanaklarını sıktım"...pamuk şeker! Benim tipim değil ama tam evlenilecek adam!"

"Nur?" dedi Ozan. Salak mıydı bu? Esra ona o gözle baksın diye abartıyordum.

"Söyleyin biricik patronum! Canım patronum ya!" dedim abartılı abartılı.

Bu asansör neden bu kadar yavaştı?

"Maaşına zam mı istiyorsun?" dedi.

Dediği şey ile kocaman bir kahkaha attım. "Sence paraya ihtiyacım mı var? Burdan kazandığım para eve gidene kadar bitiyor."

Asansör nihayet ineceğimiz kata gelmişti.

"Şükür!" diyip ilk ben indim. Ozan'da ardımdan inmişti. "Görüşürüz" diyip Boran ve Esra'ya el salladık.

Ozan'ın odasına girdiğimizde ona döndüm. "Esra senin hakkında güzel şeyle düşünsün diye o kadar övdüm seni sen ne dedin? Biraz düşünseydin ya! Of ya of!"

"Boran'a desem seninle Esra'yı değiştirir mi?"

"Çekin fotoğrafımı, dolap hesabınızda paylaşın. Açıkkamasın 'Sahibinden değiştirilecek asistan' yazın isterseniz!" dedim. "Odama gidiyorum ben!" diyip odadan çıktım.

Kendi odama geçmeden bir fincan kahve alıp odama geçtim. İşte bu görmeyi beklemediğim bir şeydi.

"Sen nasıl girdn buraya?"

-----

Bölüm sonu :)

Patron-Yarı Texting +18 |Final Yaptı|Where stories live. Discover now